İngiltere'de yaşanan grev dalgası tüm ülkeyi sarmış durumda. Metro çalışanları, otobüs şoförleri, UBER sürücüleri, öğretmenler, liman işçileri, ceza avukatları, gazeteciler, kamu personeli, hemşireler, ambulans şoförleri, temizlik işçileri, demir yolu, havalimanı, üniversite, havacılık, posta gibi temel çalışma alanlarının yanı sıra farklı meslek gruplarında çalışan emekçiler de grevlere katıldı.
Yaz aylarının ilk günlerinde başlayan grevler, yılın üçüncü çeyreğinde eklenen ve aralık ayında her gün yaşanan grevlerle birlikte dev bir dalgaya dönüştü. Grevler yeni yılda da sürecek. İngiltere 1980'lerden beri gerçekleşen grevlerin en büyüğü ile karşı karşıya bulunuyor ve bu dalga şimdilik kırılacak gibi görünmüyor.
Hemşireler ve ambulans çalışanları, RMT Demiryolu Sendikası, artı Sınır Gücü, Karayolları Ajansı ve posta servisi (Royal Mail) çalışanlarının hepsinin planlanmış grevleri var.
Dalgaya yeni yılda yapılması beklenen kamu sektörü grevleri de eklenecek. Britanya Tabipler Birliği’nde örgütlü pratisyen hekimler ocak ayında kendilerine teklif edilen yüzde 2’lik ücret artışını oylamaya sunacak. NASUWT ve NEU öğretmen sendikalarında örgütlü 400 bin öğretmen ve yardımcı eğitim kadrosu da grev oylaması yapıyor ve sonucu ocak ayında belli olacak.
Artan hayat pahalığı karşısında maaşları eriyen işçi ve emekçiler, enflasyonun altında bir ücret artışını reddediyorlar. Farklı işkollarında çok sayıda işçi sendikasında yapılan oylamalarda grev kararları çıkıyor. Bazı işyerlerinde işçiler tarihinde ilk kez greve çıkıyor, bazılarında ise on yıllar sonra. 2022 yılında gerçekleştirilen ve yapılması planlanan grevler, İngiltere’de gerçek bir ‘grev dalgası’ olduğunu gösteriyor:
* Grev dalgası, haziran ayında demiryolu işçileri ve Londra’daki metro çalışanları ile başladı.
İngiltere, İskoçya ve Galler’de 40 binden fazla demir yolu işçisi son 30 yılın en büyük grevini gerçekleştirdi. RMT, TSSA, ASLEF sendikalarında örgütlü demiryolu işçileri 6 aydır bir ve iki günlük grevlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Demiryolu çalışanları 3-4 Ocak ve 6-7 Ocak tarihlerinde her biri 48 saat olmak üzere 4 kez toplam 8 gün boyunca toplu greve gitmeyi planlıyor.
* Demiryolu grevinin yanı sıra bazı otobüs şoförleri de işi durdurdu. Güney Londra’da otobüs hatları Battersea, Beddington, Hayes, Southall, Twickenham ve Walworth’taki otobüs garajlarında çalışan ve Abellio firmasına bağlı sendika üyeleri iş bıraktı. Sürücü adayı gözetmenleri tarafından yapılan, kuzeydoğu İngiltere ve İskoçya’yı etkileyen başka bir grev ise devam ediyor.
* İngiltere’nin otoyollarını ve ana yollarını kontrol altında tutan, CCTV kameralarını izleyen, elektronik uyarı işaretlerini programlayan veya kaza sonrası müdahale gibi işleri yapan Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (PCS) üyeleri de 16 Aralık’ta greve çıktı.
* Kraliyet Posta Hizmetleri (Royal Mail) çalışanları ağustos ayından bu yana 8 ayrı gün grev yaptı. Noel öncesinde, yapılması planlanan 10 grev tarihi daha açıkladılar.
* İletişim-Telekom sektöründü BT ve Openreach şirketlerinde çalışanlar 30 yıldır ilk kez temmuz ayında greve gittiler. Ağustos ve Ekim’de de bazı günler eylemlerini sürdürdüler.
* 150 üniversitede 70 binden fazla üniversite çalışanı 24, 25 ve 30 Kasım’da maaş, emeklilik ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle üç günlük greve gitti. Greve, Ulusal Öğrenci Birliği de destek verdi. İskoçya’nın 1980’lerden bu yana ulusal çapta okullara yönelik ilk grevi. İskoç Orta Öğretim Öğretmenleri Derneği (SSTA), Ulusal Okul Müdürleri ve Kadın Öğretmenler Birliğine (NASUWT) üye öğretmenler, anlaşma sağlanamaması halinde 10 ve 11 Ocak’ta da greve gidecek. Öğretmenleri temsil eden sendikalar, yüzde 5 maaş zammı teklifini “aşağılayıcı” buldukları için reddediyor.
* Liverpool tersanesi işçileri ücret artışı konusunda anlaşma sağlayarak aralık ayında grevi sonlandırdı. Felixstowe limanı işçilerinin anlaşmazlığı ve grevleri ise sürüyor.
* İskoçya’da orta öğretim kurumlarında çalışanlar eğitim emekçileri 24 Kasım’da yaklaşık 40 yıldır ilk kez greve çıktılar. Yüzde 10 ücret artışı talep eden İskoçya öğretmenlerinin gelecek yıl için de yeni grev günleri ilan etmesi bekleniyor.
* Çok sayıda sektörde hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında makul bir maaş artışı talebiyle başlayan grev dalgasına İngiltere’de Ulusal Sağlık Sisteminde (NHS) kilit öneme sahip hemşireler de katıldı. Bu, İngiltere'deki hükümet sağlık sistemi (NHS) tarihindeki en büyük grev olarak ifade ediliyor.
Ülkede sağlık sektöründe 100 binin üzerinde personel açığı olduğu ve bunun, covid salgının yarattığı olağanüstü çalışma koşullarının sistemin neredeyse çökme noktasına gelmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Hemşirelerin, doktorların ve acil servis çalışanlarının iş yükü ikiye-üçe katlanmış durumda. Hastanede yatakların dolu, normal olarak 15 dakikayı geçmemesi gereken ambulans bekleme sürelerinin her 10 vakadan birinde 1 saati geçebildiği ve bazı durumlarda ambulansların hastane kapılarında saatlerce hasta bırakmak için beklediği ifade ediliyor. Buna karşın son 10 yılda hemşire maaşlarındaki düşüşün ise yüzde 20’ye ulaştığı hesaplanıyor.
Hemşireleri temsil eden 300 binden fazla üyesi bulunun Kraliyet Hemşireler Koleji RCN (Royal College of Nursing) Sendikası’nın 106 yıllık tarihinde ilk kez yaptığı grev oylamasında, hemşirelerin büyük çoğunluğu greve gidilmesi yönünde oy kullandı. Hemşireler 14 ve 20 Aralık’ta iş bırakma eylemi yaptılar. Greve yaklaşık 100 bin hemşire katıldı. Sadece acil servislerin açık kaldığı grev, 70 binden fazla acil hastanın ameliyatı ve 3 milyona yakın ameliyat ve randevunun ertelenmesine ve yeniden planlanmasına yol açtı. RCN Sendikası, yüzde 19’luk maaş zammı talebinde bulunuyor. Hükümet ise bu talebin karşılanamaz olduğunu iddia ediyor. RCN Sendikası hükümetin bu yaklaşımını değiştirmediği takdirde ocak ayında yeniden greve gidileceğini açıkladı.
* Hemşirelerin grevinin ardından 15 ve 21 Aralık’ta maaş artışı ve çalışma koşullarında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle GMB ve Unite sendikalarında örgütlü 18 bin ambulans işçisi de iş bıraktı. İş bırakma eylemi nedeniyle, yalnızca kalp krizi gibi hayati tehlike arz eden vakalara öncelik verildi. Ambulans çalışanları 28 Aralık’ta tekrar greve gidecek. Sendika hükümetin ambulans çalışanlarına yüzde 4 maaş zammı teklifini reddediyor.
Ambulans personelinin iş bırakma eylemine sağlık görevlileri ve çağrı merkezi görevlileri de katıldı. Sağlık Bakanı Barclay, "Ambulans çalışanları sendikaları, hastalara zarar vermek için bilinçli bir seçim yaptı" diyerek sendikaları suçlarken, İngiliz ordusunda görev yapan yaklaşık 750 askeri personel, ambulans şoförlüğü yapmak üzere görevlendirildi, yani ambulans çalışanlarının grevini kırmak için orduyu kullandılar...
* İngiltere'de sağlık ve demiryolu işçilerinin ardından ülkenin 6 büyük havaalanlarında görev yapan sınır güvenlik personeli de greve çıktı. 23-26 Aralık ve 28-31 Aralık'ta 8 gün boyunca Birmingham, Cardiff, Gatwick, Glasgow, Heathrow ve Manchester havalimanları ile Newhaven limanında çalışan sınır güvenlik personeli (büyük çoğunluğu pasaport kontrol personeli) iş bırakacak...
Hükümetin yüzde 2'lik maaş artışı teklifini reddeden Kamu ve Ticari Hizmetleri Sendikası (PCS), yüzde 10 maaş artışı talep ediyor. Ücretler, iş imkanları, emeklilik maaşları ve çalışma koşulları konusunda hükümetle uzun zamandır anlaşmazlıkları sürüyor.
Sendika Genel Sekreteri Mark Serwotka, 40 bin sendika üyesinin gıda bankalarını kullanmak zorunda kaldığını, 45 bin üyenin ise iş yardımı talep ettiğini belirterek grevlerinin "aylar boyu" devam edebileceğini söyledi.
Grevden etkilenen havaalanları ile Newhaven Limanı'nda grev günlerinde askeri personel ve memurlar grev kırıcı olarak kullanılıyor.
Grevlerin genelleşmesi
Emperyalist saldırganlık ve savaş konusunda ABD ile başı çeken İngiltere, ciddi ekonomik siyasal sorunlarla çalkalanıyor. Ekonomik kriz derinleşirken ülkede son bir buçuk yılda 3 kez değişen hükümet ve yerel yönetimler ciddi bir ekonomik güvensizliği ve istikrarsızlığı da beraberinde getiriyor. Enflasyon resmi rakamlarla yüzde 11 üzerinde seyrediyor. İşçi ve emekçilerin alım gücü yarı yarıya düşerken, elektrik/doğalgaz faturaları 3 katına, yaşamsal harcamalar ise 4 katına çıktı. Bu arada kiralar da 2 kat arttı. Toplumun yüzde 75’ini oluşturan işçi ve emekçilerin ücretleri ise on yıldan beri reel olarak geriliyor. Kamu hizmetleri harcamalarında düşüş yaşanırken, işçi ve emekçilerin yaşam koşullarına yönelik sistematik saldırılar da arttı.
Ücretlerin düşmesine, yükselen enflasyon ve enerji fiyatlarına, kötüleşen çalışma koşullarına karşı işçi sınıfının yanıtı “grev” oldu. Emekçilerin tümünü kesen bu sorunlar grevlerin genelleşmesine neden olurken, İngiliz halkının grevlere ve hak arama mücadelesine sempatisi de arttı.
Sermaye hükümeti grevlere saldırının dozunu artırıyor
Aylardır süren grev dalgası dev bir harekete dönüşürken, sağcı hükümet sermaye sınıfının çıkarlarını korumak için tüm emekçileri hedef alan saldırıların dozunu daha da arttırıyor. İşçilerin mücadelesini gözden düşürmek için tüm araçlarıyla grevlere, sendikalara saldırıyor, grevlerin etkisini kırmak ve sendikaları etkisiz hale getirmek için işçileri halka zarar vermekle suçluyor.
Gerici hükümet, grev hareketinin bütünleşmesini engellemek için her türlü çabayı gösteriyorlar. Zira hareketin birleşmesi dev bir işçi emekçi gücün ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Grevlerin zaferle sonuçlanmasını da engellemeye çalışıyorlar. Çünkü, örneğin hemşirelerin grevinin zaferle sonuçlanması durumunda bunun diğer işkolları için örnek teşkil edeceğini biliyorlar.
Sermaye rejiminin başbakanı Rishi Sunak grevlere karşı “Acil Durum Komitesi”ni (Cobra) toplantıya çağırmıştı. Burada kilit noktalarındaki grevleri kırmak için askeri personel görevlendirme kararı alınmıştı. Havalimanlarındaki sınır personelinin ve ambulans işçilerinin grev ilan etmesinin ardından buralara grev kırıcılığı rolünü üstlenen askeri personel yerleştirildi. Başbakanı Rishi Sunak, geçtiğimiz günlerde yeni ve sert grev karşıtı yasalar üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Sözünü ettiği yasalar bazı kilit sektörlerde grev yasağı, sendikaların greve çıkma şartlarının zorlaştırılması gibi yaptırımları içeriyor. ‘Demokrasinin beşiği’ sayılan İngiltere’de sermaye iktidarı 21. yüzyılda grev kırıcılığı yapmakla kalmıyor, grevleri yasaklamak için de yol arıyor.
Dev grev hareketi dönüm noktasında
Sendikanın ve halkın da büyük desteğini alarak 6 aydır süren ve dev bir harekete dönüşen grevler sermaye sınıfına ve hükümetine büyük bir darbe vurdu. Grevler, işçi sınıfının bilincinde ve örgütlenmesinde bir sıçrama yaratmakla kalmadı, sendikal örgütlenme ve sendikal mücadeleyi de güçlendirdi. Sendikal hareketin uzun süredir durgunluk içinde olduğu, dahası zayıfladığı süreçte ortaya çıkan grev hareketi grev ve üye sayısında artış yaşayan sendikaları canlandırdı. Sendikalar sınıfın militan mücadele örgütlerine dönüşmeye başladı.
Dev bir güce dönüşen grev hareketi bundan sonra ne yapabilir? 6 aydır grevlerini sürdüren Demiryolu işçileri iki günlük grevlerini süresiz greve dönüştürmeleri ya da birbirini takip eden günlerde yapılan bir dizi grev yerine tüm sektörlerde işçilerin topluca genel greve çıkması; yani sermaye sınıfının karşısına topyekûn şekilde çıkarak meydan okuması... İşçi sınıfı ile emekçiler sermaye rejiminin saldırılarını ancak böyle püskürtebilir, aylardır sürdürdükleri mücadelelerini kazanımlarla ancak böyle taçlandırabilirler.