Gazze’de İsrail faşizminin sürdürdüğü insanlık trajedisini izlemeye çalışıyorum. Betimlemek imkânsız; soykırım sınırları aşılmaktadır. Bir yerden başlayarak bazı öğrendiklerimi okurlarımla paylaşmak istedim.
Yuval Abraham’ın “dehşet verici” bir yazısı ile başlayalım. Yazarın “İsrail’den serbest bir gazeteci olduğunu, İbranice konuşanlara Arapça öğretmenliği de yaptığını” öğreniyoruz. Yazısının başlığını “Kitlesel bir cinayet fabrikası: İsrail’in Gazze’deki hesaplanmış bombalaması içinde” olarak çevirebiliriz. Bombardıman içinden insan manzaralarını aktarıyor.
Yuval Abraham’ın yazısını yayımlayan +972 (“Artı dokuz yüz yetmiş iki”) bir İsrail-Filistin dergisidir. İsrail istihbaratı kaynaklarını kullanarak son Gazze savaşındaki yöntemlerle ilgili bir araştırma yapmış. Bulgular aynı yazıda aktarılıyor (30 Kasım 2023). Gazze’deki kıyımın sadece sonuçları değil, planlanması da korkunçtur. Türkiye’de muhalif TV kanallarından biri bu bilgilere değindi. Başka yerlerde de aktarılmış olabilir; ben rastlamadım.
+972 Dergisi’nin ve Yuval Abraham’ın “İsrail-Filistin’de adil ve paylaşılmış bir toplum” mücadelesini benimsediklerini de ayrıca öğreniyoruz. Bu ilerici özellikleri, yazıdaki gözlem ve tespitleri değerli kılmaktadır. “Yaşadığımız günlere, dünyanın haline” ışık tutan kaynaklar olarak okunabilir.
Yuval'ın kaybettiği meslektaşları
Yuval Abraham’ın yazısının bir bölümü Gazze’de hayatlarını kaybeden meslektaşları ile ilgili. Aktaralım:
“12 Ekim’de İsrail Hava Kuvvetleri, Filistinli gazeteci Ahmet Alnauk’un Deir al Balah’taki evini bombaladı. Ahmet, yakın bir arkadaşım ve meslektaşımdır. Gazze’deki Filistinlilerin seslerini İsrail kamuoyuna taşımak amacıyla ‘Duvarın Öte Yanı’ adlı bir Facebook sayfasını birlikte oluşturmuştuk.”
“Bombalar Ahmet’in ailesinin yaşadığı beton blokları çökertti. Babasını, erkek ve kız kardeşlerini, hepsinin çocuklarını öldürdü. Sadece kız yeğeni Melek canlı kalmıştı; yanıklar içindeydi. Birkaç gün sonra Melek de öldü. Ahmet’in ailesinden 21 kişi evlerinin enkazı altında can verdi. Hiçbiri Hamas militanı değildi. En genci 2 yaşındaydı. En yaşlısı 75’indeki Ahmet’in babasıydı. İngiltere’de yaşayan Ahmet, ailesinden canlı kalan son kişidir.”
“Ahmet ailesinin Whatsapp grubu ‘Beraber İyiyiz’ adını taşıyordu. Oradaki son mesajı Ahmet yollamış: ‘Biriniz haber verin; iyi misiniz?’ Sonra uyumuş. Sabah 4’ te panik içinde uyanmış; telefonla aramış; ses yok…”
“İsrail hiçbir askerî özellik içermeyen konutları da vurdu. Gazetecileri Koruma Komitesi 29 Kasım’a kadar Gazze’de 50 Filistinli gazetecinin öldürüldüğünü açıkladı. Bazıları evlerinde, aileleri ile birlikte… Ain Media’nın kurucusu Rüştü Sarraj (31), Britanya doğumluydu. 22 Ekim’de İsrail evini bombaladı; Rüştü’yü uykusunda öldürdü.”
“Kadın gazeteci Selam Mema da evinin enkazında hayatını kaybetti. Üç çocuğundan Hadi (7) öldü; Şam (3) halen enkaz altında. İki gazeteci daha, Dua Şeref ve Selma Makhaymer de evlerinde çocuklarıyla birlikte öldürüldü.”
Gazeteci Yuval, İsrail bombalarının öldürdüğü, tanıdığı meslektaşlarından bahsediyor. İsrail’in özellikle gazetecileri hedeflediğini kastetmiyor. Bunlar, rastgele vurulan sivil hedeflerden örneklerdir. Peki, askerî özelliği olmayan konutlar, apartman blokları niçin bombalanmaktadır? Yanıt +972 Dergisi’nin İsrail istihbarat çevrelerinde yaptığı araştırma sonuçlarında yer alıyor ve Yuval’ın yazısında aktarılıyor.
Daha önce İsrail’in Gazze’deki stratejik hedefini açıklayalım.
Stratejik hedef: Gazze halkının Mısır'a 'tehciri'
Hamas’ın 7 Ekim saldırısından altı gün sonra İsrail İstihbarat Bakanlığı’nca hazırlanan bir politika belgesini Global Research yayımladı (11 Kasım 2023). “Demir Kılıçlar” başlığı altında Gazze’de başlatılan son savaşın stratejik hedefi bu belgede açıklanıyor.
Belge, Gazze’ye ilişkin üç senaryoyu tartışıyor. Birincisine göre Hamas tasfiye edilecek; Gazze yönetimi Mahmut Abbas başkanlığındaki Filistin Kurtuluş Örgütü’ne devredilecektir. İkincisi senaryoda, yönetimi önce İsrail ordusu üstlenecektir. Daha sonra yerel bir Arap kuruluşu oluşturacak, yönetim ona devredilecektir. Belgede bu iki seçeneğin sakıncaları açıklanıyor ve artık gündem dışı kaldıkları vurgulanıyor.
İstihbarat Bakanlığı’nın üçüncü senaryosu, Gazze’deki sivil nüfusun tümüyle Sina Yarımadası’na, yanı Mısır’a sürülmesidir. İsterseniz “tehcir”, isterseniz “etnik temizlik” olarak nitelendiriniz; 7 Ekim sonrasında İsrail’in stratejik hedefi budur. Bu kapsamlı operasyon için ABD/IMF kaynaklı astronomik bir dış finansman yoluyla Mısır’ın ikna edilebileceği rivayet edilmişti. Bu olasılık belgede yer almıyor.
Gerçekleşmesinin ön-koşulu ise Gazze halkının Sina’ya doğru hareketidir. “Demir Kılıçlar” saldırısı bu hareketi başlatmış; Gazze nüfusunun yüzde 90’ı iki ayda kenti terk etmiş; Güney yollarına dökülmüştür.
Otomatik bir 'yapay zekâ' operasyonu…
“Tehcir” hedeflenince, Gazze kentinin ve Güney’deki diğer kasabaların “oturulmaz” hale getirilmesi gerekecektir.
+972 Dergisi açıklıyor ki, Demir Kılıçlar” operasyonu bu doğrultuda tasarlanmıştır: İsrail hava kuvvetlerinin hedefleri içinde yüksek binalar, kuleler, çok katlı apartmanlar, kent merkezleri, üniversite, banka, devlet dairesi gibi sivil hayatın yoğunlaştığı mekânların yıkımı yer almaktadır. Bunlar (nedense?) iktidar hedefleri diye adlandırılmıştır. Bir askerî sözcü, bombardımanların yarısında sivillerin, yani iktidar hedeflerinin odaklandığını açıklanmıştır.
Askerî ve sivil hedefler Habsora adında bir yapay zekâ (YZ) programınca belirlenmektedir. ABD emperyalizminin askerî terminolojiye kazandırdığı collateral damage (CL), yani “tali zarar” veya “sivil zayiat” miktarı, her operasyon için öngörülmekte ve bir CL sayısı olarak verilmektedir.
+972 Dergisi, bir İsrail istihbarat uzmanından aktarıyor: “Biz Hamas değiliz; rastgele roket atmayız: Her şeyi hesaplarız; her atışın kaç sivil zayiat (CL’nin) vereceğini kesinlikle biliriz.” Ne var ki uzman, atışlarda sivil zayiat öngörüsünün (CL’nin) asgarî (minimum) veya azamî (maksimum) bir sayı olarak mı hedeflendiğini açıklamıyor. Gazze kentini oturulmaz kılmak, yani caydırıcılık ağır basıyorsa maksimum sivil zayiat hedeflenecektir. Ola ki dünya kamuoyunun duyarlılıkları öne çıktı; o zaman minimum sivil zayiat hedefi gözetilir.
Yuval Abraham’ın açıklamasına göre Kasım 2023 sonunda bombardımanlar nedeniyle 10’u aşkın aile mensubunu kaybeden ailelerin sayısı 300’dür. İsrail’in Gazze’de daha önce yürüttüğü en ağır operasyondaki kayıplar 15 misli aşılmıştır. Anlaşılan son savaşta İsrail maksimum sivil zayiatı hedeflemektedir. Uygulanan Habsora YZ programı da, bir İsrail uzmanınca Kitlesel Bir Cinayet Fabrikası olarak adlandırılmış. “Başarılı” olduğu anlaşılıyor.
'Untermensch' yerine 'İnsan Görünüşlü Hayvan'…
Yükselen İsrail faşizminden söz ediyoruz. Soykırıma yönelmesi faşizmin dilini getirir. Bir başka İsrail’li gazeteci Jessica Buxbaum örnekler veriyor (The New Arab, 30 Kasım 2023):
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Nazilerin Slav ve Yahudi halkı için yakıştırdığı untermensch (“alt insan”) teriminin bir benzerini Araplar için kullanıyor: “İnsan görünüşlü hayvanlarla (“human animals”) savaşıyoruz; hepsini yok edeceğiz.”
Başbakan Netenyahu kutsal kitaba başvurmuş: “Kutsal kitabımız, Amalek’in bize yaptıklarını hatırlamamızı emrediyor. Hatırlayacağız.” Amalek, İsrailoğlulları’nın düşmanı bir halktır ve kutsal kitap Amalek (Arap?) soyunun yok edilmesini buyurmaktadır.
Irkçı ifadeleri kıyım çağrıları izliyor. Eski Savunma Bakanı Shaket: “Her teröristin ardında onları çiçeklerle cehenneme gönderen analar var. Yeni çıyanlar yetiştirmeden önce, onlar da oğullarının yanına yollanmalı.” Emekli tümgeneral Eiland: “Kimmiş Gazze’nin ‘zavallı kadınları’? Hamas katillerinin anaları, karılarıdır. Gazze’de bir salgın çıkmalı ki zafere yaklaşalım” (Monoweiss, 20 Kasım 2023).
ABD Vietnam’da gerillalarla savaşırken Savunma Bakanı Mc Namara’nın, Amerikan birliklerindeki her ölüme karşı 10 Vietnamlı’yı hedeflediği ileri sürülmüştü. ABD savaş teknolojisi gerillaların kaynağını böylece kurutacaktı. Hesap tutmadı; ABD Vietnam’dan yenik ayrıldı.
Hamas saldırısı 1400 İsrailli ölümüne yol açtı. Kasım sonundaki ateşkesi izleyen günlerde Gazzeli ölüler 16243’e çıkmış; McNamara’nın Vietnam için belirlediği 1’e 10 katsayısı aşılmıştır. İsrailli soykırımcılar, farklı bir katsayı öngörmüş ve Habsora YZ programı ile hedeflerine yaklaşmış olabilirler.
Oralarda insanlık tükenmiştir; ama insan tükenmez. İsrail faşizminin hesabı da tutmayacaktır.
soL / 08.12.2023