Irkçı-Siyonist İsrail rejiminin Gazze’de Filistin halkına yönelik soykırım saldırısı üçüncü ayına girerken, işgalci ordunun vahşeti hiçbir sınır tanımıyor. Filistinli direnişçilerin ağır darbeler vurduğu İsrail savaş aygıtı gözü dönmüş bir histeriyle sivillerden intikam alıyor. Gelişi güzel bombardıman ve toplu kıyımlar devam ederken, İsrail medyasında yayınlanan görüntüler, işgalci ordunun sivillere yönelik IŞİD yöntemleri uyguladığını da gözler önüne serdi.
Emperyalist/Siyonist güçlerin Gazze’de uygulamak istediği etnik temizlik politikasını ölümüne direnerek şimdiye kadar boşa çıkan Filistin halkı, siyonist aygıtın barbarlığıyla cezalandırılıyor. İşgalci ordunun İsrail kanallarına servis ettiği görüntülerde, İsrail askerlerinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Jabalia ve Beyt Lahia bölgelerinde düzinelerce silahsız Filistinli sivili tutuklayıp kıyafetlerini çıkardıklarını gösteren sahneler yer aldı. Kışın ayazında farklı yaşlarda yüzlerce erkeğin soyularak iç çamaşırlarıyla bir caddede sıralar halinde oturulduğunu gösteren videolar servis eden siyonistler güya bununla “zafer” kazandıklarını ispatlıyorlar.
Lübnan merkezli Al Mayaaden kanalına bilgi veren bölge halkı olayı şöyle aktarıyor:
“işgalci siyonistler kadınları kasıtlı olarak evlerden uzaklaştırdı, tüm genç erkekleri ve yaşlı sivilleri tutukladı, kıyafetlerini çıkarmaya zorladı ve üstlerini aradı, sonra da bilinmeyen bir yere götürdü.”
İsrail kanallarında uzun tartışma ve analizlere konu edilen vahşet görüntüleri bir tür “övünç” kaynağı sayılırken, sosyal medya platformlarındaki aktivistler ise İsrail işgal güçlerinin Gazze'deki sivil tutuklulara yönelik vahşetini, IŞİD'in Suriye ve Irak'ta toplu infazlarda kullandığı yöntemlere benzettiler.
Görüntüler, ABD emperyalizminin Irak işgali döneminde Ebu Gureyb Hapishanesi’nde yapılanları da çağrıştırdı. Ebu Gureyb’i vahşi bir işkence merkezine dönüştürenlerin dönemin Bush yönetiminde etkin olan azılı İsrail destekçisi siyonistler olduğu dikkate alındığında, benzerliğin nedeni kendiliğinden ortaya çıkıyor. Soykırımın yanı sıra tutuklulara vahşi işkenceler uygulayan siyonist rejimin tutukladığı kişileri Hamas militanı olmakla itham ettiği belirtiliyor.
İsrail’de işkence “yasal” bir sorgu yöntemidir. Uluslararası hiçbir insan hakları örgütünün işkence vahşetini denetlemesi söz konusu değil. 7 Ekim’den sonra ise zıvanadan çıkan siyonist savaş aygıtının öncekinden de daha vahşi yöntemlere başvurduğuna dair pek çok olay Arap medyasına yansımıştı.
Dinci-faşist savaş aygıtının “zaferi”
Dinci-faşist Binyamin Netanyahu hükümetinin borazanı olan kanallar, onur kırıcı bir işkenceye maruz bırakılarak tutuklananların “bozguncu Hamas militanları” olduğu yalanını ortaya attılar. Diğerleri ise, bu vahşi uygulamanın Hamas militanı olanları saptamak için yapıldığını savundular. Ancak ırkçı-siyonist İsrail medyasının tüm yorumcuları, vahşeti “olağan” bir şeymiş gibi değerlendiriyor. Bazı istisnalar dışında, savaş histerisinin İsrail medyasını da esir aldığı bu olayla birkez daha görüldü.
Gazze’deki soykırımı destekleseler de Netanyahu’ya muhalif olanlar da var. Bu yorumcular, vahşete karşı olmasalar da Netanyahu rejiminin bu görüntüleri servis ederek “zafer” kazandığı yönünde “sahte bir algı yaratmaya çalıştığını” söylüyorlar. Netanyahu borazanı medyanın, görüntüleri “yüzlerce Hamas militanı” tutuklanmış gibi haberleştirmesi, olayın hem Filistinli sivillere vahşi şekilde saldırmak hem “sahte zafer” kazanmış algısı yaratmak için yapıldığına işaret ediyor.
Bu arada Gazze’de yaşananları kayıt altına almak için çalışmalar yürüten Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, saldırıya maruz bırakılarak tutuklananların sivillerden oluştuğunu teyit etti. Yapılan açıklamada, Gözlemevi’nin aralarında gazeteciler, doktorlar, akademisyenler ve yaşlıların da bulunduğu düzinelerce Filistinli sivilin, İsrail işgal ordusu tarafından tacize maruz kaldıktan sonra tutuklandığını ve soyulduklarını belgelediği duyuruldu.
Tüm barbarlığına rağmen propagandasını yaptığı zaferi kazanamadığı gibi Filistinli direnişçilerle girdiği çatışmada ağır kayıplar veren işgalci İsrail ordusu, vahşet görüntülerini “zafer” diye sunsa da katiller sürüsü olduğunu kanıtlamak dışında henüz kazanabildiği bir “zafer” yoktur.