Zerdüşt – Mehveş Evin

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 22 Ekim 2012
  • 05:21

Dikkat ettim, Başbakan Erdoğan’ın Elazığ’da Zerdüştlükle ilgili söyledikleri, Sabah ve Yeni Şafak gibi bazı gazetelerde kullanılmamış. Sanırım bu sözlerin ne kadar farklı yerlere gidebileceğini bildiklerinden ve evet, kendi inançları ve savundukları değerler sistemiyle çeliştiğinden, otosansür yapmayı tercih etmişler.

Zira bu sözler, politika değil, eleştiri değil, ayrımcılık ve nefret söylemine giriyor.
Peki, sansürlenmeyen haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla, ne dedi Başbakan?
PKK’yı kastederek: “Bunların yaradanla ilgisi yok. Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. İşte şimdi kendilerini açıklıyorlar, Yezidilikten bahsediyorlar. Bak neler çıkıyor, neler. Bu tür ayinleri yapıyorlar. Biz Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için değer veririz.”

İnanca saygı!

Nereden başlasam, bilmiyorum ki! Terörle bir inancı, bir kültürü aynı kefeye koymasından mı? O inancı aşağılamasından mı? Bilgi eksikliğinden mi? Kendinden olmayanı ötekileştir-mesinden mi?

AKP, yıllarca eleştirdiği, dindar Sünni kesime uygulandığını söylediği ayrımcılık ve inanca saygısızlık söylemini tekrarlamıyor mu? Kendiyle ve savunduğu değerlerle çelişmiyor mu? Hani başka dinlere saygı esastı? Hani aslolan demokrasiydi ve inancı ne olursa olsun, herkese eşit yaklaşılacaktı?  

Hoş, Erdoğan’ın Zerdüştlüğü hedef göstermesi yeni değil. 2011’de de BDP’nin başörtüsü önergesi vermesi üzerine “Dini Zerdüştlük olan bir anlayışın böyle bir derdi olabilir mi?” demişti. Alevilik, Rumluk, Ermenilik üzerine de veciz sözleri mevcut.

Hepimiz yabancılaştık

Resim gayet net: “Sünni-Müslüman-dindar-Türk” olmayana yaşam hakkı tanımayan bir zihniyet, hâlâ bu ülkenin hakimi. Dün Ermeniler “teörist” olarak tanımlanıyordu, bugün Zerdüştler ve (Y)Ezidiler.

Peki kimdir bu insanlar, inançları nedir? Sorsanız ben dahil, kimse anlatamaz! Çünkü bu toprakların farklılıklarına, dillerine ve dinlerine yıllardan beri çok yabancılaştık... Bilmiyoruz ve bilmediğimiz için dezenformasyon oyununa çok çabuk geliyoruz.

Hadi halk dezenformasyona açık, ama siyasetçilerin bu konuda daha dikkatli davranması, başkalarının inançlarına veya inançsızlıklarına azami saygıyı göstermesi beklenmez mi?

400 EZİDİ VAR

Radikal yazarı Pınar Öğünç, bir yazısında “Karşılaştırmalı Ezidi Tarihi”ni yazmak için altı ülkede çalışan, Osmanlı ve İngiliz arşivlerini tarayan Bilgi Üniversitesi’nden Amed Gökçen’le konuşmuştu.

Gökçen, kendisini “Zerdüştüm” diye tarif eden, öyle yaşayan ve ibadetini yerine getiren kimseye rastlamadığını söyleyip şöyle ekliyordu: “Fakat özellikle 90’lardan itibaren namaz kılsın kılmasın, oruç tutsun tutmasın, ‘Kökenimiz Zerdüştlüktür’ diyen Kürtler vardır. Bu, Hizbullah’a karşı geliştirilmiş bir tepkidir.”

Bu arada Türkiye’deki Ezidilerin sayısı sadece 400!

Ateş ve Zerdüştler

Zerdüşt inancıyla ilgili ender kaynaklardan biri, “Ateşe Tapmayanlar: Zerdüştiler”. Yazarı Sami Solmaz’la yapılan bir röportajdan:

- Kitabın ismini Ateşe Tapmayanlar koymamın nedeni, ateşe tapınma olmamasından kaynaklanıyor. Sadece İslamiyet’in ve diğer semavi dinlerin Zerdüştlüğü yok saymak ve bir şekilde kendi müritleri arasında tepki duymalarını sağlayacak bir isimlendirme sadece. İslamiyet’in yakıştırmasıdır bu.

- Zerdüştler’de ateşin önemi şu: İyilik ve kötülük her zaman savaşım halindedir. Aydınlık ve ateş iyiliğin sembolüdür. Dünyayı yaratan iyiliğin sembolüdür. İbadetlerinde olsun, evlerinde olsun, ya da her tür törenlerinde olsun, ateş olmasının nedeni, aydınlığın dünyaya hakim olmasını istemeleridir.

Milliyet / 22.10.12