'Yasakçı yasa' meclisten geçti

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Sosyal Sorunlar
  • |
  • 19 Ekim 2012
  • 08:50

(19.10.12) - Sermaye örgütlerinin (TOBB, TİSK) talepleri doğrultusunda hazırlanan, işçilerin sözde temsilcilerinin (Türk-İş, Hak-İş) de imzaladıkları protokolle destekledikleri "Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı" TBMM Genel Kurulu’nda günlerdir süren görüşmelerin ardından kabul edilerek yasalaştı. Tasarı, hükümet-sermaye-sendikal ihanet çetelerinin vardığı kirli mutabakattaki son haliyle meclisten geçirildi.

12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi döneminin yasakçı anlayışını koruyan, hem baraj, hem grev yasakları, hem de sendika temsilcisinin güvencesini sağlamayan içeriği ile sadece üyelik için noter şartını kaldırarak sözde özgürlükçü bir biçimde yansıtılan yasa, sermaye sınıfının ayak bağı olarak gördüğü yüklerden de kurtulması anlamına geliyor.

Örgütsüz bir düzenin inşası

Sınıfı teslim alma ve örgütsüzleştirme saldırısının önemli bir ayağı olan yasa, kademeli bir geçiş sonucunda yüzde 3 barajının uygulamaya geçmesiyle 6 milyon 298 bin işçinin, yani tüm kayıtlı işçilerin yüzde 57’sinin fiili olarak toplu sözleşme hakkından yoksun kalması, başka bir ifade ile 51 yetkili sendikadan 29’unun toplu sözleşme yapma yetkisinin düşmesi anlamına geliyor. Yasa, önümüzdeki 4 yıl boyunca %1 barajı uygulanmasını içerse de, 10 sendikanın toplu sözleşme yetkisini kaybetmesine neden olacak.

Bu 4 yıllık dilimin ardından 2 yıllık süreçte devreye sokulacak %2 barajı ise 13 sendikayı daha işlevsiz hale getirecek. İşkolu sayısını da 28'den 20'ye düşüren yasayla, sendikaya üye olma yaşı da 16'dan 15'e indirildi.

Uzun süredir hükümet ve sermaye çevreleri tarafından dile getirilen, sendikalar üzerinde kıdem tazminatı ve Ulusal İstihdam Stratejisi gibi başlıklar karşılığında tehdit unsuru olarak kullanılan bu yasa, sendikal hareket ve mücadelenin mevcut tablosu açısından da önemli gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi. İçeriği ve hayata geçirileceği aylardır belli olan bu saldırıya doğru düzgün bir tepki göstermeyen sendikal yönetimlerin, yasa tasarısı meclise geldiğinde eylemlilik süreçleri başlatması da zevahiri kurtarma niyetinden öte bir anlam taşımadı.