Taksim'in tarihsel tahliyesi – Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Çevre /Sağlık
  • |
  • 15 Kasım 2012
  • 04:31

İstanbul'un şehir karakteristiği Taksim'in kamusal vasfını yer altına açılan tünellere tıkayarak zehirli gazla boğacak

Taksim projesi, İstanbullular'ın bütün karşı çıkışına rağmen siyasi inat ve dayatmanın meydanı oldu.

Otokrat inşa faaliyetleriyle Türkiye'den TOKİ'ye geçiş sürecimize, İstanbul'un mekansal ve sosyal tarihine sahip Taksim adı, 'Taksim'i Yayalaştırma' projesiyle eşlik edecekti.

Ve geçen hafta Cumhuriyet Caddesi'nde başlatılan tünel çalışmasında  iş makineleri bugünlerde Ceneviz mezarlarını delerek hedefe ulaşıyordu.

Ve siyasi iktidarın İstanbullular'la 'siyasi bilek güreşine' tutuştuğu

Taksim projesi, Taksim'i beton bir zeminle kaplayıp yegane yeşil alan gezi parkının asırlık ağaçlarına kıyarken...

 IŞILTILI RANT

Taksim'i insandan ve küçük esnafından arındırıp mega projeci özel sektöre 'taksiminden' başka bir emeli yoktu.

Yine Dubai modellerini çağrıştıran bir mimari mantıkla trafiği ve yayaları yeraltı tünellerine alarak yapay yeşil alanlar, lüks ticari komplekslerle Taksim Meydanı'nda 'siyasi bir fantezi' gerçekleştirilecek.

Zaten kent meydan kültürüne hiç de aşina olmayan ülkemizin tarihsel belleğe sahip mekanlarından

Taksim'e kazmalar ve iş makineleriyle girilip hem bellek tahliyesi yapılırken hem de 'finans adacığı' işlevi görecek Taksim toprağı el değiştiriyordu.

Eee tabi ki Galatasaray Lisesi önünde 17 yıldır bir gecede devletin kaybettiği oğullarını bekleyen Cumartesi Anneleri, iş cinayetlerinde yakınları parça parça kendilerine teslim edilen ailelerin tuttuğu 'Vicdan ve Adalet' nöbetleri ya da 1 Mayıs kortejlerinin Taksim'e çıkması gibi gösteri ve yürüyüşlerin yerini lüks cafe ve restoranlarda para harcayan tüketiciler almalıydı.

Yani geçmişin Taksim'le özdeşleşen 'ideolojik' hatıraları temizlenirken 'ışıltılı rant projeleri' İstanbul'un göbeğinde buz pisti mi yoksa  tarihi Topçu Kışlası kılığına sokulmuş sanat/müze AVM'si olarak mı yükselecekti göreceğiz.

SIRA TAKSİM'E GELMİŞTİ

İktidarın 'Şeffaf yönetişim ve kamunun kararlara katılımı', vatandaşın Taksim'de bir gecede koyulmuş barikatları delerek yürümeye çalışmasıyla billurlaşıyordu.

Ayrıca Taksim şantiyesinde yüzlerce küçük esnafın işletmelerinin önüne dikilen paravanlar, çok kısa sürede bu esnaf grubunun iflas ederek Taksim'den sürüleceğinin garantisiydi.

İstanbul'un Tarlabaşı, Sulukule, Balat, Fener, Ayvansaray sakinlerinin yaşam alanlarını zorla 'kamulaştırarak', 'Maslak Levent' cephesinde 'tahsislerle' yürüttüğü 'tower,

AVM ve rezidance model finanslaştırma kuşatmasında' sıra, 'trafiği

rahatlatma' gerekçesiyle Taksim'e gelmişti.

Bu arada Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 'ağaç kıyımının' saklanamayacak kertede ortaya çıkmasıyla

'hayallerinden İstanbul'a tarih yapmaya kalkan' Ağaoğlu'ndan apar topar Fatih Ormanı'nın 'tahsisini' geri çekince, Ağaoğlu oraya taklit 'Hyde park ya da Central park' yapacaktım demişti.

Gerçekten bizim 'değerlerimiz' kimlerin hayallerinin içerisinde boğulup paraya tahvil edilirken biz, 'etkisiz' aksesuar vatandaş yığınlarına dönüşüyorduk.

Akşam / 15.11.12