‘Stratfor Bombası Daha Büyük’ - Nilgün Cerrahoğlu

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 13 Mart 2012
  • 06:36

“Stratfor yazışmaları, geçen yılki diplomatik kripto skandalından daha ilginç, daha çarpıcı ve daha büyük bir bomba” diyor “Stratfor dosyası” için görüşlerine başvurduğum bir Batılı diplomat ve ardından söze şöyle devam ediyor:

“Diplomatik yazışmaların zorunlu bir usulü, adabı vardır. Diplomatlar diplomatik dilin o adabı, uslubü, tonu, biçimi ile sınırlıdır. Diplomatik sistemin empoze ettiği yol, yordam mutlaka geçerli olmak zorundadır. (WikiLeaks’in geçen yıl açıkladığı) diplomatik kriptolarda karşılaştığımız (özellikle dünya liderleri için kullanılan) o ince istihzaları hatırlayın... Stratfor yazışmalarında bunlar yok. Diplomasi filtresi/süzgecinden geçmemiş belgeler bunlar. Bu nedenle sadede ilişkin çok daha yalın ve vurucu, açık bilgiler içerebiliyorlar. Şu da var; diplomatik kriptolardaki yazışmalar hatırlarsanız ‘özel’ (confidential), ‘gizli’ (secret), ‘çok gizli’ (top secret) olarak değişik kategorilere bölünmüştü. Diplomatik ifşaatlarda ‘çok gizli’ belgeler yer almamıştı. Stratfor yazışmaları ise gizlilik düzeyleri açısından bir karma. Yazışmalarda çok değişik, farklı gizlilik düzeylerine girebilecek bilgiler var…”

Muhatabım ayrıca işin “akçeli yanının” da görmezden gelinemeyeceğini, Stratfor’la kaynakların ilişkisinin bu nedenle “çok daha problemli” olduğunu söylüyor:

“Bir büyükelçi ya da sefaret görevlisi, herkesle görüşebilir. Bir büyükelçilik mensubuyla bilgi alışverişinde bulunan insanların, ajan olmaları gerekmez. Stratfor yazışmalarıyla ortaya çıkan durum ise farklı. Burada açık biçimde akçeli ilişkiler var. Stratfor’un taşeron/yüklenici (‘contractor’) bir istihbarat örgütü olduğu ortada.”

‘New York Times neden yazmıyor?’

On gündür her gün farklı bir “Stratfor bombası” ile uyanıyoruz.

Bir gün “taşeron istihbarat örgütünden”, Türkiye’de medya ortaklarının kimler olduğunu öğreniyoruz…

Bir başka gün “gizli kalmasına özen gösterilen kaynak” olarak tasniflenen Başbakan’ın başdanışmanının Stratfor’a sağladığı özel hizmetlerle uyanıyoruz..

Derken daha başka bir gün “taşeron şirketi” yöneten Friedman isimli şahsın, bu alana yeni giren uzmanlarına verdiği (“kaynağa mali, cinsel, psikolojik kontrol uygula!” şeklindeki) casusluk dersleriyle güne başlıyoruz…

Ama garip bir şekilde ortalık, bunca büyük ve çok katmanlı bir skandal için, olabildiğince sakin görünüyor...

Yalnız Türkiye’de değil, yurtdışında da büyük tartışmalar yapılmıyor.

WikiLeaks’in ilk “diplomatik kripto” skandalındaki ses getiren yayınlarla dikkat çeken “New York Times”,“Guardian”, “Repubblica” gibi gazeteler, bu satırları yazdığım ana dek hiçbir öne çıkan yayında bulunmadılar.

O kadar ki “New York Times”ı (NYT) -sanal ortamında- gölge gibi izleyen alternatif yayın organı “New York Times examiner”, bu meseleyi özellikle merceğe aldı.

“Stratfor belgeleri ortaya çıktığından bu yana NYT sadece iki tane; 202 ve 313’er kelimelik yazı yazdı” diye hayretini ortaya koyan, NYT’nin gayri resmi ombudsmanlığını yapan organ; “Konuyu neden hiç işlemediklerini NYT editörlerine biz özel olarak sorduk. Geri dönüp cevap veren olmadı” diye yazdı.

“NYT examiner” bu karartmayı, ABD yönetimi tarafından sıkı markaja alınan Julian Assange ile ilgili olabilecek sansüre bağlıyor. Kısaca Assange bağlantılı baskılar nedeniyle, ABD’nin etkili gazetesinin (İngiltere’deki Guardian gibi!) WikiLeaks yayınlarından çark ettiğini belirtiyor.

Gerek Stratfor yazışmalarının -diplomatik WikiLeaks yayınlarına oranla- patlayıcı olan niteliği ve gerek Assange etrafında uluslararası medya organlarına konulan ambargo nedeniyle; şimdilik Türkiye dışında kayda değer bir Stratfor fırtınası esmiyor…

Friedman şaşkın

“Habertürk”e verdiği söyleşide “Türkiye dışında hiçbir ülkede (Stratfor) bu kadar olay olmadı” diyen Friedman özetle haklı…

Ancak bu “olay olmama” hali “Stratfor bombasının” küçük olmasından değil, bilakis çok büyük olmasından kaynaklanıyor.

Uluslararası sistem, dünyanın en köklü yayın organlarına artık nasıl bir sansür getirdiyse...

Stratfor’un aynı zamanda müşterileri olan istihbarat örgütlerinin, siyasi mercileriyle bir arada harekete geçmiş olduklarını anlıyoruz bu müthiş kuzuların sessizliği ortamından…

Friedman’ın önceki gün “Habertürk”e verdiği söyleşide, bu açıdan bakıldığında dikkat çeken bir başka paragraf var:

“Neden benim gibi Türkiye hakkında bir kitabı yayımlanmış, Türkiye dostu olduğu bilinen biri seçiliyor. (Milletçe içlendik. Gözlerimiz doldu!!!) Bunu anlamıyorum. Bizi düşman gibi gösteriyorlar. İstihbari açıdan bakıldığında burada şunu sormak gerekiyor: Taraf kim, nasıl bir gazete, neden bu yöntemi tercih ediyor?”

“Taraf bu belgeleri ne cüret yayımlamaya cesaret ediyor?” demeye getiriyor Bay Friedman. Bir yerlerde birilerine sanki nasıl buna engel olamazsınız şeklinde bir mesaj göndermeye çalışıyor…

Bu memlekette onca zaman istihbarat toplamışlar.

En yüksek makamlara sızmışlar…

Hâlâ bir de şaşıyorlar. İyi mi?

Bu da Stratfor’a kapak olsun.

Cumhuriyet / 13.03.12