Sizin de çocuğunuzun başına gelebilir-Mehveş Evin

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 12 Mayıs 2012
  • 03:53

Cihan Kırmızıgül, 25 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğinde derin bir nefes almıştık. Ancak bu rahatlama her şeyde olduğu gibi kısa bir süreliğineymiş. Galatasaray Üniversitesi öğrencisinin yargılandığı son duruşmadan, 11 yıl 3 ay hapis kararı çıktı...

Kamuoyunda “puşi davası” olarak bilinen Cihan’ın davasında tek kanıt ise, o gün taktığı puşi. Evet, artık sokaklarda satılan, turistlerin dahi boynuna sardığı “bez parçası”, söz konusu olan bir öğrenciyse, suç deliline dönüşebiliyor!
Bu noktada davanın gidişatını hatırlatmam gerek, zira pek çok yayında kimse bunlardan bahsetmeyecek:

- Cihan Kırmızıgül, Galatasaray Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiydi. Kendi ifadesiyle bir gün boynunda poşuyla Kağıthane’de yürürken gözaltına alındı.
- Aynı gün o bölgede bir markete molotof atılmış, o zaman 22 yaşında olan Cihan da gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
- Polisler, davada ifade verirken molotof atan kişinin Cihan olup olmadığından “emin olmadıklarını” söylediler.
- Gizli bir tanıksa 3. duruşmada olay sırasında gördüğü şahsın Cihan olmadığını söyledi.
- Avukatların ısrarına rağmen mahkeme, marketin kamera kayıtlarına bir türlü bakmadı! Davanın savcısı, 5. duruşmada tahliye istedi ancak hâkim reddetti.
- Cihan’ın avukatı, savunma için ek süre istedi, reddedilince istifa etti. 5. davada beraatı istenen Cihan’ın 6. davasında 45 yıl hapsi istendi.
- Mahkeme dün, “terör örgütü PKK’ya yardım etmek”, “patlayıcı madde bulundurmak” ve “mala zarar vermek” suçlarından Cihan’ı toplam 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. (Kaynak: T24, habersol)

Katile böyle ceza yok
Cihan Kırmızıgül, tüm suçlamaları reddetti. Bu genç insanın sadece arkadaşları, ailesi, hocaları değil... Hukukçular da isnat edilen suçlara yeterli delil bulunamadığını söylüyor. Dediğim gibi, en önemli “delil” puşi!
Kırmızıgül davası, temyize gidecek. Fakat Yargıtay’daki sonuç ne olursa olsun, bu ülkede yaşayan her vatandaşın, hele anne-babaların şu soruları kendine tekrar sorması gerekiyor:

24 yaşında bir insanın 11 yılını çalmaya kalkmak hâlâ neden bu kadar kolay?
Devletin, gençleri cezalandırmak, öğretim hakkından mahrum bırakmak yerine onları topluma kazandırma sorumluluğu yok mu?
Diyelim ki Cihan hakikaten “mala zarar” verdi -ki bu yönde hiçbir tanıklık yok- bunun cezası 11 yıl üç ay mı olmalı?

Adli suçlarda nice “hafifletici sebep” yaratılırken, katillere bile böyle cezalar verilmezken, suç örgütü kurup sokak ortasında insan katledenler salıverilirken, nasıl olur da Cihan gibi gencecik insanların hayatı, bir kâğıt parçası gibi buruşturulup atılabiliyor?

“Cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek” suçu kesinleşen Mehmet Ağar, beş yıl hapis cezasını, arzu ettiği konfordaki hapiste geçirme lüksüne sahipken... Tek suçu yanlış zamanda, yanlış yerde, “yanlış” aksesuarla bulunmak olan Cihan’ın hikâyesini dinleyip “adalet”e isyan etmemek mümkün mü?
Bir gün sizin de çocuğunuzun başına gelebilir. O zaman ne yapacaksınız?

600 TUTUKLU ÖĞRENCİ!
- Cihan, yalnız değil. Bugün 600 kadar öğrenci TMK kapsamında tutuklu.
- Son birkaç yılda Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında tutuklanan kişi sayısı 13 bini buldu.
-Bu rakama, öğrencilerin yanı sıra milletvekilleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları, belediye başkanları, akademisyenler dahil.
- Son dönemin en çarpıcı örneklerinden biri Bingöl’den: Bingöl Üniversitesi’nde toplam 80 öğrenciye, okul dışında yaptıkları Aydın Erdem’i anma yürüyüşüne katıldıkları için soruşturma açıldı. Dört kişiye 6 ay isteniyor.
- Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi, öğrencilere yönelik keyfi tutuklamalara son verilmesi için imza kampanyası açtı. http://www.ipetitions.com/petition/tutukluogrenciler/

Milliyet / 12.05.12