“Sınıfın yıkıcı enerjisini açığa çıkarmak gerekiyor!”

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Röportaj
  • |
  • 13 Mart 2012
  • 13:21

(13.03.12) - Maltepe Belediyesi önündeki direnişlerini sürdüren işçileri ziyaret eden araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır, taşeron köleliği ve işçilerin direniş süreciyle ilgili görüşlerini gazetemizle paylaştı...

Taşeronluk sistemi sınıfa son derece soğukkanlı ve cepheden bir saldırıdır. Sermayenin maksimum kar hırsının en somut ve yokedici organizasyonudur. Sistem sınıfı atomize etme ve parçalama üzerine kurulmuştur. Taşeronlaştırma işçinin sosyal bir enkaz haline getirilmesi yönünde sistematik bir programdır.

Taşeronlaştırma finans kapitale müthiş olanaklar sunar. En başta işçinin kimliğinde ve bilincinde kırılmalar ve deformasyona yol açar. Sınıfın kolektif aksiyon yeteneği köreltilir, atomize edilir. Sınıfın değersizleştirilmesi yönünde sistemli saldırılar yapılır. Bütün bu taktiklerle sınıfın devrimci kimyasını bozmak, riayet etmesi ve boyun eğmesi hedeflenir.
Taşeronlaştırma açlık ve sefaletle sınıfı köleleştirirken, onun bütün yaratıcı ve yıkıcı gücünü kaybetmesi amaçlanır.

Finans kapital, taşeronlaştırmada hedef şaşırtır, kendini gizler, saklanır. Sınıfın önüne sahte hedefler çıkarır. Bir tampon işlevi gören taşeronlaştırma finans kapitalin organize ettiği bir suç şebekesidir. Yıkıcıdır, hedef şaşırtıcıdır, işlevi yokedicidir, ruhu kadavra eder. Kısaca taşeronlaştırma, sınıfın kolektif davranma, düşünme, hareket etme yönlerini felç eder. Sermayeye uysal ve terbiye edilmiş, ehlileştirilmiş bir “işçi” sınıfı sunar.

Bu sermayenin kompleks ve son derece rafize ve soğukkanlı saldırısına karşı bugün gerçekleşen direniş manalıdır. Bir nevi manifestodur. Maltepe taşeron işçileri, İzmir Belediye işçileri, Marmaray, Çapa direnişleri sınıfın arayışının ve öfkesinin dışavurumudur.
Taşeron işçilerinin örgütlenmesinde en başta yapılması gereken sınıfsal öfke ve kini açığa çıkartmak olmalıdır.

Kendisi enformel bir nitelik taşıyan taşeronlaşmaya karşı sınıf mücadelesinin yaratıcı zenginliğine güvenerek son derece zengin enformel örgütlenmeler yaratılabilir. Her taşeron firma, öfkenin ve kinin odağıdır. Sınıfla temas ve örgütlenme bu kini öfkeyi tetiklemelidir.

Taban örgütlenmeleri şeklinde kurulacak ilişkiler, sınıfın yıkıcı enerjisinden beslenecektir. Taban örgütlenmelerinden şekillenen bir emek odağını oluşturmalı, yerel, il, bölge ve ulusal düzeyde bunu Taşeronlaştırmaya Karşı Mücadele Platformu şeklinde biçimlendirmek olanaklıdır. Bu adımlar, sendikal bürokrasiyi zorlamaz, sendikal örgütlenme yönündeki çalışmaları da dıştalamaz.
Yapılması gereken, sınıfın ana gövdesini oluşturan güvencesiz, tipik ve taşeron olarak çalışan işçilerin yıkıcı enerjisini açığa çıkarmak ve onu kristalize edecek yeni ve yaratıcı örgütlenmeleri oluşturmaktır. Bu alana stratejik olarak yönelmek gerekiyor. Yaratılacak her örgütlenme, atılacak her adım bizim için değerlidir, birikimdir, öğreticidir.