SES’den CEO protestosu

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 06 Kasım 2012
  • 16:05

(06.11.12) - Hastaneleri ticari bir yer olarak gören hükümetin zihniyeti bugün SES tarafından yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Basın metnini SES Şube Başkanı Veli Atanur okudu. Eylemde “Ne fabrika, ne darphane burası hastane. Hastanelerde CEO istemiyoruz/Sağlık Meslek Örgütleri” pankartı açıldı. Açıklamada, Resmi gazetede yayınlanan “Sağlık Bakanlığı Teşkilat Yapısını Düzenleyen 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)” ile Sağlık Bakanlığı icracı olmaktan çıkarılıp, düzenleyici ve denetleyici bakanlık uygulaması getirilmek istendiğini söyleyen Atanur, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yasal alt yapısının tamamlandığını, sıranın uygulamanın mevzuatının yapılmasına, istihdam edilecek kadroların atanmasına ve uygulamanın başlatılmasına geldiğini söyledi. Hükümetin Sağlık Bakanlığı’nın yapısını tamamen değiştirdiği, devlet hastanelerinin ticarethane haline getirildiği belirtildi. Atanur, 663 sayılı KHK ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açıldığını ve davanın halen sürdüğünü vurguladı.

Hastane Birlikleri’nin illerdeki CEO’su anlamına gelen “Genel Sekreter” ve 10.300 sözleşmeli yönetici kadroların atamalarını yapıp uygulamayı başlatarak yargıyı devre dışı bırakmaya çalışılmasını eleştirdi. Danıştay’ın, “Sağlık Kampüsleri” anlamına gelen Kamu Özel Ortaklığı ihalelerinden üçünün (Ankara Etlik ve Bilkent, Elazığ) yürütmesini, “kamu yararına olmadığı” gerekçesiyle iptal ettiğini belirten Atanur, yargı kararına rağmen Etlik Kampüsü için Etlik İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi’nin boşaltıldığı, çalışanlarının Ankara’nın çeşitli hastanelerine dağıtıldığından söz etti. Bu uygulamanın kamu yararına olmadığı, sağlık hizmeti için prim, her kademede katkı-katılım payı ve ilave ücret ödeme zorunluluğu getirdiği için sağlığı hak olmaktan çıkardığı, kamu sağlık kuruluşlarını ticarileştirildiği ve Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının yalnız özelleştirme değil aynı zamanda partizanca kadrolaşma anlamına geldiği vurgulandı.

Açıklama, Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının, hastanelerin tamamen “işletme” olarak yönetileceği, çalışanların ise güvencelerine bakılmaksızın, çalıştıkları birliğin verimliliği-kârlılığı üzerinden birliğe bağlı hastaneler arasında dolaşması, gerektiğinde birliğin dışına çıkarılması, sürgünü anlamına geldiğini söyleyen Atanur, bu uygulamanın geri çekilmesini istedi. Kamu Hastane Birlikleri, A B C D E diye sınıflandırılmış hastanelerin, tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerinin farkı nedeniyle, herkesin parasına uygun olan hastaneye başvurması demek olduğunu söyleyen Atanur, halkın sağlık hizmetini tamamen paralı alabileceklerine vurgu yaptı.

Açıklama şu sözlerle bitirildi: “Kamu Hastane Birlikleri, birlik içindeki hastanelerin, hatta içindeki birimlerin performansı üzerinden işletme hakkının devredilmesi, kiralanması ya da pervasızca taşeronlaştırılması demektir. Sözleşmeli yöneticinin 'CEO'nun buna yetkili olması demektir. Artık; Hastaneler İşletme, Hastalar Müşteri, Çalışanlar Sözleşmeli dönemi başlamıştır. Anayasa Mahkemesi’ne, bu şekilde yargıyı saf dışı bırakan tarzda uygulamaya karşı, kamu yararına olmayan, herkesin parası kadar sağlık hizmeti anlamına gelen bu uygulamaya 'DUR' demesi için çağrıda bulunuyoruz.

Bizler, sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri olarak; Devlet hastanelerini ticarethaneye dönüştüren bu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilene dek Türkiye’nin bütün illerindeki, bütün ilçelerindeki bütün hastanelerinde, sokaklarında, meydanlarında mücadele etmeye kararlıyız. “

Kızıl Bayrak / İzmir