(22.11.12) - Sermaye devletinin son dönemde azgınlaşan teröründen gençlik güçleri de nasibini fazlasıyla alıyor.

Her dönem sermaye için bir tehlike oluşturan gençlik hareketi bugün için durgun olsa da sermaye saldırılarını bu alana yoğunlaştırıyor. Özellikle gençliğe yönelik yapılacak saldırılar öncesi, gençliğin öncü kesimleri özel hedef oluyor. Yeni YÖK Yasa Tasarısı, Bologna sürecinin tamamlanma aşaması kendi cephesinden bunu zorunlu da kılıyor.

Dönem başından itibaren baktığımızda her üniversitede saldırılar hat safhaya ulaşmış, en demokratik talepler dahi ÖGB, polis, soruşturma terörü ile karşılanmıştır. Birçok üniversitede kazanılmış haklara yönelik saldırılar karşımızda durmaktadır. DTCF, Hacettepe gibi devrimci geleneğin güçlü olduğu üniversitelerde afiş, stand vb. araçların yasaklanmaya çalışılması, Samsun, Eskişehir gibi yerlerde açılan stantlara, yapılan yürüyüşlere yönelik saldırılar devletin gençliğin çalışma alanlarını daraltma çabası içerisinde olduğu göstermektedir. İzmir’de gerçekleşen YÖK eylemine yapılan saldırı da bunun örneklerindendir.

Kürt gençliği de özellikle bu süreçte şovenizmin kışkırtılması ile özel hedef olarak gösterilmektedir. Edirne de yapılan eyleme karşı linççi bir güruhun alana toplanması, Hatay’da gerçekleşen saldırılar, Marmara Üniversitesi’nde Kürt olduğu için dayak yiyen iki genç yaratılmaya çalışılan sürecin en somut göstergesidir.

Tüm bu saldırıları tutuklama terörü ile taçlandırıyorlar. Hapishaneler adeta bir üniversiteye dönmüşken, binlerce öğrenci tutuklu iken yeni tutuklamalar gelmeye devam ediyor. Özellikle açlık grevi eylemlerinden sonra bu süreç daha da hızlanmıştır. DTCF’de yaşanan çatışmanın ardından 13 Kürt genci tutuklanırken faşistler ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam ediyor. Denizli’de yapılan eylemin ardından 30 öğrenci tutuklandı, yine Kürdistan da 3 ilde yapılan operasyonlarda birçok öğrenci tutuklandı,  DGH’ye yapılan operasyonlarla onlarca öğrenci tutuklandı. Artık sorgusuz sualsiz en ufak delillerle tutuklamalar başladı.

Çok açık ki sermaye devleti kapsamlı saldırılara hazırlanıyor. Bunun içinde toplumun dinamik ve öncü kesimlerini susturmaya sindirmeye çalışıyor. Bunlara geçit vermemek için örgütlü mücadeleyi güçlendirelim, baskılara boyun eğmeyelim. Kitlelerle bütünleşilemedikçe bu saldırılar püskürtülemeyecektir.

Ankara’dan bir Ekim Gençliği okuru

ekimgencligi.net