Portekiz işçi sınıfı genel greve hazırlanıyor!

  • Arşiv
  • |
  • Dünya
  • |
  • 20 Ekim 2012
  • 09:45

(20.10.12) - Defalarca kanıtlanmıştır ki, gelinen yerde, kapitalist şirketlerin ve bankaların borçlarının devralmasının kaçınılmaz sonucu burjuva devletlerin iflası oluyor. Ne var ki, bu durumda da fatura yine ilgili ülkelerin işçi ve emekçilerine ödettiriliyor. IMF, AB ve AMB üçlüsü, peş peşe, borçların geri dönüşünü güvenceye almak için, işçi ve emekçileri yıkıma uğratacak kemer sıkma paketleri hazırlıyor. Bu yıkım paketlerini kendi işçi ve emekçilerine dayatmaları için borç verdiği ülkelerin hükümetlerinin önüne koyuyor. Gerisi bellidir; kazanılmış tüm haklara dönük saldırıların daha da yoğunlaştırılması, bu çerçevede, insanca yaşamaya yeterli olmayan işçi ücretlerinin daha da aşağı çekilmesi, kitlesel işsizlik, yoksulluk ve açlık. Kuşku yok ki, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını her geçen gün biraz daha çekilmez hale getiren bu saldırılar, her zamanki gibi çıplak zor eşliğinde gündeme sokuluyor.

Dur durak bilmeyen bu saldırılar elbette ki karşılıksız kalmıyor. Başta Yunanistan olmak üzere, İspanya ve Portekiz işçi ve emekçileri saldırılara her defasında onbinler halinde sokaklara çıkarak cevap veriyorlar. Barikatlar kuruyorlar, direniyorlar. Ve dahası, genel grevden genel greve koşuyorlar. Kapitalist Avrupa son yıllarda bu peş peşe gerçekleştirilen bu eylemlerle çalkalanıyor.

Asalak burjuvazi, Eylül ayının ortalarında, kukla parlamento eliyle yeni bir soygun paketini yasalaştırmaya çalıştı. Ne var ki, on milyonluk bu ülkede tam bir milyon işçi, emekçi ve genç sokakları zaptederek bu acımasız saldırıyı geri püskürttü. Çaresiz, saldırı paketi geri çekildi.

Şüphesiz ki, bu o an için atılmış bir geri adımdı. Nitekim böyle olduğu kısa sürede anlaşıldı. Kendi acımasız hırsıyla yanıp tutuşan uluslararası burjuvazi borç yükünün altına soktuğu işbirlikçisi hükümete baskıyı arttırdı ve yeni bir saldırı dalgası için onu yeniden harekete geçirdi. Yeni bir saldırı paketi hazırlandı, alelacele parlamentoya sunuldu ve jet hızıyla da onaylandı.

Fakat her zamanki şey bir kez daha tekrarlandı, parlamentonun, yeni ve daha acımasız bir saldırı paketinin onaylanması için toplandığı haberini alan binlerce emekçi, parlamentonun önünde toplanarak saldırılara boyun eğmeyeceklerini haykırdı. Hükümetin istifasını isteyen göstericiler, "Birlik içindeki bir halk yenilmez" diyerek, kararlı olduklarını dile getirmeyi de ihmal etmediler.

Kapitalist sınıfın deyim uygunsa bir gece baskınıyla, gerçekleştirdiği bu saldırı, Portekiz emekçileri içinde büyük bir öfke ve tiksintiye yol açtı. Bu öfkeden işçi sendikaları da nasibini aldılar. Yükselen tepkiler üzerine, sendikalar, saldırı paketi geri çekilmezse 14 Kasım’da genel greve gideceklerini ilan etmek zorunda kaldılar. Burjuvazi cephesi Eylül direnişinde olduğu gibi, emekçi basıncı karşısında tutunamayarak yine dağıldı. “Sosyalist” Parti'nin lideri Antonio Jose, bütçe taslağını "mali atom bombası" olarak niteledi. Portekiz'in büyük sendikalarından CGTP "insanların onuruna saldırı düzenlendiğini" diye açıklama yaparken; Diaria Economico gazetesi de "bu Portekiz halkına hakarettir" ifadesini kullandı.

 Yeni saldırı paketi geçmiştekilerden de acımasız bir kapsama sahiptir

Tasarruf önlemleri alınmazsa ülkenin batacağı safsatasına sarılan Maliye Bakanı Gaspar açıkladığı saldırı paketi, kelimenin gerçek anlamıyla emekçilerin yaşamında tam bir yıkıma yol açacak kapsama sahiptir. Şöyle ki, işbaşındaki hükümet ilk elden, kamu harcamalarında gelecek sene 2 milyar 700 milyon euro kesinti yapılmasını, kamudaki 600 bin çalışanın yüzde 2'sinin işten çıkarılmasını öngörüyor.

Keza, hükümet Eylül gösterileri sırasında, sosyal güvenlik katkı payını yüzde 11'den yüzde 18'e çıkarma planından vaz geçtiğini açıklamıştı. Bütçe taslağında bu saldırı yeniden gündemleştiriliyor.

Hükümetin gelir vergisindeki artış için önerdiği oran ise pek çok işçinin bir aylık maaşına denk düşüyor.

Bütçe tasarısı ayrıca, gelir vergisi kademelerinin de sekizden beşe düşürülmesini ve gelecek sene bütün çalışanların gelirlerinden bir defa olmak üzere yüzde 4 oranında kesinti yapılmasını öngörüyor.

Aldatma yoluna başvuran hükümet, ekonominin bu önlemlerle bu sene yüzde 3 oranında daralacağını; gelecek sene ise bu oranın yüzde 1 olacağını iddia ediyor. Ancak pek çok gözlemci, daralmanın 2013'te daha da büyük olacağını ileri sürüyor. Yüzde 15'i bulan işsizliğin de, gelecek sene yükselerek yüzde 16,4'e çıkacağı belirtiliyor. Nereden bakılırsa bakılsın, saldırı paketinde “esneklik olmayacak” diyen Maliye Bakanı Gaspar, burjuvazi adına işçi sınıfı ve emekçilere tam bir savaş ilan etmiştir.

Saldırılara karşı enternasyonal sınıf dayanışması

Portekiz işçileri, Eylül direnişinde Lizbon’daki Madrid meydanı’nda bilinçli olarak yürüyüş kolunu durdurup, burjuvazinin uluslararası saldırısını ancak uluslararası ortak bir mücadeleyle yenebileceklerini haykırdılar. Bununla da kalmadılar, aynı saatlerde meydanları dolduran İspanyol emekçilerini selamlayarak, enternasyonalist bir ruha sahip olduklarını da dosta düşmana gösterdiler.

Portekiz’in emekçileri, böyle yaparak aynı zamanda Yunanistan emekçilerinin  Akropolis’e astıkları “Avrupa halkları ayaklanın” çağrısına da cevap vermiş oldular.

Portekiz işçileri yeni bir genel greve hazırlanıyor. Çok doğaldır, Portekiz işçi ve emekçileri Salazar’ın faşist diktatörlüğünü yıkmanın tarihsel onurunu taşıyorlar. Günümüzde ise, burjuvazinin her saldırısına, her defasında grev ve direnişlerle cevap verdiler. Yeni saldırıya da boyun eğmeyecekleri ve saldırıya aynı biçimde cevap verecekleri kesindir. 14 Kasım’da hayata geçirmeyi kararlaştırdıkları genel grev bunun sadece yeni bir kanıtıdır.

Avrupalı burjuvalar tek bir sınıf gibi hareket ediyorlar. Tüm saldırılar da bu sınıfın tek merkezden planlayıp, hayata geçirdiği saldırılarıdır. Bundan dolayıdır ki, bu saldırılar, ancak ve ancak Avrupa çapında tek bir sınıf gibi hareket edilerek, yani, enternasyonal sınıf dayanışmasını yükselterek püskürtülebilir. Yunan, İspanyol ve Portekizlisi ile Avrupa proletaryasını bekleyen görev budur.

Enternasyonal-info