Oyak Renault’da işten atma saldırısı!

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 13 Kasım 2012
  • 12:54

(13.11.12) - Oyak Renault 23 öncü işçiyi işten attı. 16.00-00.00 vardiyasına gelen işçilerden 23’ü, işten atıldıkları için içeriye alınmadı. İşten atma gerekçesi ise henüz bilinmiyor.

Renault’ta eylem sürüyor

Dün akşam vardiyasında çalışan Oyak Renault işçileri 18.30 sıralarında iş bırakarak fabrika bahçesinde toplanmış ve TİS taslağının geri çekilmesi ve Türk Metal çetesinin fabrikadan gitmesi talebiyle eylem yapmıştı. Vardiya bitimine kadar fabrikayı terketmeyen işçilerin eylemi nedeniyle bir sonraki vardiya olan 24.00-08.00 vardiyası da iptal edildi.

Fabrikaya gelen Türk Metal çetesi ise işçiler tarafından içeriye alınmayarak kovuldu. Oyak Renault patronları ise işçileri işten atmakla tehdit ederek eylemi sona erdirmeye çalıştılar. İşçilerden oluşacak bir heyetle görüşmek isteyen yöneticilerin üretimin başlamasını şart koşmaları üzerine talepleri gerçekleştirilmedi.

Eyleme desteğe gelen ilerici ve devrimci kurumlar ise fabrika dışında toplandı. Ancak içeri alınmayan Türk Metal çetesi, bu kez dışarıda bekleyenlere saldırdı.

Bosch’tan çıkan işçiler ise yolda Türk Metal çetesinin saldırısının hedefi oldu. Satırlar ve sopalarla gerçekleşen saldırıda 3’ü ağır olmak üzere bir çok işçi yaralandı.

Sabah 8.00 vardiyası başlamadan önce de işçiler toplandılar. Fabrika müdürünün işçilere yönelik konuşması yuhalamalarla karşılandı ve sabah vardiyası da iş başı yapmayarak eylemi sürdürdü.

16.00-00.00 vardiyası ise işbaşı yapmak için fabrikaya geldiğinde patronun işten atma saldırısı ile karşılaştı. 23 işçi turnikeye kartlarını bastıklarında içeriye alınmadılar ve işten atıldıklarını öğrendiler. İşten atılan işçilerin öncü işçiler olduğu kaydediliyor.

Atılan işçiler saat 16.15'te fabrika önünde basın açıklaması yaparak saldırıyı protesto ettiler. 16.00-00.00 vardiyasının ise işbaşıyaptığı öğrenildi.

Birleşik Metal’den açıklama

Yaşanan saldırıya dair Birleşik Metal-İş Sendikası bugün yazılı bir açıklama yayınladı. Yaşanan saldırının anlatıldığı açıklamada Türk Metal çetesinin Bosch işçilerine demir çubuklarla ve satırlarla saldırdığı belirtilerek üçü ağır olmak üzere birçok işçinin yaralandığı kaydedildi. Ayrıca saldırgan grubun içerisinde Türk Metal Genel Başkan Yardımcısı Mesut Gezer, Şube Başkanı Zafer Öztürk, Tofaş’ta temsilci Derviş Zeytin’in de teşhis edildiği belirtildi. Saldırının polis karakoluna çok yakın bir noktada gerçekleştirildiğine de dikkat çekildi.

Birleşik Metal İş’in açıklamasında şu sorular yöneltildi:

“Devlet Bursa Organize Sanayi Bölgesi’ni Türk Metal’in çetelerine mi teslim etmiştir?

Türk Metal’in eli sopalı adamları Organize Sanayi Bölgesi’nde, karakolun dibinde işçilere saldırma cesaretini nereden almaktadır?

Bu çetenin vukuatları ayyuka çıkmışken, güvenlik güçleri dün gece Organize Sanayi Bölgesi’nde neden tedbir almamıştır? Bu adamlar burada ellerini kollarını sallaya sallaya nasıl dolaşabilmiş ve ardından işçilere saldırabilmiştir?

Bu çeteyi kimler kollamaktadır?

Bursa’da işçiler ne zaman sendikal tercihlerinde özgür iradelerini kullanabilecektir?

Herhangi bir kuruma üye olmak ya da üyelikten ayrılmak Anayasal bir hak iken, her vatandaşın kullanabildiği bu hak bir tek işçiler için mi geçerli değildir?

Yoksa Bursa’da işçiler bu ülkenin vatandaşı olarak kabul görmemekte midir?

Renault’da ve birçok başka fabrikada demokratik taleplerini dile getirmeye çalışan işçileri baskı altında tutmaya kimin hakkı vardır?

Bursa’da ne zaman işçilerin Anayasal hakkı olan sendika seçme özgürlüğü geçerli olacaktır?

Yoksa Bursa’da, Bursa’nın organize sanayi bölgelerinde Anayasa ve yasalar geçerli değil midir?”

Türk Metal’in işçilere saldırarak ve baskı altında tutarak işçilerin ayrılmasını engellemeye çalıştığı vurgulandıktan sonra açıklama şu sözlerle son buldu:

“Ancak bu hesap tutmayacaktır.

Metal patronlarının her türlü dayatmasını işçilere şiddet uygulayarak kabul ettirmeye çalışan, işçi kanı dökmeyi sıradan bir uygulama haline getiren bu çetenin, on binlerce metal işçinin kendi iradesi, kararlılığı ve biriken öfkesi ile dağılacağı günler çok uzak değildir.”