Oldu olacak, amcalar beraat etsin! – Ezgi Başaran

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 22 Kasım 2012
  • 08:48

Niye darbe yapma ihtiyacı duydunuz? - Müsaadenizle cevap vermeyeceğim.

Savunmanızı avukatınız aracılığıyla mı yapacaksınız?

- Evet efendim. Savcıya verdiğim savunmanın ötesinde bir şey söylemeyeceğim.

İşkenceler ast-üst ilişkisi içerisinde mi yapıldı? - Bunlarla ilgimiz yok.

Darbe kararını kimlerle paylaştınız? - Cevap vermeyeceğim.

- Hooorrrr!

Sanık uyuyor hâkim bey!

* * * 

Aha! Hakikaten de içi geçmiş, tatlı tatlı kestiriyor Tahsin Şahinkaya. Yataklarından bağlandıkları duruşma salonuna, uyanık oldukları vakitlerde de pek bir katkı sağlamıyorlar.

Evet efendim, sepet efendim. Diyeceğimi savcıya dediydim. Zaten siz bizi yargılayamazsınız ki. Hukuki olarak namümkün!

Müdahil avukatların işkenceyle ilgili soru sorması da bir noktadan sonra engelleniyor. Nedeni basit: Bu dava 146’ncı madde çerçevesinde, sadece darbe suçunu yargılıyor. Dolayısıyla zamanaşımına girmeyen insanlığa karşı işlenmiş suçlar, işkenceler bu mahkemede konu edilmiyor.

Müdahil avukatlardan Ali Arif Cangı’yı aradım, duruşmanın ikinci bölümüne girmek üzereydi. “Evet mahkeme darbe fiili üstünden yürüyor. Ama ikinci kademe sorumluların işkence suçunu 52 farklı şehirde soruşturan 675 sayılı bir dosya var. Yani işkence için ayrı bir dava açılacak. Biz müdahil avukatlar olarak da yine işkence sorularımızı soruyoruz Evren ve Şahinkaya’ya. Cevap vermiyorlar ama en azından tutanaklara geçsin, onlar biraz vicdan azabı duysunlar. Moraller bozulmasın” dedi.

Tamam, avukatlar cansiparane biçimde uğraşıyor, peşini bırakmamaya çalışıyor, gerekli soruları yöneltmeye gayret ediyorlar. Fakat karşı taraf “No Comment!”in ötesine geçmiyor, geçmeyecek de.

Şahinkaya, “Bizi siz yargılayamazsınız, tarih yargılar” derken büyük ve dramatik bir söz söylemedi. Ama hukuki manada haksız da değil. 12 Eylül iddianamesi ortaya çıktığında Radikal yazarı Ali Topuz acıklı ahvali ironik şekilde anlatmıştı:

“Bu iddianame en çok Kenan Evren’i sevindirecek çünkü sevk maddesi eski TCK’dan alınmış (146, 80, 31 ve 33. maddeler). Halbuki ‘insanlığa karşı işlenmiş suçlar’ olmalıydı. Bu iddianameyle sağlıklı bir 12 Eylül yargılaması yapılması hayal.” Avukat Fikret İlkiz’le görüştüğümde ise şöyle söyledi: “12 Eylül Anayasası, 35. İç Hizmet Kanunu orada hâlâ dururken Evren ve Şahinkaya’nın darbe suçundan yargılanmaları hukuki açıdan tuhaf bir durum ortaya çıkarıyor. Çünkü darbeden sonra da anayasa yapıp, onu güvence altına aldılar. Yargılamanın bu yolu izlemesini tehlikeli buluyorum. Bu şekilde beraat ederlerse şaşırmayacağım.”

* * *

Mahkeme, suç olarak kabul edilen darbeden kurucu iktidar çıkar mı, çıkarsa onun yaptığı anayasa temel alınarak darbeyi yapan suçlular aklanabilir mi türünden hukuk felsefesi teatisinde mi bulunacak bilmiyorum. Ama iddianame ilk yayımlandığında “Büyük bir defoyla yola çıkıldı, bu sayede darbecileri aklamak gibi bir ihtimal de var. 12 Eylül’ü aman yavaş yargılayın” diye yazmış, pembe at gözlüklü bazı kimselerin tepkisine maruz kalmıştım. Naçizane uyarımı tekrarlıyorum.

Ve… Duruşma salonunun içinde ve dışında bir toplumsal direnç, irade göstermek adına buluşulmasını öneriyorum.

Zira müdahil avukatlar çok yalnız kalmış vaziyetteler. Haberiniz yok.

 Radikal / 22.11.12