Medya sirki – Serdar Akinan

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 12 Mart 2012
  • 05:56

Black Mirror'ı izlediniz mi? Son dönemde iletişim üzerine izlediğim en etkileyici eleştirel filmlerden biri oldu.

İngiltere'de prenses kaçırılır.

Fidye Başbakan'ın bir domuzla cinsel ilişkiye girmesi ve bu eylemin tüm kanallardan canlı yayınlanmasıdır.

Sosyal medyanın kudreti üzerine son derece çarpıcı göndermeler yaparken bir
yandan da medyanın bireyi nasıl etkilediğini sorguluyor.

Ekranlarda bize sunulan nedir?

Politik bir meselede gösterilenlere ve gösterilmeyenlere kim neye göre karar verir... Kamu vicdanı nedir?

İktidar, sanat ve medya ilişkisinde aktörlerin nasıl bir etkileşimi vardır?
Tüm bu soruları sormanıza yol açan bir dizi. Fakat bu diziyi izlerken parçası olduğum bu dünyanın memleketteki yansımasına bakmadım değil.
Bugün en güçlü iktidarlar bile sosyal medyanın viral gücü karşısında çaresiz
kalabilir.

Yığınların algısını doğru manipüle edebilen profesyoneller, iktidar gücünü kamunun zihin algısı üzerinden kündeye getirebilir.

Son yıllarda internete sızdırlan ses ve görüntü kayıtları dünyanın en kudretli ordularından birini ülkedeki iktidar sıralamasında gerilere itmeyi başaramadı mı?
Cumhuriyet projesi çöktü ve bu çöküşte yığınların zihin algısı üzerinde inşa edilen imajın tartışmasız etkisi oldu.

Elbette sorulması gereken soru şudur: Bir başka silah olarak kullanılan bu araç, namlusunu kime döndürecek?

Hedefte bir dönemin muktedirleri vardı. Şimdi o silah el değiştirirse ne olacak?
Düne kadar bu ses kayıtlarına, 'Bakın ülke demokratikleşiyor. Artık hiçbir şeyi milletten saklayamazsınız!'' diyenler kendi ses ve görüntü kayıtları internete sızdığında ne yapacak?

Önümüzdeki süreç böylesi bir süreçtir. Kuşkunuz olmasın.

Bu kirli kampanyaların muhatabı yığınlara da söylenecek söz var elbette.
Adeta bir koyun sürüsü gibi gösterilen her 'belge' veya 'şok kayıt'lara kayıtsız şartsız iman eden yığınlara...

Algınızı neyin şekillendirdiğine biraz kafa yorun.

Ya doğru değilse? Ya bu içerik manipüle edildiyse?

Peki bu iddiaların muhatapları ne diyor? Şüpheci olmamız gereken bir cilalı imaj dönemindeyiz.

Black Mirror aslında bir sanatçının performansı...
Yığınlara bu soruları soran veya kendi kendilerine sormalarını provoke eden bir performans.

Olan bitene biraz bu gözle bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
Atılan manşetler, girilen abartılı son dakikalar, bağırış çağırışla yapılan analizler, bunca gürültü ve imge bombardımanı neyi perdeliyor?

İmkanı olan Black Mirror'u izlesin.

O filmde üzerinde kafa yorulacak çok sağlam sorular var.

Bu çağ yangınında sorular sormazsak alevler bizi yutacak.

Akşam - 12.03.12