"Mahkeme savunma hakkını yok etti!"

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 18 Temmuz 2012
  • 10:28

(18.07.12) - Aralarında Öcalan'ın 36 avukatının da bulunduğu 43'ü tutuklu 50 sanıklı "İstanbul 2. KCK davası” Çağlayan Adliyesi'nde başlayan ilk duruşmanın ardından bugün 2. duruşmayla devam ediyor.

Sermaye devletinin Kürt halkına dönük düşmanlığı ve tahammülsüzlüğü açık biçimde gözler önüne seren davanın 16-17 Temmuz günlerinde görülen duruşmalarında sanıkların "anadilde savunma", "iddianamenin reddi" ve "anayasaya aykırılık" başlıklarındaki tüm talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedilmişti.

Bugün görülecek duruşma öncesinde bir kez daha Çağlayan Adliyesi önünde buluşarak basın açıklaması yapan avukatlar, mahkeme heyetinin keyfi tutumuna dikkat çekerek “Meslektaşlarımız kendi davalarında konuşamıyor” dedi.

“Mahkemenin hukuksuzluğuna maruz kalıyoruz”

Davayı takip eden avukatlar adına basın açıklamasını okuyan Avukat Leyla Tüzel, davanın Cumhuriyet tarihinin en büyük toplu avukat tutuklamasına konu olduğunu hatırlatarak, ilk iki duruşmada yaşananları değindi. Kahkemenin hukuksuzluğuna maruz kaldıklarını belirten Tüzel şöyle konuştu:

“Bütün taleplerimizin reddedildiği bir yargılama içinde yer alıyoruz. Dün iki temel tartışma yeniden gündeme eldi. Birincisi; meslektaşlarımızın kendi anadillerinde savunma yapma yönündeki taleplerinin mahkeme tarafından reddedilmesine tanık olduk. Bu talep hiçbir hukuki, insani gerekçe ileri sürülmeden teknik bir yasal düzenlemeye dayanılarak reddedildi. İkincisi, bu mahkemenin çıkartılan yasa ile kaldırıldığını belirterek, yargılama yapamacağını söyledik. Ancak bu yöndeki talebimiz de reddedildi"

“Mahkeme savunma hakkını yok etti”

Mahkemenin yargılamayı hızlıca bitirmek istediğini ve anadilde savunmayı reddederek savunmayı kısıtladığını söyleyen Tüzel, “Biz de buna karşı direniş gösteriyoruz. Avukat arkadaşlarımızın konuşmasına olanak sağlamaya çalışıyoruz. Bu dava onlarındır. Onlar susturulursa, onların söz söylemesine izin verilmezse, onların ne diyeceğini sizler kamuoyu bilemez" ifadelerini kullandı.

Mahkemenin hukuksuzluk yaptığını, adil yargılanma ve savunma hakkını yok ettiğini belirten Tüzel, sözlerini şöyle noktaladı:

"Mahkeme bu davayı sıradan bir dava olarak görüyor. Bu sıradan bir dava değildir. Mahkeme burada şekil şartlarını yerine getirerek, bazı arkadaşlarımızı bugün tahliye ederek, bu konuda kamuoyunda bir yumuşama havası yaratarak, bu davadaki sorumluluğundan kurtulamaz.Buna asla izin vermeyeceğiz"

Tüzel'in ardından Avukat Fırat Epözdemir ve Avukat Ercan Kanar sırasıyla söz aldı.

Avukatların Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptıkları için tutuklandığını hatırlatan Epözdemir, “Bizler, müvekkilimizi savunmansız, avukatsız bırakmayacağız" dedi.

Davayı "hukuk darbesi" olarak tanımlayan Kanar ise, siyasal rehin olarak tutulan meslektaşlarının derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Sınır Tanımayan Avukatlar Örgütü'nden Yudith Linternberg ile Paris Barosu'ndan Avukat Michele Tisseyre de birer konuşma yaparak davanın takipçisi olacaklarını dile getirdi.

Konuşmaların ardından avukatlar duruşmayı takip etmek için adliye binasına girdi.