Madem karşıydınız niye imzaladınız?

  • Arşiv
  • |
  • Sendika
  • |
  • 21 Ekim 2012
  • 09:56

(21.10.12) - Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun geçmesine HAK-İŞ ile birlikte onay veren TÜRKİŞ yönetimi, Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etmesini isteyerek eşi görülmemiş bir yüzsüzlüğe daha imza attı.

İşçi sınıfının sendikal örgütlülüğüne dair son yıllarda gerçekleşen en kapsamlı saldırılardan olan ve 12 Eylül uygulamaları ile karşılaştırılan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu geçtiğimiz gün meclisten geçerek onaylanması için Cumhurbaşkanı’na gönderildi. Yasanın geçmesine karşı DİSK ve TÜRKİŞ’in muhalif şubelerinden cılız tepkiler gelmesine rağmen ciddi bir eylemli tepki geliştirilmemesi de yasanın geçişini hızlandırdı.

Ancak burada en kritik rol sendika bürokratlarına düştü. Zira TÜRKİŞ ve HAKİŞ yasa meclisten geçmeden önce hükümet ile görüşerek gizli protokol imzalamış ve yasayı onaylamışlardı. Durum böyle olunca protestoların hedefinde de doğal olarak bu iki konfederasyon, özellikle de içerisinde farklı eğilimleri de barındıran TÜRKİŞ bulunuyordu.

Belli ki bu tepkiden rahatsız olan ve görüntüyü kurtarmayı amaçlayan TÜRKİŞ bürokratlarının, mektup yazarak Cumhurbaşkanı’nı yasayı onaylamamaya çağırdığı öğrenildi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Genel Sekreteri Pevrul Kavlak imzası ile gönderilen mektupta yasanın belli maddeleri işaret edilerek Cumhurbaşkanı’nın bu maddeleri geri göndermesi istendi.

Yollanan metinde TÜRKİŞ’in yasanın hazırlanışına katkı sağladığı da belirtildi ancak TÜRKİŞ’in önerileri dikkate alınmadan yasaya son halinin verildiği iddia edildi ve şunlar söylendi: Çalışma hayatının gelecek yıllarını belirleyecek olan bu kanun, şüphesiz, belirsizliğe, karmaşaya ve kaosa yol açacak tüm hükümlerden arındırılmalı, çalışma yaşamımızın demokratikleştirilmesi sürecinde Türkiye koşullarına uygun en ileri adımları içermelidir

Metin incelendiğinde TÜRKİŞ’in esas derdinin ise yeni kurulacak yeni sendikalar olduğu da görülüyor. “Sendikanın kurulacağı iş kolunda fiilen çalışır olma ve Türkçe okur-yazar olma şartlarının kaldırılacak olmasına tepki gösteren TÜRKİŞ bürokratları “ortaya sendika görüntüsü altında yüzlerce kuruluş çıkacak, çalışma hayatı kendini daha büyük bir kaos içinde bulacaktır” ifadelerini kullanıyor.

Ayrıca 30’un altında işçi çalıştırılan yerlerde sendikal örgütlenmenin önünün kesilmesine de TÜRKİŞ tarafından karşı çıkılıyor.

Yapılan bu açıklamanın timsah gözyaşlarından öte bir anlamı yok. TÜRKİŞ bürokratları belli ki bu açıklamayla bir parça görüntüyü kurtarmak ve yasaya karşıt hava çizmek niyetindeler. Ancak bu ihanetin altına attıkları imzayı öyle bir iki pişkince numara ile silmeleri mümkün değil.