İsrail’in felaketine giden yol - Abd Al-Halim Qandil

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • Filistin
  • |
  • 15 Mayıs 2012
  • 13:27

Filistin işgali felaketi ve İsrail devletinin kurulmasını anmak aynı üzüntüleri yeniden yaşamak için bir vesile. Fakat aynı zamanda Filistin Felaketi’nin 64. yılında Filistin’in özgürleştirilmesi ve Siyonist işgalinin sona erdirilme umutlarını yenilemenin de bir vesilesi.

Dayanağı olmayan umut etmeye yönelik bir çağrı ya da kendini yalanlarla kandırma değil bu. Aksine görüntülerinin birbirine karıştığı bir durumun okunması. Beklentiler birbiriyle çatışıyor. Fakat bize göre tarihin akışı açık. Kısacası İsrail başarı imkanlarının sınırına vardı ve dünyadaki tüm savaş aygıtlarına sahip olmasına rağmen yenilgisinin zamanı geldi.

Yalnızca boş midelerin savaşımının seyrine bakın. Onlarca Filistinli tutsağın açlık grevine başlamasının yarattığı etkiye bakın. Açlık grevi sonrası uyanan Filistin direniş ruhuna bakın. Tutsakların açlık grevinden ilham alan kalabalık yığınlardan oluşan hareketliliğe bakın. Tecrit edilmiş duvarların arkasında Filistin kalbi Gazze’de, Batı Şeria’da, 1948 Araplarında birlikte atmaya başladı. Bu sırada İsrail panik ve telaş içinde görünüyor. Tutsakları birbirinden ayırmak dışında bir seçeneği yok. Açlık grevi kararının yaktığı ateşi söndürmeye çalışmak dışında yapacağı bir şey yok. Yaptıklarıyla aksine yangını körüklüyor. Tutsaklarla dayanışma hareketi Filistinlileri tek bir seste birleştirmeye başladı. Bu dayanışma hareketi Hamas ile Abbas sultası arasındaki siyasi bölünmenin engellerini parçalıyor.

Tutsakların açlık grevi direnişe yönelik sözlerinin yeni yollarla yenilemesidir. Barışçıl bir eylem olarak Çağdaş Arap halk hareketlerinin modeline yakın barışçıl bir devrimin kapılarını aralıyor. 2011 yılıyla Arap dünyasında halk hareketleri patlak verdi. Filistin’de buna benzer bir halk hareketinin başlaması için çağrılar yapıldı. Hepimiz Filistinli gençlerin “halk bölünmenin bitmesini istiyor”şiarıyla yaptıkları eylemlikler, Arap dünyasının farklı yerlerinde Filistinlilerin işgal altındaki Filistin topraklarına doğru yaptıkları yürüyüşler, bunların etkili ve sürekli bir eylemlilik yöntemi olması, ertesi yıl aynı yöntemlerin sürdürülmesi, Filistin’i ikiye bölen ırkçı duvarına karşı eylemlerde ve protestolarda gerilimin artması, Kudüs’teki Filistinlilerin destansı dirençleri... Ve bütün bunların hepsi- yani bütün bu parçalı olaylar- barışçı bir halk hareketinin olmasına yönelik hayalin bir dayanağı. Bu hareketlilik Filistinli örgütler arasındaki bıktırıcı grupsal çekişmelerin engellerini ortadan kaldırıyor ve hiç kimsenin yenemeyeceği bir halk gücü yaratıyor. Mısır’da İsrail yanlısı düzeni düşüren iç güdüsel ilhamın aynısı bu. Mısır’daki düzen kendini dağların zirveleri gibi yükseklerde sandı. Çölün ıssızlıklarında yaşıyordu sanki. Sokaklar, meydanlar Rubülhali Çölü’ne döndü. Ne bir ses, ne bir hareket, ne de bir haber. Halk hareketlerine yönelik çağrılarla durum tamamen değişti. Köleleştirilmiş insanlar birlik olduklarında kendi içlerinde oluşan gizli gücü fark ettiler. Kalabalık şekilde sokaklara ve meydanlara inmeleri, barışçıl bir şekilde bir araya geldiklerindeki meşruluğu, zorbalığa karşı gösterdikleri sabrı, bedel ödemekteki kararlılıkları, gürüldeyen öfkeye karşı sürekli karşı duruşları… Ve bütün bunların sonucunda asıl hedefin gerçekleşmesi; Düzenin halkın bir vuruşuyla yerle bir olması. Aynı şekilde ileriki aylarda kalabalık Filistinli yığınların meydana getireceği bir vuruşla İsrail işgali sona erebilir. Birbirini takip eden hedeflerin ilki “Halk Kudüs’te, Batı Şeria’da ve Gazze’de işgalin bitmesini istiyor” olabilir.

Arap halk hareketlerine benzer bir Filistin halk hareketi beklentisi içinde olduğumuzu belirtmeliyiz. Bu hareket “Gazze’de ablukaya son!”, “Yerleşimlere hayır!”, “Irkçı duvar yıkılsın!”, “Kudüs’te Yahudileştirmeye son!”,“Açlık grevindeki tutsaklara destek ol!” vb. şiarlar üzerinden yavaş yavaş su yüzüne çıktığını söyleyebiliriz.

Direnişe yeni tutsaklar eklenebilir. Tutsakların kendileri Filistinlilere mücadele için ilham veriyor. Onlar değişik Filistinli gruplara tabiler. Fakat Filistin’in kendisi onları grupların izledikleri politikalar nedeniyle ayrışmalarından daha çok birleştiriyor. Onlar Filistin direnişinde özel bir yere sahip direnişçiler. Açlık grevi direnişi etrafında kısa sürede bir destek hareketi oluşmasının nedeni bu. Filistin halkı Filistinli tutsakların özgürlüklerine ve ailelerine kavuşması hedefinden daha öte halkı bir araya getirip gücünü birleştireceği, Filistinli grupların kendi aralarında kutuplaşmasından doğan durağanlığı sona erdirecek ve çağdaş Arap halk hareketleri modeline benzer çelik nüveli bir Filistin halk hareketi yaratacak bir mücadeleye acil ihtiyaçları var.

Bazıları bizim hayal ettiğimizi düşünüyor. Biz de aynı kanıdayız. Fakat hayal ile sanılar arasındaki fark büyük. Sanıların tarihte yeri yok. Oysa olmasını istediğimiz halk hareketinin tüm koşulları mevcut ve hala bu koşullar sürekliliğini koruyor. İsrail işgalinin ve zorba düzenin varlığı bir halk hareketinin oluşmasına her gün, her saat doğrudan sebebiyet veriyor.

2. İntifada’nın durulmasından sonra durağanlığa giren Filistin direniş hareketi kendini yeniliyor. Var olan Filistinli grupların yürüdükleri yol kaçınılmaz bir yenilgiyle yüzleşiyor. Ancak birkaçını bundan muaf tutabiliriz. Bazıları masaya oturmayı direnişe yeğleyerek hataya düştü. Bütün bunlar yeni bir direniş yolu seçilmesi için zemin yaratıyor. Dağıtan parçalayan değil yenileyen, ayıran değil birleştiren, silahlı mücadelenin mirasını reddeden değil buna ateş katan bir mücadele. Bu yalnızca kendilerini feda etmeye hazır insanlara değil herkesin katılımına açık olan bir mücadele. Bütün Filistinliler bu mücadeleye katılma vasfına sahipler. Bu mücadeleye katılmaları için özel bir silahlı eğitime ihtiyaçları yok. Böyle bir harekete inanç ve dirençle silahlanmış göğüsleri açık bir şekilde katılacaklar. Filistin’in kutsallığına layık bu kutsal yürüyüşe kardeşleriyle birlikte işgale karşı koyacaklar. Hep birlikte acılara katlanacaklar. Birlikteliğin gücü meydanlarda direnç gösterme konusunda Filistinlileri motive edecek. Ve bu ırkçı İsrail nazizmini bütün insanlar gözünde su yüzüne çıkartabilir. Barışçıl halk hareketleri sesiyle görüntüleriyle doğrudan dünyanın her yanına ulaşıyor. Sokağa dökülen Filistinliler yeni bir halk hareketi için ona katılma konusunda insanı özendiriyor. Filistin’in değişik bölgelerinde birleşik bir ruh yaratıyor. Milyonların katıldığı çağdaş Arap halk hareketleri Filistinlilere destek sunuyor aynı zamanda. Herkes Kudüs kapılarında dünyanın haritasını değiştiren ve tarih yapan sıradan insanların katılımıyla Özgür Filistin hedefini hayata geçiren yeni bir halk hareketinin kıvılcımlarını bekliyor.

Hiç kimse Filistin halkının militanlığıyla boy ölçüşemez. 1948 felaketinin çilesi Filistin halkını yeniden yarattı. Filistin halkı Arap halkları içerisinde en eğitimlisi ve en bilinçlisi. On yıllar boyunca diğer ülkelerdeki Arap devrimcileri için ilham kaynağı oldu. Bu devrimcilerin bazıları Filistin direnişine katılarak büyük bir onurun sahibi oldular. Kimileri bu uğurda omzunda silah taşıdı kimileri bu uğurda canını verdi ya da tutsak oldu. Çağdaş Arap halk hareketlerinin ortamında ve benzer bir halk hareketinin çağrılarının yapıldığı Filistin’in kalbinde, herkesin kendi ülkesinde, bulunduğu yerde bu direnişe katılabileceği uygun koşullar oluşuyor. Kazanılması kesin olan bir mücadele. Ateşini Filistin Felaketi’nden alan ve İsrail felaketine yol açan bir halk hareketi.

13.05.2012

* Mısır’da Mübarek’in devrilmesine yol açan halk hareketinde önemli bir role sahip “Kefaya” (Yeter) hareketinin lideri.

Londra merkezli Arapça yayın yapan Al-Quds Al-ArabiGazetesi'nden kizilbayrak.net için çevrilmiştir...

Çeviri: Musa Ağgün