Inti-İllimani ve TGB

  • Arşiv
  • |
  • Kültür-Sanat
  • |
  • 14 Mayıs 2012
  • 10:29

(14.05.12) – Inti-İllimani ve TGB ismini yanyana getirmek normal şartlarda iki karşıtın kullanımı üzerinden akla gelir. Fakat bu sefer durumun tersi yaşanıyor. Inti-İllimani ve TGB ortak paydada buluşuyor.

Ulusalcı çetenin 19 Mayıs etkinliğine katılacak gruplar arasında Inti-İllimani'nin de yer alması bir dizi sol ve ilerici çevrede rahatsızlık uyandırmıştı. Inti-İllimani'nin geçmişi ve değerleri olan bir müzik grubu olduğu, böyle bir konsere katılmasının tasvip edilmediği belirtilip “Inti-İllimani Dinleyicileri” adıyla guruba "konsere gelme" çağrısı yapan bir imza kampanyası başlatılmıştı.

İmza kampanyasına grup adına bir mektupla cevap verildi. Mektup aslında Inti-İllimani'nin geldiği yerde geçmişinden ve değerlerinden nasıl koptuğunu da gösteriyor. Inti-İllimani'nin mektubundan önce grubun tarihine ve tarihsel süreçteki rolünü hatırlamak gerekir.

1967 yılında birkaç üniversiteli gencin Şili Santiago Üniversitesi'nde kurduğu grup asıl kimliğini darbe sonrasındaki tutumuyla buldu. 1973 yılındaki Pinochet'in başını çektiği darbe sırasında Avrupa'da turnede olan grup 14 yıl sürgünde Şili halkının özgürlük ve direniş ezgilerini söyledi.

1988'de yasaklarının kalkması sonucunda Şilili emekçi halkla buluştular. Victor Jara, Rafael Alberti ve Pablo Neruda gibi sanatçıların çalışmalarını besteleştiren grup tüm ezilen halkların mücadelesinde ezgileriyle yer bulmuştur.

Inti-İllimani “El pueblo unido jamas sera vencido” (Birleşmiş halk asla yenilmeyecek!) dizeleriyle Şili sınırlarını aşarak mücadele şarkılarını haykıran bir grup olmuştur.

Fakat mücadelenin yarattığı değerlerle sanatını yapan, faşizme karşı duruşun simgesi olan grup bugün kimliğinin dışındadır. Tarihsel süreçle ilerlemeyen Inti-İllimani mücadeleyi nostalji ilan edip özgürlüğü liberal ufka indirgiyor.

“Inti-Illimani 45 yıldır müzik dünyasında, ezilenlerin sesi olma çabasındaki bir müzik grubudur” diyerek başlayan mektupta grubun anti-kapitalist duruşu, dünya ezilen halklarının yanında yer aldığı ifade ediliyor. ”Kimliğimizden emin olmayanlar bizi iyi araştırsın” diyecek kadar yaptığından emin ifadeler kullanan grup, kendi şarkılarındaki sözlerini unutuyor. Venceremos’ta dillendirilen “Geçmişe ağlamak fayda vermez” sözü gibi geleceğin kavgasını verirken geçmişin değerleri arkasına sığınanlar her zaman geçmişten kopmaya mahkumdur.

“Türkiye konserlerinde Venceremos’u gözyaşları içinde okumak”, ODTÜ'de, 100 bin Kürt'le Batman'da konserler vermek geçmişin anlamlı adımları olsa da bunların hiçbiriyle açıklanamaz.

Mektubun sonuysa liberal bir duruşla Inti-İllimani kimliğinin değişen grup elemanlarıyla birlikte değiştiğini gösteriyor.

İlkeleri olmayan bir sanat anlayışıyla “ayrımcılığa, bizden olmayanı diskalifiye etmeye” çağrıyı kabul edemeyeceklerini söylüyorlar. "Birlikte özgürlük türküleri söyleme çağrısı" ile biten mektup düşünceleri tutsak edilenlerden geliyor.

Artık Inti-İllimani'ye konsere gelmemek üzerine çağrı yapmanın anlamı yoktur. Inti-İllimani ezgileriyle tarihin bir parçası olarak anılacak, şimdiki Inti-İllimani grubuysa tarihin affetmeyecekleri arasında olacaktır.