İktidar karşıtlarının hepsi 1 Mayıs’taydı - Şükran Soner

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • 02 Mayıs 2012
  • 08:59

1 Mayıs alanlarında, ötekilerin, mağdur edilenlerin protesto sesleri çok renkli, çok gür çıktı


Taksim 1 Mayıs alanı, 1976’dan bu yana yapılabilmiş 1 Mayıs kutlamalarında, en geniş, renkli yelpazede, çok da fazla örgütlü olmadan ötekilerin, hakları ellerinden alınanların bir tür iktidar karşıtı çoksesli haykırışları, protesto seslerinin en gür çoksesli korosu, orkestrasının sahnesi oldu. Aslında yasaklanmış ya da polis ağırlıklı provokasyonlara sahne olmuş çoğunluk yıllar dışında kalan bütün 1 Mayıs etkinliklerinde, hele de Taksim’de yapılabilenlerde katılımlar hep çok yüksek, 1 Mayıs geleneği ile ilişkili çok renkli, en çok canı yananların sesleri oldular... Ancak 1976-78 örneklerinde örgütlü işçi sınıfı, kazanılmış sendikal hakların geliştirilmesi savaşımı ile ağırlıklarını koyarlarken dünkü 1 Mayıs’a Erdoğan iktidarlarının yeni mağdurları, tüm renkleri, kimlikleriyle damgalarını vurdular...

Özal’ın piyasalar düzeni icraatları, Erdoğan iktidarlarının özelleştirme furyalarında, 1 Mayıs meydanlarında işlerini kaybeden kamu işçilerinin, özelleştirme karşıtı duruşlarını, protestolarını görürdük. Artık kamuda bile taşeron, sözleşmeli çalıştırma, işsizlerde patlama gündemde olunca, emek sömürüsünün protestolarında sendikasız, hatta işsiz işçiler ağırlıkta, iktidar icraatları ile doğrudan bağlantılı protesto sloganları çok daha çeşitli, sert, kölelik düzeninde, yasadışı çalıştırma, iş cinayetleri haykırışları ağırlıklı çıkıyor. Kayıtlı, örgütlü çalıştırılanların yok edilmesi bağlantılı, sendikal örgüt çatılarının yerine, çok farklı sol dernek, örgütlenmelerinin afiş-flamalarının arkalarından yürüyenler, eski 1 Mayıs katılımlarını katlıyor. Bu yılın gündemi ile bağlantılı futbol kulüplerinin renkleri ile protesto gösterisi yapanlar ile siyasal İslamcı zenginleşme, sömürü karşıtı sol İslamcı eylemcilerin ortaya çıkışları, medyanın ilgisini en çok çeken yeni renk ve kimlikler.

Doğrusu 1 Mayıslar güncel canı yananların toplanma, protesto alanları kimlikleri ile gündemdeki yılın öncelikli mağdurları bağlantılı değişken ağırlıkta protestocuları toplarken, bu yıla sanatçılarımızın, hele de tiyatro sanatçılarımızın ağırlık koymaları kaçınılmazdı. Bir başka kaçınılmaz kimlik yelpazesi, elbette 40 yıldır genç kalanlar, 1 Mayıslara gönül vermiş, sol örgütlenmeler, dinamikler, birikimli aydınlar çokluğuydu. Bu kez yanlarında çok fazla genç katılımcı ile çok yeni bir muhalefet gücü sentezini oluşturmuşlardı. Hiç bu kadar sendikal, meslek örgütsüz, organize edilmemiş, araç tahsisli taşınmamış, polisin işgüzarlığında aşırı bir abluka altındaki İstanbul’da çok uzun yolları yürüyerek gelen büyük kalabalıkların, kendiliğinden disiplinine tanıklık etmemiştim. Hiç bu kadar kendiliğinden iktidar karşıtı muhalefet cephesinin, ortak ama aslında çok farklı seslerden protesto gösterisine tanıklık etmemiştim. Hani kürsüden “dünyanın çoksesli en büyük korosunun”; “faşizme karşı omuz omuza” sloganı ile haykırışı ananos edildi ya... Hiç yabana atmayın, çok önemli bir dönemeç noktası bu...

Cumhuriyet / 02.05.12