Hekime şiddete önlem!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Sosyal sorunlar/saldırılar
  • |
  • 13 Mayıs 2012
  • 09:01

(13.05.12) - Gaziantep'te Dr. Ersin Arslan'ın bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından tartışılmaya başlanan ve hekimler tarafından sıkça gündeme taşınan “hekime yönelik şiddet” tartışmaları devam ediyor.

Tartışmalar sürerken hekimlere yönelik şiddetin yeni örnekleri de yaşanmaya devam ediyor. Yakın zaman önce Kırşehir Ahi Evran Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir hekimin, Kırşehir Gençlik ve Spor İl Müdürü tarafından şiddete maruz kaldığı belirtildi. Hekime şiddet uygulanırken, Radyoloji Bölümü'nde görevli diğer sağlık çalışanlarının da sözlü şiddet gördükleri bildirildi.

Kırşehir'deki şiddet olayıyla ilgili açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), konunun sadece güvenlik sorunu olarak ele alınmasını eleştirdi. Şiddetin nedeninin sağlıktaki dönüşüm programları olduğu belirtien açıkalamada şu ifadelere yer verildi:

“Her geçen gün artarak devam eden sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin nedenleri:

-Bizi hasta ve hasta yakınlarıyla karşı karşıya getiren kışkırtıcı üslubunuzdur.

-Neredeyse her gün, tekelinize aldığınız yazılı ve görsel medya eliyle reklamını yaptığınız, görünce hayal kırıklığı yaratan sağlık sisteminizdir.

-Hastayı 'müşteri', sağlık çalışanını onun hizmetkarı gören ve bunu sürekli dillendiren anlayışınız, bizi itibarsızlaştıran açıklamalarınızdır.

-İstediğiniz hekimi seçebilirsiniz diyerek başvurulan tüm sağlık kuruluşlarında her kademede, 14 ayrı kalemde katkı ve katılım payı almanızdır.

-Özel sağlık kuruluşlarına vermek zorunda kalınan ilave ücretlerdir.

-Acil servisleri bile paralı hale getirmenizdir.

-Sağlık çalışanlarına yönelik saldırı ve şiddetin nedeni 'parası olanın parası kadar sağlık hizmeti' alabildiği 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'dır.”

Hekimlerin şiddeti önleme çabaları

Hastanelerde yaşanan şiddet olayları ile ilgili bir çözüm üretemeyen sermaye devleti, hekimleri kendi önlemlerini almaya zorluyor. Ancak anlaşılabileceği gibi, hekimlerin kendi alacakları önlemler muayene esnasında kurulacak iletişim ve savunma pozisyonu ötesine geçemiyor. Hekimlerin devletin önlem almaması sonucu tartışmaya başladığı şiddeti engelleme yöntemleri hasta-hekim ilişkisini sınırlayarak nitelikli sağlık hizmetinin de önüne geçiyor.

Bu açıdan çarpıcı örneklerinden bir tanesi Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim görevlisi Yard. Doç. Dr. Bilge Annagür'ün çalışmaları oldu. 'Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet: Risk Faktörleri, Etkileri, Değerlendirilmesi ve Önlenmesi' başlıklı çalışmaya imza atan Annagür, Tıp Fakültesi 5. ve 6. sınıf öğrencisi ve aynı zamanda stajyer doktor adaylarına 'İletişim Teknikleri' isimli derste şiddetten korunma taktiklerini anlatıyor.

Annagür'ün öğrencilerine öğrettiği taktikler şöyle:

- Saldırganla göz göze gelmeyin. Saldırganla en az bir kol uzunluğu kadar güvenlik mesafeniz olsun, ani bir hamle ile size vuramasın.

- Hasta sizden ısrarla uzaklaşıyorsa ısrarcı olmayın onun istediği yerde durun.

- Eğer gerekiyorsa hastadan korkmuş gibi görünün. Saldırganlaşma eğilimi gördüğünüzde yardım isteyin. Herhangi bir tehlike anında kaçmak için kapıya yakın durun.

- Güvenlik personelinden hastanın üzerini aramasını ve silah varsa uzaklaştırmasını isteyin. Güvenlik personelini oda içinde veya hemen kapı önünde bekletin. Mümkünse iki çıkışı olan bir oda kullanın.

- Odada hastanın saldırı aracı olarak kullanabileceği alet veya nesneleri (bisturi, makas, keskin nesneler, sıcak içecek, kişisel ürünler vs.) bulundurmayın.

- Boğmak amacıyla boğazınızı sıkarsa çenenizi kullanın.

- Eğer sizi ısırırsa elinizle burnunu sıkın, nefes almak için ağzını açmak zorunda kalır.

- Silahlı tehdit varsa, korkunuzu belli etmemeye çalışın. Asla tartışmayın.

- Başarılı olacağınızdan emin değilseniz koşarak kaçmayın. Mümkün olduğu kadar yumuşak ve alttan alarak yatıştırıcı konuşun. İnsani bir ilişki kurmaya çalışın.

Gerekli önlemler alınmadığı zaman işin başa düştüğünü söyleyen Annagür, derste bu bilgileri verirken öğrencilerin farklı tepkiler verdiğini, hayat kurtarmak hayaliyle girdikleri üniversitede, kendilerini de korumak ve kurtarmak zorunda oldukları gerçeğiyle yüzleşince hayal kırıklığına uğradıklarını belirtiyor.