Haydi paşalar Galatasaray'a! - Ali Topuz

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 24 Kasım 2012
  • 08:25

Türkiye, açık davaların ülkesi. Açık yaralar gibi. Kapanmayan davalar. 400 haftadır her cumartesi Galatasaray Lisesi’nin önünde bazı insanlar oturuyor. Ellerinde fotoğraflarla. Kayıplarını arıyorlar. Yas tutma hakları bile ellerinden alınmış.

Devletin güvenlik güçlerinin alıp vermediği kayıplarını arıyorlar. Oğullarını, kızlarını, kardeşlerini, sevgililerini, yoldaşlarını.

Ağır bir kötülüğün mağdurları onlar; Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetimine el koyan 12 Eylül cuntasının topluma karşı suçlarının mağdurları. İnsanlığa karşı suçların.

Kendileri de yakınları gibi terörist muamelesi gördüler

Kayıplarının akıbetini öğrenmenin yanında bir istekleri daha var: Bu suçları işleyen kişilerin yargılanması. 12 Eylül generallerinin tesis ettiği ‘yeni nizam’da ‘suç’ değilmiş de sıradan devlet faaliyetiymiş gibi algılanan işkence, kaçırma, kaybetme, sokak ortasında kurşuna dizme suçlarının yargılanması. Hem tek tek kendi kayıp sevgilileri için hem de aynı akıbete uğramış yoldaşları için. Kendileri de, kayıp sevgilileri gibi, uzun yıllar ‘terörist’ muamelesi gördüler, zaman zaman yükselen destekler, devletin ilk kaş çatmasında, olmadı gazında, olmadı kurşununda geriledi. Yalnız kalmak, ‘bir avuç’ kalmak onları yıldırmadı. Israr ve inatla talepleriyle gelip oraya oturdular.

O talepler, açık bir davanın açık iddianamesidir. Evet, Cumartesi Anneleri, gerçek 12 Eylül iddianamesidir. Gerçek duruşma da oradadır. 12 Eylül’ün kurumlaştırdığı gözaltında kayıp, faili meçhul ve yargısız infazların deşifre edilmesi, sadece faillerinin ceza alması açısından değil, mekanizmanın kullanılamaz hale gelmesi açısından da 12 Eylül’e karşı açılacak bir davanın gerçek zemini olurdu. Bu yapılmadı.

Bu yapılmadı ama 12 Eylül’e bir dava açıldı. Şu günlerde Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya adlı eski generaller yargılanıyor. O davanın en önemli eksiği, giderilmediği takdirde her şeyi berbat bir ortaoyunu görüntüsüne sokacak eksiği, iddianamesinin yokluğudur. İçinde Cumartesi Anneleri olmayan bir iddianame, olsa olsa 12 Eylül’ü aklama işini görebilir.

Gerçek 12 Eylül iddianamesi

Sözü uzatmaya gerek yok.

Cumartesi Anneleri gerçek 12 Eylül iddianamesidir. 12 Eylül davasındaki ‘insanlığa karşı suç’ eksikliğini tamamlayan gerçek iddianame. 12 Eylül’ü yargılıyorum diyorsanız ya Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya paşaları ve onların zehirli emirlerini uygulayan devlet çetelerini toplar getirirsiniz bu meydana ya da bu ‘anne’leri alıp duruşmaya katarsınız.

Annelerin yalnızlığı

Son bir söz: Cumartesi Anneleri’nin yalnızlığı, 12 Eylül’ün kurduğu toplumsal düzenin başarısını gösterir. Paşaların ve adamlarının kibri ve küstahlığı da bunu bilmelerinden olsa gerek; savcısıyla, toplumun çoğunluğuyla, her tür suçu görmezden gelmeyi başarabilen toplum değil miydi zaten onların hayali?

Radikal / 24.11.12