Haydi medyamız yine eğitime... - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 27 Eylül 2012
  • 04:35

Demokrasi birikimimizin izlediği seyri, gazetecilerin bundan sonra hangi devlet kurumu tarafından eğitileceğinden de anlayabiliyoruz.

Bulunduğumuz tarihsel ve stratejik koşulların gereği Polis Akademisi de Milli Güvenlik Akademisi'nin geçtiğimiz yıllarda gazetecilere verdiği 'eğitimden' ilhamla, 'polis muhabirliği kursu' düzenliyor.

Soner Arıkanoğlu'nun AKŞAM Gazetesi'ndeki haberine göre kurs programına polis muhabiri olmak isteyen genç gazeteciler ve gazeteci adayları kabul edilerek program sonunda 'polis muhabirliği' sertifikası almaya hak kazanabilecekler.

Askeri vesayetin yerini 'sivil demokratik' rejime bırakmasıyla kendini TSK'ın doğal bir uzantısı olarak addeden TSK'nın bir siyasi parti gibi siyasal alanın merkezinde konumlanmasına ve müdahalelerine 'orduyu yıpratmayız' mottosuyla meşruiyet katan ana medyamızın Polis Akademisi'nce eğitilmesinde de hiçbir sıkıntı görülmemektedir...

'Ülke bütünlüğü ve güvenliği' paravanı altında ifade özgürlüğü başta olmak üzere hak temelli haberlere arkasını dönerek siyasi iktidar odakları ve güç merkezleriyle hemhal tavrıyla 'sansür, manipülasyon, haber çarpıtma, dezenformasyonun' kurumsallaştığı medyanın devlete yapışık haberciliği tartışılmaz.

'Askerin sabrı taştı' ya da 'TSK'dan tokat gibi cevap' manşetleriyle kamuoyunu bilgilendirmekten ziyade kamuoyu algısı yaratma heveslisi medyanın ülkemizde dördüncü kuvvet olmadığı aksine devletin 'rıza üretme gücüne' yedeklenmiş bir devlet aygıtı gibi çalıştığı ortadadır.

Dolayısıyla şimdi devletleşen hükümetin merkezileşen otoritesi gereği TSK'nın yıllarca sivil sözcülüğünü yapan, Genelkurmay Başkanları'nın güya beyanat şifrelerini çözerek haberciliğin sınırlarını daraltarak, kamuoyunu 'siyaset alanından' uzaklaştıran çatışma alanına taşıyan medya yöneticileri, muhabirlerine Polis Akademisi sertifikası zorunluluğu koyabilir.

Kapitalist tarihin 'Gelişmekte olan ülkeleri', küresel sisteme DB, IMF ve OECD rehberliğinde bütün ülke kaynakları ve pazarıyla eklemleyen 'askeri darbe konjonktürünün' kapanmasını takiben 'sivilleşen' Türkiye'nin neoliberal birikim modeline tam geçişi sürecinde medyanın polis tedrisatından geçişi de medyanın 'sivilleşmesi' diye okuyanlar çıkabilir... 

Ama 6.5 milyon konutun yıkılacağı 'kentsel dönüşüm', dere kurutan 'kamulaştırma yetkisiyle donatılmış' binlerce HES projesi, 4+4+4 eğitim modelinin eklemleneceği Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'yle kurulacak yeni toplum tasarımı için emniyet güçlerinin mesaisi fazlasıyla yoğunlaşacaktır.     

Bu yüzden sayfaları inşaat, gayrimenkul, özel üniversite, finans, enerji yatırım şirket reklam haberleriyle donatan gazetelerin aykırı söylem, muhalif grup, hak savunucuları ve temel hak ve özgürlük talep edenlere orantısız şiddet uygulayan emniyet güçlerinin gözünden yapacağı habercilik, ülke 'huzuru' adına bir gereklilikti....

 Ezcümle haberin dili, görülme biçimi, büyüklüğü veya küçüklüğü  devrin devletinin 'güvenlik anlayışına' uygun olmalıydı...

Akşam / 27.09.12