Gücü tükenmiş Gazze söylemi... - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 20 Kasım 2012
  • 07:03

Üzerinden 'Arap Baharı' geçmiş Ortadoğu'nun savaş histeriği İsrail'in Gazze'de sivilleri bin küsur noktada bombalaması, uluslararası hukuk ya da insanlık suçlarını rafa kaldıran Batı merkezlerinde İsrail'in tükenmeyen 'savunma hakkı' şablonuna anında yerleştirildi.

Arap Baharı'nı Ortadoğu'yu 'Müslüman Kardeşler' eksenli tanzimine çeviren ABD'nin ricalarıyla Türkiye ve Mısır, hassas jeostratejik dengeleri gözeterek, 'masum sivil, bebek katili, İsrail bunun bedelini ödeyecekten' ibaret boş söylemleriyle İsrail'i telin ettiler.

Ama kontrolsüz şiddet deliliğini 'dış politikası' haline getiren İsrail, tabii ki tınmadı. Çünkü işgal ettiği topraklardaki 'terörist halk Filistinlileri' hapsettiği 'açık toplama kampı' Gazze'yi bombalaması İsrail'in hem iç kamuoyuna hem de küresel güçlere karşı 2012 model militer provasıydı.

TEPKİSİZ ARAP DÜNYASI

Ve Başbakan Mısır'da konuşurken Gazze'ye yönelik kara operasyonuna hazırlanan, 75 bin yedek askeri çağıran İsrail fazlasıyla meşgul görünüyordu.
Ve Gazze'deki hastaneler, taziye çadırları ve basın ofisleri bombalarla yıkılıp, Filistinliler bir kez daha kırıma uğrarken, İsrail'in felaket şiddeti bizzat ABD tarafından 'meşrulaştırılıyordu'.

Diğer taraftan sinik Arap dünyasından 'Gazze bombalarına' öyle büyük bir tepki falan gelmemiş, Katar ve Suudi Arabistan'dan ses bile çıkmamıştı.
Ne de olsa Hillary Clinton'ın 'çalınmış Suriye baharının' İstanbul kurulumlu 'Suriye muhalefeti', Türkiye'nin 'acemi' Suriye politikasından rahatsız olunca Doha'ya taşıyarak yenileyen ve tahkim eden ABD-AB-Körfez monarşi bloku, şimdilik Gazze krizini yönetmek için öncelikle 'yeni Mısır'ı' memur etmişlerdi.

GAZZELİLERİ DÜŞÜNEN VAR MI?

Ve tarihsel mücadelesine 'yabancılaştırılmış', Gazze ve Batı Şeria'da ikiye bölünmüş Filistin halkının trajedisi, şimdi de Arap Baharı'nın 'kardeş ruhuna' uydurularak hem Gazze'de siyasi güç kaybeden Hamas hem de savaş yaygaracısı/uluslararası hukuk geçirmez İsrail teskin edilmeliydi. Özellikle Hamas'ı da tutan 'Arap Baharı' ruhu İsrail roketleriyle  kaybedilmemeliydi... 

Batılı güç ve körfez monarşi ittifakının bölgede tam da Sünni ve Müslüman Kardeşler ideoloji cephesine en muhtaç oldukları takvimde, Batı Şeria'daki 'sembolik' El-Fetih yönetimiyle siyaseten çekişen Hamas'ı Şii ekseninin hamiliğine itmeye niyetleri yoktu...

Çünkü mesele Doha'da tabanı genişletilmiş 'Suriye muhalefetine' daha da yoğun silah desteği verip, Türkiye ve Ürdün sınırlarına İngilizlerin silah yığınağı yaptığı haberleri doğrultusunda, Suriye'deki Esad rejiminin içeriden ve dışarıdan devrilmesiydi.

Ortadoğu haritasına bakınca haritada uzanan doğalgaz ve petrol boru hatlarını ve 'olası' çizilecek yeni güzergahlarını görenler için bu aciliyeti Avrupa içlerine kadar boru hatlarıyla akacak yüz milyar dolarlar açıklıyordu.

Dolayısıyla Türkiye'nin bugüne dek Gazze'de İsrail'in öldürdüğü binlerce bebek üzerinden kurduğu acıklı belagatin İsrail'in öz vatanlarını gasp edip 'ateş çemberine hapsettiği' Filistinlileri kurtarmaya gücü yoktu...

Görmüyor muyduk, koyu Mitt Romney fanatiği olan İsrail Başbakanı Netanyahu, Obama'nın II. dönem Ortadoğu projeksiyonlarını Gazze'yi bombalayarak derinden sarsmanın ve Ortadoğu'nun 'rolü çalınamaz' askeri kompleksi olmanın memnuniyetiyle, Obama ve ABD halkına 'Demir Kubbe Füze sistemi yatırımı' için içten teşekkürlerini iletmişti.

Akşam / 20.11.12