EÜ'de “Formasyonuma dokunma!” eylemleri

  • Arşiv
  • |
  • Ekim Gençliği
  • |
  • 17 Ekim 2012
  • 08:29

(17.10.12) – Ege Üniversitesi'nde formasyon mağduru öğrenciler iki gün üstüste eylemdeydiler. İlk eylemde ÖGB'lerin saldırısına uğrayan öğrenciler ikinci gün de eylemlerine devam etti.

Ege Üniversitesi de yaptığı yazılı açıklama ile eylemleri ve eylem komitesinde de yer alan Genç Sen'in tutumunu değerlendirdi.

15 Ekim günü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde toplanan formasyon mağduru öğrenciler kampüs içinde bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüş esnasında kampüsü dolaşan öğrenciler daha sonra Eğitim Fakültesi önüne gittiler. Eğitim Fakültesi'nin içine girip dekanla konuşmayı talep eden öğrenciler kapı önünde bekleyen ÖGB’lerin saldırısına uğradı. İki öğrencinin yaralandığı arbede sırasında onu aşkın ÖGB de darp raporu aldı. Darp raporlarının düzmece olduğu Tıp Fakültesi'nde eğitim gören öğrenciler tarafından tespit edildi. Rapor sırasında orada olduklarını ve bir çiziğe dahi düzmece raporlar yapıldığını vurguladılar.

16 Ekim günü ise, Edebiyat Fakültesi'nde ilk güne göre daha kitlesel toplanan formasyon mağduru öğrenciler yürüyüşlerini ilk gün darp edildikleri Eğitim Fakültesi'ne doğru gerçekleştirdiler. Eğitim Fakültesi'ne sloganlarla, zılgıt ve ıslıklarla ilerleyen öğrenciler önceki gün olduğu gibi kapının önünde sıralanmış 20 kadar ÖGB ile karşılaştılar.

Kapının önüne kadar ilerleyen öğrencilerin oluşturduğu eylem komitesinden bir öğrenci durumu anlatan bir teşhir konuşması yaptı. Daha sonra dekanı muhatap almadığını söyleyen öğrenciler rektörlüğe doğru bir yürüyüş gerçekleştirdi. Rektörlüğe yürüyüş esnasında ilerleyen gruptan kopuşlar olmaya başladı. Militan bir şekilde ilerleyip yolu trafiği kapatan ve sloganlarla ilerleyen öğrenciler rektörlüğün önünde yetmişten fazla çevik polisi ve elliden fazla ÖGB ile karşılaştı. Rektörle görüşmek istediklerini söyleyen öğrenciler red cevabı aldılar. İçeriye girmekte direten öğrenciler üç kişilik eylem komitesinin içeri girip dilekçeleri vermelerini istedi. İçeriye giren öğrenciler tesadüfi bir şekilde rektörle karşılaştılar. Rektörle konuşan öğrenciler gün içinde formasyon hakkında alınacak bir toplantı olduğunu öğrendiler. Mağduriyetlerinin bu toplantıda kaldırılması talebinde bulunan mağdur öğrenciler formasyon sorununun takipçisi olacaklarını söylediler. Rektörle görüşüldükten sonra sloganlarla kampüse dönüldü.

Ege Üniversitesi Ekim Gençliği'nden gözlem ve değerlendirme...

Gençliğin hak gasplarına karşı militan mücadele vermesi ve haklarını alana kadar diretmesi gençliğin pratiklerinden geçmişte çokça görülmüştür. İlk gün yapılan eylemin Genç-Sen'in tekelinde gerçekleşmesi, diğer siyasetlere ve gençlik örgütlerine çağrı yapılmaması bize “küçük olsun bizim olsun” anlayışının Genç-Sen içinde hala var olduğunu gösteriyor. Diğer siyasetlere çağrı yaptıklarını söyleyen Genç-Sen, görünen o ki çoğu siyasete eylem saatini bile haber vermemiş. İlk gün eylem anında orada olan gençlik örgütleri sadece destekçi olarak var olabilmişlerdir. İlk gün arbede anından haberleri olan Ekim Gençliği okurları Eğitim Fakültesi'ne gitmişler ve arbedenin bitmiş olduğu gördükleri için kampüs içindeki devrimci faaliyetlerine devam etmişlerdir.

İkinci gün ise eylemin başından sonuna kadar eylemin içinde olan Ekim Gençliği okuru eylemden önce öğrencilerle ilk gün yapılan eylemi konuşmuştur. Eylem hakkında huzursuzluklarını dile getiren öğrenciler, ilk gün olan konuşmalarda dışardan formasyon eğitimi için gelen öğrenciler ile Ege Üniversitesi'nde formasyon mağduru olan öğrencilerin birbirlerine rakip gösterildiğini söylemiş ve eylem komitesi ile konuşmalarını rica etmişlerdir. Eylem sırasında aynı tavrın yapılan ajitasyonlarda yine gösterilmesi üzerine Ekim Gençliği okuru eylem komitesinde bulunan Genç Sen'lilerle durumu düzeltmeleri üzerine bir konuşma yapmaya çalışmış, ancak “tavırlarının denildiği gibi olamadığı” cevabı ile konuşma tek taraflı olarak kesilmiştir. Bu tavrı gören bağımsız öğrencilerden bir arkadaş “kendisinin formasyon aldığını arkadaşlarına destek olmak için geldiği lakin böyle bir eylemlilik içinde bulunmayacağını söyleyerek” rektörlük yürüyüşü sırasında eylemden ayrılmıştır. Eylem sırasında gösterilen militan tavır eylem için pozitif tek noktadır.

Kendi güdümlerinde eylem örgütlemeye çalışan dar grupçu bu anlayış ile bu tür eylemliliklerin çabuk sönümleneceğini bilmek için kahin olamaya gerek yoktur. 200'e yakın kişiyle başlayan eylemin 50 kişi ile bitmesi durumun vahametini anlatmaktadır.

İki sene önce oluşturan “Formasyon Mağduru Öğrenciler“ isimli platforma diğer siyasal gençlik örgütlerinin katılması yönünde tartışma yürüten bizler, Genç-Sen’in de dar grupçu zihniyetinden ayrılarak aynı duruşu göstermelerini beklerdik. Bu tarzları ile gençliğin militan tavrının ve politikleşme durumunun önünde sadece bir set olarak duracaklarını söylemek ve onları bu konuda uyarmak biz genç komünistlerin görevidir. Bu tür hak eylemlerinin bağımsız öğrencilerin üzerindeki politizasyonunu düşünüp kararları bu doğrultuda vermek tüm devrimci ve ilerici gençlik güçlerinin sorumluluğu olmalıdır.

Ekim Gençliği / Ege Üniversitesi