(12.05.12) - Sermaye hükümetinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün burjuva basından birkaç kalemşörle hapishane turu düzenledi. “Hapishaneler hakkında yapılan haberlerde gerçek ve algı arasındaki farkı kapatma” denilerek güzelleme yapılan turda hapishanenin hücreleri, çamaşırhane, yemekhanesi, ortak kullanım alanı ve reviri basın emekçilerine gösterildi.

F tipleri ilk açıldığında yapılan basın turlarına benzer biçimde, altı saat süren turda tutuklu ya da hükümlülerle herhangi bir temas kurdurulmadı. Boş binalarda yapılan tur sonrası Bakan Ergin, hapishaneler için “saray” benzetmesi yaptı. Gazetecilerin mahkumlarla neden görüştürülmediğine ilişkin soruya bakan “Çünkü siz zaten istediğinizde açık ya da kapalı görüş için izin veriyoruz” sözleriyle yanıt verdi.

Mahkumların kendi aile ve arkadaşlarıyla görüşmelerini dahi kısıtlayan tecrit uygulamaları düşünüldüğünde bu açıklamanın herhangi bir gerçekliği olmadığı görüldü.

Sadullah Ergin fiziki olarak yapıların varlığıyla hapishane tecritini aklamaya çalışsa da cezaevinde binlerce tutuklunun yaşadıkları ortada. Asıl sorun, hapishanelerde revir, ortak alan vb. olup olmaması değil ne kadar kullandırıldığıdır.
Tecrit politikasıyla siyasi mahkumlar revirden yararlanamamakta haftada bir revir izni alabilmekteler. Revirdeyse doktorlar tarafından devam eden tecrit her rahatsızlığa ağrı kesici yazıp göndererek sürdürülüyor.

Ortak alan kullanımlarından ziyaretçi görüşlerine kadar tam bir keyfiyet içerisinde, gardiyanlar tarafından zaman kısıtlanıyor. Hapishane idareleri tutsakların iradesini kırmak için her tür hak karşısında disiplin cezası uygulamasını devreye sokuyor. Toplatması olmamasına karşın sosyalist basının, marksist kitapların tutsaklara ulaştırılmasını engelliyor.