Emekçilere kardeşlik çağrısı

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 04 Kasım 2012
  • 16:37

(04.11.12) – Bursa BDSP, kentte son günlerde Kürt emekçilerine yönelik tırmandırılan polis-sivil faşist saldırganlığa karşı emekçilere yönelik çalışmalar yürütüyor. Emekçileri aydınlatmak, faşist provokasyonlara karşı uyarmak, birliğe ve kardeşliğe çağırmak amacıyla çıkarılan bildiriler emekçi semtlere dağıtılıyor. BDSP bildirisi bugün Yıldırım ilçesine bağlı emekçi semtlerinde dağıtıldı. Dağıtım sırasında emekçilerle sohbetler edildi. Ayrıca 18 Kasım etkinliğinin duyurusu da yapıldı.

Bursa BDSP’nin dağıttığı bildiri metni şöyle:

Sömürücü zorbalar emekçiyi bölmek için oyun peşinde!
Oyunu bozmak için birliğe, kardeşliğe, dayanışmaya!

İşçi, emekçi kardeşler!

Büyük bir oyunla yüzyüzeyiz. Oyun sınıf birliğimize yöneliktir. Oyunun ilk sahnesi geçtiğimiz Pazar günü sergilendi.

Kürt emekçi kardeşlerimiz, Yavuz Sultan Mahallesi’nde cezaevlerinde açlık grevi yapan tutukluların taleplerinin kabul edilmesi için AKP İlçe Binası’na yürümektedirler. Halkın önü polis tarafından kesilir. Polis hemen her emekçi eyleminde olduğu gibi gaz bombaları ve zırhlı araçlarıyla saldırır. Fakat yalnız değildir. Hemen yanıbaşında ellerinde satır, balta, sop ve daha bir sürü silahla donanmış bir grup vardır. Polis bu gruba herhangi bir müdahalede bulunmak bir yana onunla işbirliği içindedir. Polis gaz bombalarını atar ardından satırlı, baltalı grup sokak aralarında Kürt avına çıkar. Böylelikle çok sayıda kişi ağır yaralanır. Fakat yine de halk toparlanır ve kendini savunur.

Fakat büyük ölçüde mahalle dışından gelen saldırgan güruh, bazı muhtarların da içerisinde olduğu kişilerin de çabasıyla ertesi gün yeniden toplanırlar. Bu kez hedef BDP ilçe örgütü başta olmak üzere Kürt emekçi kardeşlerimize ait dükkanlar ve evlerdir. Dikkat çekici olan tüm bunlar olurken polis saldırgan gruba dokunmaz, sadece bu kadarı dahi saldırganlara verilmiş açık bir teşviktir. Bu koşullarda mahalle halkı da kendisini savunur. Saatlerce süren olayların sonunda ise bilanço ağırdır. Çok sayıda yaralının yanında biri saldırgan gruptan olmak üzere dört kişi kurşunla yaralanır. Dikkat çekici olan ise kurşunların çıktığı silah polise aittir.

Özetlersek, barışçıl bir halk yürüyüşüne polis ve ne idüğü belirsiz baltalı-satırlı grup işbirliği yaparak saldırmış, kan dökülmüş, olay bir Kürt-Türk çatışması gibi sunulmaya, ya da daha doğrusu bu hale getirilmeye çalışılmıştır.

Kardeşler!

Biz bu oyunu iyi tanıyoruz. Maraş’tan, Çorum’dan, Sivas’tan iyi biliyoruz. “Din, vatan, millet, sakarya” kışkırtmasıyla örgütlenip emekçi halkın üzerine salınan grühlar, asker ve polis korumasında kanlı operasyonlar yaptılar, diri diri yaktılar, karnındaki çocuğuyla anneleri, çocuk yaşlı onlarca insanı katlettiler.

Amaçları neydi? Amaçları emekçi halk birbirine düşürmek, hakları uğruna mücadele eden işçi sınıfını bölmekti. Amaçları bu sömürü düzenine kafa tutanları, bu düzende kölece yaşamaya mahkum olmadığımızı gösterenleri susturmaktı. Amaçları emperyalizmin hizmetinde suç işlerken karşılarına çıkanları yok etmekti.

Zamanında Deniz Gezmişleri’de bunun için asmadılar mı? 12 Eylül darbelerini bunun için yapmadılar mı? Bu faşist darbeyi hazırlamak için cinayetler, katliamlar organize etmediler mi?

Kardeşler!

İşte bu oyun, milyonlarca emekçinin yaşamının köleleştiren, fabrikasında emeğini, sofrasında ekmeğini çalanların eseri. Aynı dertleri yaşayan, aynı biçimde ezilen, aynı acılı türküleri söyleyen, aynı dilden ağıtlar yakan emekçi insanın birleşmemesi için oynanıyor.

İşte bunun için, bu oyunu bozmalıyız. Oyunu bozmak için Türk, Kürt, hangi milliyetlerden olursa olsun tüm emekçiler olarak birleşmeliyiz. Sömürüye, sefalete, geleceksizliğe, emperyalizme köleliğe karşı omuz omuza vermeliyiz.

Birleşmek için ise, bu düzen tarafından emekçileri bölmek amacıyla ekilmiş önyargıları aşmalıyız. Kardeş bir halkın en doğal ulusal haklarını inkar üzerine kurulu bir sistemin devamı için kanımızın dökülmesine karşı durmalıyız. Yani sınıf birliğimiz için tüm halklara eşitlik ve özgürlük istemeliyiz.

İşte böyle davranırsak gerçek düşmanlarımız olan emperyalizme ve sömürücü asalaklara karşı elbirliği yapar, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir ülkeyi hep birlikte kurabiliriz.

Öyleyse haydi bu oyunu bozalım, bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin karşısına tüm Bursalı işçi ve emekçiler olarak omuz omuza çıkalım!

Haydi birliğe, kardeşliğe ve dayanışmaya!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
(BDSP)