Emekçi kadınlar: 8 Mart mücadele günüdür!

  • Arşiv
  • |
  • Kadın Sorunu
  • |
  • Kadın-Türkiye
  • |
  • Emekçi kadın
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 10 Mart 2012
  • 22:33

(11.03.12) – 8 Mart'ın sınıfsal özüne ve tarihsel anlamına sahip çıkan emekçi kadınlar 10 Mart günü Kadıköy'de gerçekleştirilen devrimci 8 Mart mitinginde mücadele kararlılıklarını gösterdiler. Mitinge katılan emekçi kadınların, 8 Mart'a ilişkin görüşlerini aldık.

“8 Mart mücadele günüdür”

Gülvin Aydın (ÇHD İstanbul Şube YK üyesi): Kadın sorunu çok boyutlu bir sorundur. Kadınlar aslında üretime girdikleri andan itibaren haklarını aramaya başlamışlar. New Yorklu kadınların mücadelesi tam da bunu doğrulayan bir şey. Türkiye'de bir kadın hareketi, feminist-burjuva bir hareket var. Bu hareket kendi çapında belki güçlü ve örgütlü olabilir ama emekçi kadınların sorunlarına çok da duyarlı değil. Evet, emekçi kadınların sorunlarına ilişkin çalışma yapmak gerekir. Onların ne gibi sorunları var ve onların mücadele içine daha çok nasıl çekileceğini düşünmeye ihtiyacımız var. 8 Mart, Clara Zetkin'in belirlediği bir gündür. Tarihsel ve sınıfsal anlamının bilinmesi gerekiyor. Tıpkı 1 Mayıs gibi 8 Mart da bir mücadele günüdür. Emekçi kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Çok daha fazla üzerinde durmak gerekiyor. Erkeksiz 8 Mart'tan ziyade emekçi ve sınıfsal bakmaya ihtiyaç var. Kadınların yaşadığı sorunların kaynağı, kökeni nedir buna bakmak gerekiyor. Biz başka bir çözüm öneriyoruz onlar farklı bir çözüm öneriyor. Biz, sorunun kapitalist ve özel mülkiyete dayalı üretim tarzından kaynaklandığını düşünüyoruz. Onlar da erkek karşıtlığı üzerinden tanımlıyorlar. Türkiye'de bir devrim olacaksa bu proletaryanın öncülüğünde olacaktır. Kadın emekçileri, proletaryayı bu mücadelenin içerisine nasıl katacağımız önemlidir. Bu mücadeleyi kavrayıp talepler belirlemeliyiz.

Birsen Kargın (TAYAD üyesi): Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadınlar zaten hep ezilerek ve direnerek bir yerlere geliyorlar. Biz yıllardır mücadele ediyoruz, direniyoruz, haklarımızı arıyoruz. Emekçi kadınlar olarak bugün de alanlara çıktık. Yıllardır haklarımıza sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu ülkende sömürünün olduğu her yerde mücadele ediyoruz.


“ 8 Mart gerçek anlamından uzaklaştırılmaya çalışılıyor”

Nebahat Albayrak (Emekli Sen Beyoğlu Şube Sekreteri): 8 Mart gerçek anlamından ve özünden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Biz devrimciler, sosyalistler, yurtseverler 8 Mart'ın saptırılmasına izin vermeyeceğiz. Biz yine 8 Mart'ı mücadele, dayanışma günü olarak kutlayacak. Sınıfsal ve tarihsel anlamının kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Devrimci gruplar olarak her 8 Mart'ta sesimizi yükselteceğiz.

Nureyha Sosyal (Emekli Sen Kocaeli Şube üyesi): Kıbrıs'ta bir parti 8 Mart'ta erkek üyelerinin çocuklara bakmasını, kadınların ise alanlara çıkması kararını almış. Türkiye'de önemli bir emekli kitlesi var. Burada hem erkekler hem de kadınlar zor durumda. Bizim için ölse de kurtulsak diye bakılıyor. Bizden kurtulamayacaklar. 9 Milyon emeklinin yarısı olarak haklarımız için yürüyeceğiz.

“Mücadele edeceğiz"

Ayşe Tuncer (Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube üyesi): 8 Mart'ın tarihçesi, anlam ve öneminden başlarsak oldukça önemli bir gün. Kadın olarak, emekçi kimliğimizle önemli bir gün. Bugünü yaratan ödenen bedellerdir. Bu bedeller sonucunda oluşan bir gün olduğu için oldukça önemli. Biliyorsunuz, iki ayrı 8 Mart kutlaması yapılıyor. Asıl 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'dür. Sadece cinsel kimliğimizle bugünü yaratmadık, emekçi kimliğimizle bugünü yarattık.

Asıl önemlisi de budur. 8 Mart'ı, sadece kadınların biraraya geldiği, emekçi kimliğinin bir kenara bırakılarak sadece kadınlar günü olarak kutlanmasını doğru bulmuyoruz. Bunun mücadelesini de bulunduğumuz her alanda vermeye devam edeceğiz. Kamu emekçileri ve KESK içerisinde bunun mücadelesini vereceğiz. Biliyorsunuz, KESK'in kendi başına aldığı bir karar var. Sadece kadınların katılması istendi. Biz bu karar karşısında, erkek arkadaşlarımızla birlikte mitinge katıldık. Bundan sonra fiili bir şekilde bugünün hak ettiği şekilde kutlanması için mücadele edeceğiz.

Zehra Şahin (Avcılar Kültür Sanat Derneği Başkanı): Avcılar Kültür Sanat Derneği olarak geldik. Kültür sanat derneği olmamıza rağmen her mücadele gününde alanlarda olma kararımız var.

8 Mart da bu günler içerisinde en önemlilerinden biri, çünkü kadın ağırlıklı bir derneğiz. Biz bu 8 Mart'ın mücadele günü olarak kutlanmasından yanayız. O yüzden kadın arkadaşlarımızla birlikte buradayız. Bu mücadelenin kadın-erkek birlikte örüleceğini düşünüyoruz.

“Mücadele kadın-erkek işçilerle yürütülmesi”

Özlem Kalaycı (Penta işçisi): Biz Penta işçileri olarak özellikle 8 Mart'ı tarihsel özüne uygun bir şekilde kutlamak istedik. Bu yüzden Devrimci 8 Mart Platformu ile alanlara çıktık. Bizim fabrika sendikalı. Sendika DİSK'le beraber feministlerin organize ettiği eyleme katılmayı tercih etti. Bunun doğru bir tutum olduğunu düşünmüyoruz. DİSK ve bağlı sendikaların 8 Mart'ı sınıfsal özünden kopararak ele almasını doğru bulmuyoruz. Bu mücadelenin kadın-erkek işçilerle yürütülmesi gerektiğini düşünen işçiler olarak buradayız.

Ayşenur (Penta işçisi): 8 Mart'a kadınsal olarak bakıyorum. Kadın ve erkeğin eşit olması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlar olarak örgütlü mücadeleye devam edeceğiz.

Banu Aşçı (Genel-İş İstanbul 1 No'lu Şube işyeri temsilcisi): 8 Mart, 1857'de Amerika'da 40 bin dokuma işçisinin daha iyi şartlar altında çalışmak için 129 kadın işçinin ölmesiyle yaratılmış bir gündür. Direne direne kazanacağız diyoruz ama haklarımız her geçen gün elimizden alınıyor. Hem kadınların hem de erkeklerin hakları ellerinden alınıyor. Kadınlar bu konuda daha şanssız çünkü aynı işi yaptıkları halde erkeklerden daha az ücret alabiliyorlar.

Yönetim kademelerinde kadınları göremiyoruz. Bunu yıkmak gerekiyor. Her alanda varız ve bugün de buradayız. Mücadele ederek her noktada yer almalıyız. Yönetimlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, sokaklarda en önde kadınlar olmalı.

Kızıl Bayrak / İstanbul