Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube'den basın toplantısı

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 17 Ekim 2012
  • 10:41

(17.10.12) - Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube, bugün İzmir İl Milli Eğitim Müdürü'nün davranışlarını protesto etti. Sendika binasında saat 11.00’de yapılan basın toplantısıyla yaşanan durum kamuoyuyla paylaşıldı.

Basın metnini Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı okudu. Tunalı açıklamaya, 4+4+4 yasasından sonra eğitim-öğretimde kaosun artarak devam ettiğini söyleyerek başladı. Öğretmen ve öğrenci kitaplarındaki eksikler, okulların fiziki yetersizlikleri, okula başlama yaşı karmaşası, norm fazlası öğretmenlerin sorunları, eşinin yanına gitmek için memur olmak zorunluluğu gibi birçok sorunun yaşanmaya devam ettiği belirtildi. Eğitim Sen olarak eğitim ve öğretimin var olan sorunlarının bu yasa ile kaosa dönüşeceğini söylediklerini, bu yasaya karşı mücadele ettiklerini ve etmeğe devam edeceklerini vurgulayan Tunalı, İzmir ilinde eğitim öğretim ile eğitim emekçilerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini görüşmek üzere ildeki yetkili sendika olarak il milli eğitim müdürleri ile yıllardır görüşmeler yaptıklarını söyledi. Birçok kez gerek sorun tespitlerinde gerekse de çözüm önerilerinde il milli eğitim müdürleri ile farklı düşündüklerini belirten Tunalı, bu farlılıklar ve fikir ayrılıklarının asla kurumlar arası nezaket sınırlarını aşacak davranış ve tutumlara dönüşmediğini ifade etti. İzmir’e İl Milli Eğitim Müdürü olarak atanan Vefa Bardakçı’nın sendikaya yönelik tuttum ve davranışlarının bir ilk olduğuna değindi.

Vefa bardakçı ile yaşanan sorun şu ifadelerle anlatıldı: “Kendisinin başkanlık ettiği milli eğitim denetmenleri (eğitim müfettişleri) toplantısında 4+4+4 yasası ve eğitimde yaşanan sorunlara dair eleştirilerini ifade eden denetmenlere (müfettişlere) karşı takındığı tutum ve davranışlar, il milli eğitim müdürüne yakışmayacak şekilde bağıra çağıra toplantıyı terk etmesi ile başlayan süreç maalesef ki randevu alarak kendisini ziyaret eden Eğitim Sen 5 No'lu Şube Başkanımız Özcan Çetin şahsında Eğitim Sen’e ve onun yıllardır verdiği parasız, laik, demokratik, bilimsel eğitim mücadelesine sözlü saldırıya varmıştır. Şube Başkanımız, öğleden sonra sınıfındaki öğrencileri öğretmensiz bırakmamak için randevuyu ısrarla öğleden önce talep etmiştir. Buna rağmen şube başkanımız dakikalarca bekletilmiş, odaya girdikten sonra dakikalarca süren telefon görüşmeleri yapılmış, bundan önceki hiçbir il milli eğitim müdüründen görmediğimiz, hiçbir nezaket kuralına sığmayan tutum ve davranışlarla karşılaşılmıştır. Bu yaşananalar karşısında şube başkanımızın 'müdür bey herhalde çok yoğunsunuz, biz sizi başka zaman ziyaret edelim' diyerek kapıya yöneldiğinden, sert ve yüksek sesle 'otur' diye emir kipiyle karşılık vermiştir. Kendisine karışışında bir personeli sıfatıyla değil İzmir ilinde yetkili bir sendikanın şube başkanı olarak bulunulduğu ifade edilince de 'burası miting alanı değil' diyerek bunca yıldır yürütülen görüşmelerde ilk defa tanık olduğumuz bu nezaket ve adap sınırlarını aşan yakışıksız üslup devam etmiştir. Kendisine 'bu makamların kalıcı, insanların geçici' olduğu söylenip, üslubunu düzeltmesi talep edildiğinde 'ben vatanseverim, her yede çalışırım, vatan hainleri düşünsün' diyerek yakışıksız üslubu sendikamıza saldırı olarak devam ettirmiştir.”

Tunalı açıklamanın devamında Eğitim Sen olarak il milli eğitim müdürünün bu üslubunun Ömer Dinçer’den aşırma olduğunu bildiklerini söyledi. Bakan’ın da 4+4+4 yasasına karşı mücadele edenleri yasadışı örgüt bağlantısı olanlar ve laikler diye ifşa ettiği hatırlatıldı. Tunalı, Milli eğitim bakanı ve il milli eğitim müdürlerini uyardı.

Baskıların sendikalarını yıldırmayacağını söyleyen Tunalı son olarak şu sözlerle toplantıyı bitirdi: “İl Milli Eğitim Müdürü’nü uyarıyoruz. Kendisi sendikamıza ve yürüttüğümüz mücadeleye yönelik saldırgan tutum ve davranışlardan derhal vazgeçmelidir. Makamının sorumluluğu gereği eşitler arasında eşit bir ilişki kurması gerekmektedir. Kendisine bir sendikanın müdürü değil İzmir İl Milli Eğitim Müdürü olduğunu, atama, görevlendirme ve benzeri süreçlerde liyakat, yeterlilik ve benzeri objektif kriterler ışığında, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde davranması gerektiğini hatırlatıyor, sürecin her yönüyle takipçisi olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”

Kızıl Bayrak / İzmir