Direnişe başlayan Teknik Plastik işçileri ile konuştuk...

  • Arşiv
  • |
  • Röportaj
  • |
  • 09 Kasım 2012
  • 09:22

"Emekten yana, bizden yana olan her kesimden destek bekliyoruz!”

-Ne kadar süredir çalışıyorsun, çalışma koşullarından bahseder misiniz?

Sevda Sonan: Ben 7 yıldır burada çalışıyorum, çalışma koşularında insani bir muamele yok. Yasal olmayan bir çok uygulama var, mesela maaşlar, 10-15 yıldır çalışan bir işçinin aldığı ücret ile asgari ücret arasında çok da bir fark yok. Yani hem insani bir muamele görmüyoruz, hem de patronlar hiçbir şeyden memnun olmuyor. Biz de bu yüzden böyle bir karar aldık sendikaya üye olduk. Sonuna kadar direneceğiz.

Ali Kemal Bektaş: 12 yıl 9 aydır burada çalışıyordum. Bu süre zarfında iş yerine her hangi bir konuda zarar vermedik. Tek amacımız daha iyi koşullarda çalışmak alınterimizin karşılığını almak, evimize helal lokma götürebilmek. Tabi bu süre zarfında gün geçtikçe baskılar daha da arttı.

Günlük çalışmamızda cep telefonu ile konuşma yasaklandı, en önemlisi alınterimizin karşılığına, emeğimize ekmeğimize göz dikildi. Bu nasıl oldu, bizlere verilen zamlarla oldu. %2 - %3 bilemedin %5 zam veriyorlar. Gün geçtikçe kuru ekmeğe muhtaç olduk. Bizde buna dur demek için  arkadaşlarla birlik olduk sendikaya üye olduk. Kuru ekmekten de olduk, sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Biz öncelikle Petrol-İş'e bağlı işyerlerinden, basından en önemlisi işçiden emekten yana bizden yana olan her kesimden destek bekliyoruz. Mücadeleyi ancak böyle kazanabiliriz.

Şahin Küçükbaş: 7 yıldır çalışıyorum. Çalışma koşulları burada çok kötü, sürekli sirkülasyon olduğu için müdürler ve patronlar burada hiçbir şey (sendika) olmaz gözüyle bakıyorlardı. Ama bizim bunu başardığımıza inanıyorum.

İnsanların bilinçlenmesi lazım, bize destek vermesi lazım cesaretli olurlarsa çok şey olur. Bir şeye olmaz buraya gelmez gözüyle bakmamaları lazım, inanmaları lazım. Burası çok büyük bir firma olmasına rağmen, karşısı sendikalı iken burada sendika yok. Anadolu çocuğu saf, haklarını bilmesi lazım, işçi hakkı nedir, hakkımız hukukumuz nedir, bunu bilelim.

Bugün buradaki işyerinde bu sıkıntılar olmasaydı, bunlar olmazdı. Ama iyi ki burada birkaç tane kötü niyetli müdürümüz varmış ki, bunlar da bizi ateşlemiş oldu. İçerideki olumsuzluklar bizi daha çok birlik beraberliğe sürükledi. Ve bundan sonraki süreçte de inşallah içerde ve dışardaki arkadaşlarla birlik beraberliğimizi koruyacağız. Birlik beraberlik olduğu sürece her yer sendikalı olabilir, hakkını hukukunu arayabilir, alınteriyle onuruyla yaşayabilir. Kimseden borç almasına, ben kredimi ödeyemedim demesine gerek kalmaz, çocuğu bir şey istediğinde ay başında alayım kızım demez.

Burada toplam yönetimle beraber 250 civarında çalışan var. 7 senede 3600 gibi bir sirkülasyon olmuş burada. Burjuvayi kesimi sendikadan yana olduğunu söylüyor ama sözde kalıyor ben buna hiç inanmıyorum. Mücadele edip kazanmaktan başka yol yok. Ben buna inanıyorum sonuna kadar mücadele edeceğiz.

-Örgütlenme sürecinden bahseder misiniz?

Şahin Küçükbaş: Burada gerçekten çok hızlı bir örgütlenme süreci başladı. Başladık ve 3 hafta gibi bir sürede iyi bir sayı yakaladık. Hiç kimse inanmıyordu, ben bu heyecanı ve coşkuyu gördüm inandım. Tabii ki arkadaşlara bu durumları anlattık sendikalı olunca haklarımızı alacağımızı  anlattık. Sendikalı çalışınca nelerin olacağı konusunda uyarılarda bulunduk durumların değişeceğini söyledik.

Arkadaşlarımız da bu konuda sağolsunlar çok çaba harcadılar. Kısa sürede -üç haftada- örgütlenip de sendikalı olan her halde biziz, kimi örgütlenmeler iki üç sene sürüyor, bu bölgede bu kadar kısa sürede sendikalı olan biziz, bu konuda da mutluyum. Eğer ben sendikalı olarak çalışamasam da diğer arkadaşlarımın sendikalı çalışmasından onur-gurur duyarım.

Kızıl Bayrak / Tuzla