Derinleşen dış kırılganlık – Erinç Yeldan

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 21 Kasım 2012
  • 06:49

Eylül ayına ait Ödemeler Dengesi İstatistikleri cari işlemler açığının aylık 2.7 milyar dolara gerilediğini gösteriyor. Yılbaşından bu yana dokuz aylık birikimli cari işlemler açığının 39.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği anlaşılıyor. Geçen yılın ilk dokuz ayında ise Türkiye ekonomisi 60.1 milyar dolarlık cari işlemler açığı vermişti. Dolayısıyla, Türkiye’nin dış açığında hızlı bir gerileme kaydedilmiş gözüküyor.

Bu tespitler Türkiye’nin dış kırılganlık sorununun çözülmekte olduğunu gösterir mi?

Bu soruya doğru yanıt verebilmek için cari işlemler açığının mutlak büyüklüğüne değil, finanse ediliş biçimine bakmamız gerekmektedir. Cari işlemler açığı, kısa vadeli spekülatif sermaye girişleri ile borç yükümüzü artırıcı biçimde finanse edilmeye devam etmektedir.

2012’nin ilk dokuz ayında Türkiye’ye gelen toplam finansal portföy yatırımları 24.9 milyar düzeyindedir. Bu rakam cari işlemler açığının yüzde 63.4’ünü oluşturmaktadır. Yerli sıcak para girişleri şeklinde de yorumlanmakta olan net hata ve noksan kalemindeki döviz girişleri de hesaba katılırsa toplamda 31.2 milyarlık bir büyüklük elde edilmekte; bu da cari işlemler açığının yüzde 79.2’sinin kısa vadeli portföy hareketleri ve kaynağı belirsiz kayıt dışı sermaye akımlarından karşılanmakta olduğunu belgelemektedir.

Özetle, cari işlemler açığının karşılanmasındaki sağlıksız finansman biçimleri sürmektedir.

***

Cari işlemler açığının sağlıklı olmayan kaynaklardan beslenmesinin yarattığı bir diğer sorun Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stokundaki yükselme olarak görülmektedir.

Haziran ayı itibarıyla (son veri tarihi) gözlediğimiz verilere göre kısa vadeli dış borç stokumuz 99.1 milyar doları bulmaktadır. Aynı döneme ilişkin TC Merkez Bankası’nın (brüt) döviz rezervleri 84.7 milyar dolardır. Yani Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku 2001 krizinden bu yana yeniden Merkez Bankası’nın (brüt) döviz rezervlerini aşar konuma gelmiştir.

Dile getirdiğimiz değişken yani kısa vadeli dış borç stokunun, Merkez Bankası döviz rezervlerine oranı, bir ülke ekonomisi için ciddi bir kırılganlık göstergesi olarak değerlendirilmekte ve yakından izlenmektedir. Aşağıdaki grafikte 2005’ten bu yana aylık olarak izlenen söz konusu kırılganlık göstergesinin seyrini sunmaktayız.

Kaynak: TC Merkez Bankası, veri dağıtım sistemi (EVDS).

Bu satırlarda çok sık dile getirdiğimiz bir gözlemi bir kez daha yinelemekte sakınca görmüyorum: Yeni bir krize en yatkın ekonomi, uluslararası finans sermayesinin en gözde konumunda olan ekonomidir.

Cumhuriyet / 21.11.12