Deniz Gezmiş’ten Avukatı Halit Çelenk’e...

  • Arşiv
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 06 Mayıs 2007
  • 11:08

“Bizler ölüme, hiç korkmadan, en küçük bir endişe duymadan, seve seve gidiyoruz...”

(...)

- Biz gelişmeleri bekliyoruz. Mesele hukuk ve yasa meselesi değildir. Mesele tamamen siyasi bir meseledir. İnfazlar yapılacaktır. Bizler ölüme, hiç korkmadan, en küçük bir endişe duymadan, seve seve gidiyoruz. Ancak sizden bazı isteklerimiz vardır. Siz bugün gelmeseydiniz biz, sizi zaten haber göndererek çağıracaktık. İsteklerimiz şunlardır;

1- Taylan Özgür’ün babası Cebeci Mezarlığında kendi ailesi için üç mezar satın almıştı. Bunu öğrenmiştik. Taylan’ın babasına haber gönderin, babalarımıza da söyleyin, o mezarları bize versinler, üçümüzü bu mezarlara yanyana gömsünler.

2- İnfazlarda en azından bir avukatımız ve olanak varsa, özellikle siz bulunun. İnfazlar hakkında ileride maksatlı çevreler tarafından spekülasyonlar yapılabilir. İnfazda bulunacak avukatlarımız ya da avukatımız tanık olsunlar, durumu görsünler, bu tür olası yayınlar hakkında açıklama yapsınlar.

3- Başbakan dün bir konuşma yaptı, dinledik ve gazetelerde okuduk. (Konuşmayı yapan Nihat Erim’dir.) Bu konuşmayla “bizlerin kendilerinden af dilememiz, eylemlerimizden pişmanlak duyduğumuzu açıklamamız” istenmektedir. Bizler böyle bir şey düşünmüyoruz. Af dilemeyi hatırımızdan geçirmiyoruz, ölüme seve seve gideceğiz. Yurdumuzun ve halkımızın yararına olduğuna inandığımız bir eyleme girdik. Af isteme sözkonusu değildir. Böyle bir şey yapmayacağız. Sizden rica ediyoruz, annelerimize ve babalarımıza söyleyin, bizler için kimseden af dilemesinler, bu küçüklüktür. Bunu yapmasınlar. Bizi küçük düşürmesinler.

4- Emniyette alınan ifademize, söylemediğimiz ve düşünmediğimiz şeyler eklenmiştir. Bunun sonradan farkına vardık. Ne maksatla yapıldığını bilmiyoruz. İfademize eklenen bu cümlerlere göre güya biz Sovyetler Birliği Büyükelçisini de kaçırmak istediğimizi ve bunu planladığımızı söylemişiz. Biz kardeş sosyalist bir ülkenin elçisini kaçırmayız. Bunu reddediyoruz. Bu yalan sözler bizi bağlamaz, bunu da biliniz ve gerektiği zaman açıklayınız.

(...)

(Halit Çelenk, İdam Gecesi Anıları, Onur Yayınları, s.61)