Çukurova’ da 25. yıl coşkusu

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Eylem ve etkinlikler
  • |
  • 26 Kasım 2012
  • 08:06

(26.11.12) – Adana'da “25. yıl: Devrime hazırlanıyoruz!” şiarıyla düzenlenen “İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği!” etkinliği coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi. 25. yıl vurgusu ve “Devrime hazırlanıyoruz!” şiarı etkinlik boyunca öne çıkarılırken, etkinliğin bütününe politik bir atmosfer egemen oldu.

Salona “Parti, sınıf, devrim!” pankartı, “ Biji yekitiya karkeran biratiya gelan!”, “Sınıfsal,ulusal, cinsel sömürü ve şiddete son!” ozalitleri ve devrimci önderlerle parti şehitlerinin resimlerinin olduğu sancaklar asıldı. Sahne arkasına ise “Emperyalist saldırganlığa, kapitalist sömürüye, faşist baskıya karşı yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarlı pankart asıldı.

Etkinlik programı saat 14.00’ te Nazım Hikmet’in “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şiirinin okunması ve katılımcıların Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamlanmasıyla başladı. Selamlama konuşmasının ardından enternasyonal marşı eşliğinde saygı duruşuna geçildi.

Etkinliğimiz çağrısı davayı sahiplenme ve büyütme çağrısıdır!”

Etkinlik sunumunda komünist hareketin 25. ve Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 95. yılı olması nedeniyle farklı bir anlam taşıdığı belirtildi.

Devrim ve sosyalizme olan inancın tükendiği bir dönemde; 25 yıl önce “Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla devrim yürüyüşüne başlayan komünistlerin arkalarına Pir Sultanlar'dan Bedrettinler'e, Mustafa Suphiler'den, Denizler'e, Mahirler'e, İbrahimler'e ve Mazlumlar'a uzanan şanlı bir mirası taşıdıkları vurgulanarak, 25 yıldır mücadelenin kızıl bayrağının yukarılarda taşındığı vurgulandı. Sunumda, “Bu dava Habip Gül, Ümit Altıntaş, Hatice Yürekli, Hüseyin Temiz ve Alaattin Karadağ gibi en değerli yoldaşlarımızın uğrunda tereddütsüzce öldüğü haklı bir davadır. Bu dava, işçi ve emekçilerin sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada birlik ve kardeşlik içinde yaşayacağı bir dünya içindir. Bu dava 'Gündüzlerinde sömürülmediğimiz, gecelerinde aç yatmayacağımız', 'bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe' yaşayacağımız yarınların davasıdır. Etkinliğimiz çağrısı bu davayı sahiplenme ve büyütme çağrısıdır!” denildi.

Etkinlik programı sinevizyon gösterimi ile devam etti. İlgiyle izlenen sinevizyon gösteriminden sonra 25. yılında komünist hareketin “her alanda devrime hazırlanıyoruz!” çağrısının güncel ve tarihsel anlamını anlatan BDSP temsilcisi sahneye çağrıldı.

BDSP devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye çağırdı

BDSP temsilcisi, konuşmasında, komünist hareketin 25. yılında 1917 Ekimi'nde buzu kırıp yolu açan Ekim Devrimi'nin ışığında yürünerek bugünlere gelindiğini, 25 yıl önce, tasfiyeci rüzgarların yarattığı tozun ve dumanın arasından ekilen tohumların bugün büyüdüğünü belirtti.

Emperyalist-kapitalist düzende yağmanın, talanın, vahşetin, işgalin, kıyımların olduğundan, Ortadoğu coğrafyasından barut dumanlarının yine yükseltildiğinden bahsedilen konuşmada, bu saldırganlığın gerisinde sistemin yaşadığı kriz ve bunalımlara değinildi. Ancak dünya genelinde Yunanistan’dan İspanya’ya, Portekiz’den Almanya’ya, Amerika’ya kadar bir çok emperyalist metropolde işçi sınıfı ve emekçilerin sokakları doldurduğu ifade edildi. Yine Mısır’da, Tunus’ta başlayan isyanların devrimci öncü olmaması nedeniyle emperyalizmin işbirlikçisi gerici güçler tarafından yolundan saptırıldığı vurgulandı. Aynı şekilde Libya örneğinde olduğu gibi emperyalizmin saldırganlığına değinilerek, Suriye’ ye yönelik emperyalist müdahale gündeme getirildi. Tam da burada Ekim Devrimi'nin aynasında görülen işçi sınıfının komünist partisinin gerekliliğinin önemi vurgulandı. Yaşadığımız coğrafyada bu boşluğu dolduracak olan bu iddiaya sahip komünistlerin 25. yıla girdiği, bu 25 yılın çetin yollardan geçilerek nice badireler atlatılarak bugüne varıldığı söylendi.

Türkiye devrimci hareketinin devrimci geleneği işaret edilerek devrim davasının güncelliği vurgulandı. Kapitalist sistemin yarattığı umutsuzluğa ve yılgınlığa karşı bu devrimci damara ve geleneğe sahip çıkarak, devrimi yarın olacakmış gibi hissederek mücadeleyi yükseltmeye ve devrime hazırlanmaya çağrı yapıldı.

Konuşmada ayrıca sermayenin işçi ve emekçilere yönelik saldırıları, Kürt halkına yönelik baskı ve imha politikaları, Alevi emekçilerinin yaşadığı asimilasyon politikaları ve gençliğin geleceksizleştirilmesi, doğanın tahribi gibi sorunlar ele alınarak yegane çözümün devrim ve sosyalizm olduğu vurgulandı. Bunun da ancak partisiyle bütünleşmiş işçi sınıfı tarafından başarılacağı belirtildi. BDSP tarafından yapılan konuşma ilgiyle karşılanarak, beğeni topladı.

Kadının kurtuluşu sosyalizmde!

Konuşmanın ardından şiir dinletisine geçildi. Beğeniyle dinlenen şiir dinletisi sonrasında etkinlik gününün 25 Kasım’ a denk gelmesi nedeniyle “Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü” olduğu için etkinlikte bu gündem de işlendi. Emekçi Kadın Komisyonları adına yapılan konuşmada bu tarihsel günün anlamı anlatılarak dünyada ve Türkiye’ de kadına yönelik şiddete dair somut örnekler verildi. Başta emperyalist savaşlarda olmak üzere, kadınların toplumsal yaşamın her alanında şiddete maruz kaldığı vurgulandı. Sermaye devletinin bu konudaki kirli sicili anlatılarak, emekçi kadınların ve Kürt kadınlarının yaşadıkları şiddet teşhir edildi. Konuşmada kadınların kurtuluşunun, yaşadıkları sorunlarının kaynağı olan kapitalizme karşı örgütlü mücadeleden geçtiği belirtilerek, gerçek ve kalıcı çözümün devrim ve sosyalizmle geleceği vurgulandı. Konuşma, işçi ve emekçi kadınların bu düzenden kaynaklı yaşadıkları baskıya, sömürüye ve şiddete karşı mücadele çağrısı yapılarak, “Ulusal, cinsel, sınıfsal sömürüye son!” şiarıyla bitirildi.

EKK adına yapılan konuşma coşkuyla karşılanarak alkışlandı.

Ezgiler halkların kardeşliği için...

Konuşmanın ardından etkinlik programı türkülerle devam etti. İnsani her değerin alınıp satılan bir metaya dönüştürüldüğü, bireyselliğin ön plana çıkarıldığı günümüz dünyasında gözünü kâr hırsı bürümüş asalak kapitalistlerin kültürü ve sanatı da adeta bir metaya dönüştürdüğünden bahsedilen sunumda, ezilenlerin sesini, türkülerini söylemeye, yarınlara taşımaya devam edileceği belirtilerek Serkan Yontar adlı sanatçı dostumuz sahneye davet edildi. Söylediği savaş karşıtı ezgiler ve halk ozanlarından derlediği türküleri paylaştı. Emekçi’nin 'Maden Ocağı' adlı parçasının kitleyle birlikte söylenmesi etkinliğe ayrı bir coşku kattı.

Serkan Yontar’ ın türkülerinden sonra etkinlik yine bir dostumuzun kendi şiirlerinden derlediği bir dinleti ile devam etti.

Etkinliğin son bölümünde kavgayı ve umudu farklı dillerden söyledikleri türküler ve marşlarla yürüten Mezopatamya Kültür Merkezi müzik grubu Newayan Ro sahneye çağrıldı. Kürtçe, Arapça, Lazca ve Türkçe gibi farklı dillerden halkların kardeşliği türküleri coşkulu bir şekilde söylendi. Müzik grubunun söylediği ezgiler zılgıtlar ve alkışlarla karşılandı. Grubun söylediği Çav Bella marşı ile salondaki coşku daha da arttı.

Etkinlik sonunda mücadele saflarını çoğaltma ve kızıl bayrağın altında birleşme çağırısı yapıldı. Etkinlik programı “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganıyla bitirildi.

Etkinlikten notlar

* Etkinliğe BİR-KAR, Volkan Yaraşır ve Mersin’den Liman işçileri mesaj gönderdi.

* Etkinliğe Mersin’den de katılım sağlandı.

* Etkinlik sonrasında yapılan değerlendirme toplantısında etkinliğin Adana’nın nesnel koşulları gözetildiğinde anlamlı bir etkinlik olduğu ve politik bir atmosferde geçtiği belirtildi. Katılımın nicel yanı beklenenin altında olsa da, etkinlik içeriği oldukça doyurucu bulundu. Etkinlikte teknik bir sorun yaşanmaması olumlu bulunurken, bundan sonrasında daha iyisini yapma hedefi konuldu.

* Etkinlik genelinde heyecan ve coşkunun hakim olması da ayrıca anlamlı bulundu. Etkinliğin asıl öneminin, bundan sonrasında yürütülecek çalışma olacağı ve “Devrime hazırlanıyoruz!” şiarını ete kemiğe büründürmek olduğu belirtilerek örgütlü kimliğe vurgu yapıldı.

Kızıl Bayrak / Adana