Çelik'in metro savunması

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Sosyal sorunlar/saldırılar
  • |
  • 24 Eylül 2012
  • 10:03

(24.09.12) – Ankara'da yapılan metro çalışmaları sırasında yoldan geçen Kadir Sevim isimli işçi, yolun 'kendiliğinden' açılması sonucu oluşan çukura düşmüş ve cesedi 1 km ileriden çıkarılmıştı.

Bu olay ile ilgili olarak kendisine verilen soru önergesini yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sorunun metro çalışmasından kaynaklanmadığını, göçüğün meydana geldiği yerin Sokullu ve Dikmen derelerinin birleştiği noktaya yakınlığı nedeniyle bu durumun yaşandığını iddia etti.

Metronun dere yatağı kenarına yapıldığını da itiraf etmiş olan Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve metro inşaatını yapan Komsa-Açılım İş Ortaklığı Şirketi yetkilileriyle görüşmeler yapıldığını ifade ederek şöyle devam etti: “Görüşmeler sonucunda; kaldırım zemininden 20–25 metre derinlikte Sokullu ve Dikmen derelerinin aktığı, göçük olan noktada iki derenin birleştiği, metro tünelinin göçüğün meydana gelen bölümünden yaklaşık 12 metre uzakta olduğu, göçüğün metro inşaatı ile bir ilgisinin bulunmadığı, kazayla ilgili savcılık tarafından inceleme başlatılarak kazanın incelenmesi için bilirkişilerin tayin edildiği hususları tespit edilmiştir. Ayrıca, söz konusu kazada işçi-işveren ilişkisi olmadığı için İş Kanunu kapsamına girmemektedir.”

Normal” demişti

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, olayın hemen ardından yaptığı açıklamada, büyük bir pervasızlıkla benzer olayların yine beklenebileceğini belirtmişti. Yıldırım, “Yeraltında çalışıyoruz, Ankara ’nın altında elektrik devreleri, kanalizasyon devreleri, her türlü şebekeler mevcut. Tedbirler alınmakla beraber zor bir iştir. Buna benzer olaylar yine de beklenebilir. Dünyada da böyledir, normaldir. Araştırma, inceleme yapmadan şimdiden hüküm vermek haksızlık olur” diye konuşmuştu.

Ankara Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye dayanak olan bilirkişi raporunda ise, “kaçınılmazlık, aksi tesadüf” ifadeleri kullanılarak, sorumluluk sermayenin ve devletinin üzerinden atılmıştı.