(24.09.12) - “Terörle mücadelede yeni strateji”, “PKK'ya büyük darbe geliyor!”, “PKK'ya tam saha pres başlıyor!”, “Mutlak hakimiyet, tam pres!”... Bu başlıklar kirli savaşın dolaysız destekçisi boyalı basının bugünkü manşetlerinden yalnızca birkaçı. Manşetlere şöyle bir bakmak dahi, tek elden servis edildiği belli olan haberlerin nasıl bir kinle sayfalara taşındığını görmeye yetiyor. Belli ki devletin Kürt hareketi karşısındaki moral yıkımını telafi etmek bir kez daha burjuva basına düşmüş.
PKK’nin yürüttüğü mücadelenin özellikle Kürdistan’da sermaye devletini ciddi bir açmaza soktuğu biliniyor. Bir yandan güçlü gerilla eylemleri, bir yandan da kitlesel halk desteğini bir arada örgütleyen Kürt hareketi karşısında acizleşen devlet ya ağzı salyalı açıklamalarla linç çağrıları yapıyor, ya da sessizliğe bürünüyordu. Son olaraksa TSK’nın yapacağı iddia edilen “büyük harekat” basında büyük bir coşkuyla sayfalara taşındı. Tek elden servis edildiği belli olan ve özü dışındaki süslemeler belli ki editörlerin hayal gücüyle sınırlı olan haberlerde, bir yandan Kürt halkına kin kusulurken bir yandan da kirli savaşa methiyeler düşülüyor.
Yeni bir OHAL hazırlığı mı?
Süslemelerden arındırarak anlatılana baktığımızda ise tablonun hayli ciddi olduğunu görmek gerekiyor, zira anlatılanlar akıllara yeni bir olağanüstü hal uygulamasını getiriyor. TSK’nın açıklamalarına göre “PKK’nin üs olarak seçtiği” bölgeler başta olmak üzere askeri alan hakimiyeti sağlama amacıyla bölgesel operasyonlar yapacak. Öncelikli olarak ise Hakkari ve Şırnak seçilmiş durumda ancak operasyonun ilerde Hakkâri, Şırnak , Batman , Van , Siirt, Bingöl , Muş, Tunceli , Diyarbakır’a genişletileceği yönünde.
Yine açıklamalardan tüm bölgelerin çembere alınacağı ve gerillanın hareketsiz kılınmaya çalışılacağı anlaşılıyor. Yansıyan bilgilere göre binlerce personel seferber edilecek ve operasyondan çok sürekli bir savaş hali yaratılacak. Operasyon merkezi de Ankara’dan Kürdistan’a kaydırılacak.
Yansıyan bilgilerin ne kadarının psikolojik harp, ne kadarının gerçek olduğunu şu an itibariyle bilemiyoruz ancak İdris Naim Şahin’in “son terörist kalmayıncaya kadar mücadelenin devam edeceği” yönlü açıklamalarıyla düşünüldüğünde devletin yeni bir kirli savaş konsepti başlatacağı önemli bir ihtimal olarak duruyor.
