Bugün orada da cumartesi mi? - Gökçe Aytulu

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 24 Kasım 2012
  • 08:27

Yataklarından mahkemeye video konferans marifetiyle bağlanan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın bir yandan kahvelerini yudumlayıp bir yandan da “Başarılı darbe nasıl yapılır?” dersi verdikleri dakikalarda gözümde bambaşka bir sahne canlandı.

Yıl 1998. Benzer dönemlerde darbe kardeşliği yaptığımız Arjantin’in eski cunta lideri Devlet Başkanı Rafael Videla’yı mahkûm etmesinin tartışıldığı günler. Videla’nın evinin bulunduğu sokak, başlarında Latin Amerika’ya özgü beyaz yaşmak bulunan genç-yaşlı kadınlar tarafından basılır.

Videla’nın ev hapsine alınma ihtimali vardır. Beyaz yaşmaklı kadınlar sokaktaki evlerin kapılarını teker teker çalar. Kapıya şaşkın biçimde çıkan ev sahiplerine tek bir soru yöneltirler: “Diktatör bir komşuyla yaşamak ister misiniz?”

Beyaz yaşmaklı kadınların en yaşlı olanı ise doğrudan Videla’nın evine yönelir. Kapıyı çalar. Cevap veren olmaz. Bir daha, bir daha çalar. Nihayetinde kapının ardında bir kadın belirir. Bu, Videla’nın eşi ve 7 çocuğunun annesi Alicia Raquel Hartridge’dir. Yaşlı kadın, Hartridge’in yüzüne bakar ve tek bir cümle kurar: “Nasıl oldu da yatağını bir katille paylaşabildin?” 

Yaşlı kadının adı Hebe de Bonafini’dir. Onunla birlikte Videla’nın sokağını ziyaret edenler ise Bonafini’nin liderliğini yaptığı Mayıs Meydanı Anneleri.

Bir dönemle hesaplaştı

Onlar Arjantin tarihine Kirli Savaş dönemi olarak geçen cunta döneminde ‘ortadan kaybolanların’ yakınlarıydı. Kiminin çocuğu, eşi, sevgilisi hapishanede işkenceyle can vermiş, kimi bir kargo uçağından okyanusa fırlatılarak köpekbalıklarına yem yapılmıştı.

Tek bir arzuları vardı; çocuklarının hiç değilse naaşına ulaşabilmek ve bu acıyı yaşatanların adalet önünde hesap vermesi.

Kuşkusuz Arjantin’in darbe dönemiyle hesaplaşmasında en büyük pay sahibi oldular. Cunta iktidarının başladığı yerde, Buenos Aires’teki Mayıs Meydanı’nda eylem düzenlediler. Cuntaya kafa tutmalarına rağmen ayakta kalmayı başaran yegâne muhalif grup oldular. Devletin evlat acısından beterini veremeyeceğini biliyor ve toplandıkları meydanda kayıp çocuklarının hesabını soruyorlardı.

Cuntanın devrilmesinden hemen sonra Mayıs Meydanı Anneleri’nin verdiği ilhamla Arjantin’de Ulusal Kayıplar Komisyonu kuruldu. Komisyonun hazırladığı ‘Bir Daha Asla’ (Nunca Mas) başlıklı rapor, ülkede darbe dönemine karşı yürütülen hareketin sloganı haline geldi. Bu aynı zamanda Mayıs Meydanı Anneleri’nin de sloganıydı.

Videla dahil darbeciler, kayıplar ve işkenceler nedeniyle açılan davalarda mahkûm oldu, hem de defalarca.

Kimlerin cumartesisi?

Birkaç yıl önce Arjantin’in eski Savunma Bakanı Nilda Garre, Kirli Savaş’ın tüm arşivlerinin halka açılacağını müjdeledi.

Eğer devlet cinayet işlemişse bu gizli kalmamalı, en azından çocuklarının naaşlarına ulaşmak isteyen anneler için bir umut yaratılmalıydı.

Yedi yıllık dönemin kirini temizlemek 27 yıl sürse de Arjantin, Mayıs Meydanı Anneleri’nin öncülüğünde bu hesaplaşmayı yaptı. Ve o savunma bakanı kürsüye çıkıp, Mayıs Meydanı Anneleri’nin sloganıyla halktan özür diledi:

“Darbe devlet terörüdür, bir daha asla!”

Bugün 400’üncü kez Galatasaray’da bir araya gelen Cumartesi Anneleri için rahatlıkla Türkiye’nin Mayıs Meydanı Anneleri diyebiliriz. Onlar da tıpkı Arjantin’de kader birliği yaptığı kadınlar gibi, kirli bir savaşta kayıplara karışan çocuklarını, eşlerini, sevgililerini arıyor. 400 haftadır bu belirsizliğin bitmesini, en azından kayıplarının cenazesine ulaşmak istiyor. Ama bir farkla.

Arjantin’de 27 yıl sürse de Mayıs Meydanı Anneleri’nin sesine kulak veren devlet, kirlerinden arınabilmek için yaşananlarla yüzleşti. Bizde ise hiç değilse 400’üncü haftada sesini duyurmak isteyen Cumartesi Anneleri’nin sesi “Biz ihtilal yaptık, bugün olsa yine yaparız” diyen Evren tarafından kesildi.

Ne diyordu o şarkı? “Bugün orada da cumartesi mi?”

İstanbul’a kadar gelip Cumartesi Anneleri’ne destek veren Arjantinliler için öyle. Kayıplar için bilemeyiz. Peki ya 400 haftadır kopan bu sessiz çığlığa seyirci kalanlar için?

Radikal / 24.11.12