“Bosch'ta sözleşmeyi Birleşik Metal yapacak”

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Röportaj
  • |
  • 08 Kasım 2012
  • 16:29

(08.11.12) - Birleşik Metal Genel Sekreteri Selçuk Göktaş ile Bosch'ta yaşanan gelişmeler üzerine konuştuk. Bakanlığın Türk Metal'e yetki vermesinin tam bir hukuk skandalı olduğuna dikkat çeken Göktaş, işçilerin Türk Metal'in oyununa gelmediğini söyledi.

Göktaş şöyle konuştu:

Bakanlığın burada Türk Metal'i korumaya ve güçlendirmeye yönelik hukuksuz uygulamaları var. Çok açıkça ifade etmek gerekirse bu bir skandal. Çünkü MESS grubunda toplu sözleşme yetkileri 4 Mayıs'ta istenir. Bu sadece Bosch için değil bütün işyerleri için böyledir. Yani bizim örgütlü olduğumuz yerler için de bu böyledir, Türk Metal'in örgütlü olduğu yerler için de böyledir. Siz de biliyorsunuz ki cumhurbaşkanı mevcut yasayı daha dün onayladı. Nasıl oluyor da resmi gazetede yayınlanır yayınlanmaz aynı gün buraya böyle bir şey yansıtılıyor. Açıkcası bu hukuk dışılıktır. Kaldi ki bu zaten yetki değildir. Buradaki yetkiye mahkeme karar verecek. Durum onu gösteriyor. Yetki olabilmesi için bunun üzerine bir itiraz olmaması gerekiyor. İtirazın sonuçlanmasının ardından bakanlık ancak yetkiye karar verebilir. İtirazı sonuçlandıracak olan da yargıdır.

Bu oyunlar daha önce de oynandı

Biz bu oyunu daha öncede yaşadık. Bursa ve İzmir'de yaşadık. Bursa'da Grammer'de yaşadık. Orada da işverenin ve bakanlığın desteği ile çoğunluk tespiti onlara yazılmıştı. Orada da mahkeme kararı ile bozuldu. Birleşik Metal İş Sendikası yetki aldı. Yetkili bir sendika olarak sözleşme yaptı.

Aynı şey Mahle'de de oldu. Orada da bizim başvurumuza yanıt vermeden bakanlık Türk Metal'in başvurusuna yanıt verdi. Orada da mahkeme bozdu ve toplu sözleşmeyi biz yaptık.

Bu danışıklı dövüştür

"Bu şu demektir, özellikle metal işçilerinin bunu kavraması gerekiyor: Son dönemde Türkiye kamuoyunda bir yasa tartışması var. Bütün işçileri ilgilendiren 2821-22 sayılı yasaların değişikliği gündemdeydi. Bu gündemdeki yasa değişikliği sürecinde de çok net bir şey yaşandı. Kimi sendikalar bu süreçte sessiz kaldı. Bazı sendikalar da mücadele etti. Mücadele eden sendikalar ortadadır. Bu yasanın anti demokratik düzenlenmesine karşı bu süreçte Türk-İş'in kendi içindede bir çatışma oldu. Çünkü Türk-İş çok açık biçimde bu hükümetle olan bu geri yasa protokolüne imza atmıştı. Neden imza attığı ortaya çıkıyor şimdi. Demek ki pazarlıklar neticesinde imza atılıp işçi sınıfının kazanımlarını yok etmeye yönelik girişimlerin konusundaki tavrı çok net ortaya çıkıyor. Bu buna ödündür. Şöyle diyor bakanlık: Ben sana bu kıyağı yapıyorum git sen de bunu işverenle danışıklı dövüş halledebiliyorsan hallet. Bu psikoloji ile işçiyi istifa ettirebiliyorsan ettir.

Zaten mahkemede Birleşik Metal'in kazanacağını bakanlık da biliyor. Eylül ayındaki SSK bildirgesine de baktığımız zaman Türk Metal'in başvuru yaparken belirttiği toplam işçi sayısından daha yüksek bir sayı var. Yani bakanlık kayıtlarından bahsediyorum. 5600 işçidir. Orada da oynama yapıldığı çok açık. Kaldı ki Bosch'ta hepimizin Türkiye kamuoyunun bildiği ciddi ihlaller yaşanmıştır. Muvazalı üyelikler vardır. Bir taraftan sahte üyelikle ilgili yargı süreci devam etmektedir. Bizim yaptığımız suç duyuruları neticesinde savcılık soruşturmaları devam etmektedir. Bunlar davaya dönüşmüştür. Türk Metal'in bize açtığı davalar ise düşmüştür. Ama bizim davalarımız sürmektedir. Bu da gösteriyor ki çok açık bir biçimde bakanlık taraftır. Biz Bakanlık yetkisini veren Hüseyin Aşçı'ya bireysel olarak dava açacağız. Bakanlığa da açacağız.

Herkes yaşayarak görecek. Bosch'ta sözleşmeyi Birleşik Metal-İş Sendikası yapacak.

İşçilerin psikolojisi ise gayet iyi. Çünkü bu sahtekarlığın farkındalar. Bu yüzden de işçiler prim vermiyorlar.

Normal koşullarda bakanlığın 4 Mayıs'taki talebe karşılık vermesi gerekirdi. Siz de görüyorsunuz tarih 10 Eylül tarihi. 4 Mayıs sonuçlanmadan zaten 10 Eylül ile ilgili bir tarihiyle ilgili bir başvuruya cevap vermesi zaten hukuksuzdur. Niçin, neden yapıldığı da çok açıktır. Bu sermayeyi koruma anlayışıdır. Siyasal iktidarın da zaten böyle bir anlayışı söz konusu. Kaba bir tabirle al gülüm ver gülüm.

Metal işçisine çağrımdır

Zaten biz taslağımızı da açıkladık. Asıl panik de oradan kaynaklanıyor. Birleşik Metal'in açıkladığı taslak bütün metal işçisini kesen bir noktadadır. İşyerlerinde olumlu bir tartışma var. Türk Metal de bunun farkındadır.

Şu çağrıyı da yapayım; metal işçisi sendika ayrımı yapmaksızın hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar Birleşik Metal İş Sendikası'nın taslağının takipçisi olsunlar ve mücadelesine katılsınlar. Görecekler ki sonuç metal işçisinin lehine olacak.

Kızıl Bayrak / Bursa