Bisküvi kutusundaki silah Cidde'de 2 gün ne yaptı? - Ezgi Başaran

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 09 Kasım 2012
  • 06:37

Dün Türkiye’nin bir biçimde bulaştığı silah meselelerindeki karmaşayı anlattığım dünkü ‘Pentagon, Patriot ve bisküvi’ başlıklı yazımı “What’s going on cici abiler?” diye bitirmiştim.

Bugün edindiğim bilgiler ışığında az ve kibar söylemişim diyerek konuya giriyorum.

Üç gün önce Yemen’in Aden Limanı’nda bir konteynir içinde, 3 bin parça otomatik silah ve tabanca bulunduğunu öğrendik. Silahlar Türk malıydı. Gemi ise Mersin Limanı’ndan hareket etmişti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı dün Hürriyet’e şu açıklamayı yapmıştı: “Türkiye’den yük alan Nijerya bandıralı gemi, yükünün tamamını bir ülkeden, limandan aldığı mallarla dolduran bir gemi değil. Mısır, Suudi Arabistan, Yemen ve Türkiye arasında ring yapan bir gemi. Bu gemiye Mersin Limanımızdan bisküvi ve benzeri ürünler olduğu beyan edilmiş bir konteynir yükleniyor. Burada bir kırmızı hat değerlendirmesi olunca sondajlama yöntemiyle denetim yapılıyor ama ihraç ürünü olduğu için de oradaki memur, ‘Bunu bir de X-Ray’e sokayım diye’ düşünmüyor. Gemi, Mersin’den bu yükü aldıktan sonra Darıca’ya, Halkalı’ya gidiyor, oradan Mısır’a, Suudi Arabistan’a uğruyor. Ama Mısır ya da Suudi Arabistan’da o konteynirin indirildiği bilgisi var.”

Öncelikle benim uluslararası yük gemileri ve konteynirlerin rotalarını kaydeden kaynaklardan edindiğim bilgiler daha kesin ve bu bilgilerin bir kısmı Bakan Yazıcı’nın söyledikleriyle uyuşmuyor. Ben size bu bisküvi gemisinin rotasını anlatayım.

Bisküvilerin yüklendiği konteynir (Kodu: MRKU7663821) 6 Ekim saat 09.30’da Mersin Limanı’ndan Nedlloyd America adlı gemiye konarak hareket ediyor. Nedlloyd America gemisi Bakan Yazıcı’nın söylediği gibi Nijerya bandıralı değil, Liberya bandıralı bir gemi. Maersk gemicilik hattını izleyerek yol alıyor.

12 gün yol aldıktan sonra 18 Ekim saat 01.30’da Suudi Arabistan’ın Cidde Limanı’nda duruyor. Bu limanda 2 gün kalıyor. Ve buraya dikkat: Limana vardığı anda bizim bisküvi konteyniri gemiden iniyor. Yani Nedlloyd America adlı gemiyle yolculuğu bu noktada bitiyor. Mayu adlı yine Liberya bandıralı başka bir gemiye yükleniyor. Bakan Yazıcı’nın söylediği gibi Mısır durağı söz konusu değil.

Mayu’ya yüklenmiş vaziyette 20 Ekim saat 18.30’da Cidde’den yola çıkıyor ve 5 gün yolculuk yapıyor. 25 Ekim saat 14.00’teYemen’in Aden Limanı’na varıyor. Limandaki yetkililer kutuların ağırlığından şüphelenerek açmaya başladığında bisküvi yerine silah sürpriziyle karşılaşılıyor.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilisiyle görüştüğümde geminin Liberya bandıralı olması ve konteynirin Cidde’de 2 gün kalıp, gemi değiştirdiği gibi bilgilere sahip olmadıklarını, zaten görevlerinin Mersin Limanı’nda ne olup bittiğini anlamak olduğunu belirtti. Örneğin bir TIR’la yapılan ithalat ve ihracatı adım adım izleyebildiklerini, herhangi bir güzergâh sapmasından anında haberdar olduklarını fakat aynı şeyi gemi söz konusu olduğunda yapamadıklarını anlattı. Mersin’deki limandan geminin nasıl çıktığıyla ilgili de soruşturma henüz tamamlanmış değil.

Öyleyse elimizdeki bilgileri toparlayıp inceleyelim:

1- İki geminin de Liberya bandıralı olması önem teşkil ediyor çünkü Liberya BM tarafından silah kaçakçılığı konusunda mimlenmiş bir ülkedir.

2- Mersin Limanı’nda konteynirin X-ray cihazına sokulmamış olması silahların en azından bir kısmının Türkiye sınırları içinde yüklenmiş olduğu şüphesini arttırıyor. Fakat...

3- Gümrük memurları denetim yaparken kameraya kaydediliyor ve bu denetimi rastlantısal şekilde kutuları seçerek yapması gerekiyor. Eğer böyle yapmadıysa bunun görüntüsü kayıtlıdır. Aynı şekilde, bisküvi ve silah yüklü iki kolinin ağırlığının son derece farklı olacağını düşünürsek denetimi yapan memurun şüpheli bir hareketinin seçilmesi zor olmayacaktır.

4- Konteynirin gemi değiştirmesi ve Cidde’de 2 gün kalması silahların, -en azından bir kısmının- bu limanda yüklenmiş olma ihtimalini güçlendiriyor. Özellikle de yakın geçmişte benzer başka bir olay yaşandığını hatırlarsak. Mart 2011’de bu kez de Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılan bir aramada yine Türkiye’den Yemen’e giden bir geminin içinde 16 bin silah bulunmuştu. Yani böyle ‘durak’lı bir silah güzergâhı ilk değil.

5- Bisküvileri gönderen şirket olarak görünen Konya Beyşehir’deki Dorcas’ın ticari sicil kaydı yok, temmuzda ruhsatı alınmış. Sahibi Mehmet Güneş ‘aslında yasal yollarla av tüfeği ihracatı yaptığını ama Yemen’e silah değil bisküvi sattığını’ söylüyor. Akşam gazetesinin haberine göre Güneş, Almanya’daki bir silah fuarında Yemenli Haşim’le tanışıyor. Haşim, Güneş’ten önce vida istiyor. Vida gidiyor. Sonra Haşim, yine arıyor. Ve bu kez de bisküvi istiyor. Av tüfeği ihracatçısı İsmail Bey de vidayı tedarik ettiği gibi bisküviyi de ‘elleriyle’ kutulayıp gönderiyor. Şimdi de şüpheleniyor: “Bu Yemenli acaba beni kullandı mı?” YORUMSUZ!

6- El Vatan gazetesinin haberine göre silahlar Müslüman Kardeşler’in Yemen kolu olan Islah Partisi’nin lider kadrosunda işadamı Hamid El Ahmar’a gidiyordu.

ACI İHTİMAL: Son yedi yıldır Sünni–Şii iç savaşıyla kaos içinde yaşayan, El Kaide’nin kök saldığı, dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak sayılan Yemen’deki çeşitli odaklara Türkiye-Arabistan-Arap emirlikleri güzergâhında silah sağlanıyor, akan kana körükle gidiliyor.

Radikal / 09.11.12