Avrupa işsizlikte rekor kırıyor....

  • Arşiv
  • |
  • Dünya
  • |
  • Avrupa
  • |
  • 03 Mayıs 2012
  • 16:48

(03.05.12) - Burjuvazi, kendi sisteminin krizini kitlesel işten atmalarla işçi sınıfı ve emekçilerin sırtına yıkıyor. Düne kadar "refahın" ve "özgürlüklerin" kalesi olarak lanse edilen AB işsizliğin, yoksulluk ve giderek açlığın kitleselleşerek yaygın hal aldığı bir kıta olma yolunda hızla ilerliyor.

Zenginlik ve sefaletin içiçe geçtiği kapitalist toplum manzaraları bu kıtanın tipik görünümünü oluşturuyor. İş bulma merkezlerinin önünde kuyruklar oluşuyor. Bu durumu vurguna çevirmek için burjuvazi ücretleri düşürüp, çalışma koşullarını ağırlaştırıyor. Bu azgın saldırı politikalarını devletin silahlı güçlerini kullanarak, zorla hayata geçiriyor. Ekonomik terörü burjuvazinin devlet terörü tamamlıyor.

Avrupa Birliği'nin istatistik kurumu Eurostat'ın yeni açıkladığı verilere göre, Mart ayında işsiz sayısı Şubat'a göre 169 bin artarak 17 milyon 370 bine yükseldi. İşsizlik oranındaki artış böylece üst üste 11'inci ayda da sürmüş oldu. Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkenin işsizlik ortalaması böylece, yeni bir rekora daha imza atarak yüzde 10.9'a ulaştı. Euro Bölgesi'nin 13 yıllık tarihindeki en yüksek işsizlik oranı olarak tarihe geçti.

Eurostat'ın verilerine göre, Euro Bölgesi'ndeki kimi ülkelerde, her dört, gençler arasında ise her iki kişiden biri işsizler ve açlar ordusuna yazılmış oluyor. Kapitalist sistemin yeniden yapılandırılması için, borçlandırılarak iflasa sürüklenen burjuva devletlerin ülkelerindeki işsizlik oranı başı çekmektedir. Buna göre, yüzde 24,1'lik oranla ilk sırayı İspanya alıyor. İspanya'yı yüzde 21.7 ile Yunanistan ve yüzde 15.3 ile Portekiz izliyor. İşsizlik oranının yedi aydır sürekli yükseldiği İtalya'daki işsizlik oranı ise yüzde 9,8'e ulaştı.

Avrupa bölgesinin öne çıkan emperyalist gücü Almanya, Euro Bölgesi'nin işsizlik oranlarına dair istatistiklerinde pozitif ilerleme kaydeden tek ülke. Bu ülkede işsizlik oranı Mart ayında yüzde 5.6 olarak kaydedildi. Bölgenin içerisinde bulunduğu kriz durumunu, kendi emperyalist yayılmacı politikaları için bir firsata dönüştürmek isteyen Alman tekelleri, izledikleri yayılmacı ve saldırgan politikalarının şiddetini artırıyorlar. Bölge ülkelerinin iç politika sorunlarında daha aktif olarak taraf olan Alman emperyalizmi, Avrupa'nın jandarmalığına soyunuyor. Avrupa adım adım yeni bir emperyalist it dalaşının, paylaşım savaşının ve emperyalist güç dengelerinin denendiği merkez olmaya başlıyor.

Diğer yandan işsizlik ve yoksulluğun kitleselleştiği, açlığın filizlendiği ülkeler başta olmak üzere, kapitalist sisteme karşı tepkiler de büyüyor. 1 Mayıs'ta kıtada ortaya çıkan tablo, emek cephesinden sermaye cephesine karşı açılan kavga bayrağının kanıtı olmuştur. Emekçilerin yükselen mücadelesi burjuva asalaklar arasında, kapitalist sistemin krizine karşı uyguladıkları saldırı politikasının burjuva dildeki adı olan "katı tasarruf” politikalarıyla ilgili tartışmaları alevlendirerek, burjuva cepheyi bölüp, parçalıyor.