Anadilde eğitim...

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Liseli Gençlik
  • |
  • 19 Ekim 2012
  • 13:54

AKP’nin on yılda bütün alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da hayata geçirdiği piyasacı, gerici politikaların sonuncusu ve en kapsamlısı 4+4+4 oldu. Çocukların zihinsel ve fiziksel yeterlilik düzeyini göz ardı ederek kalabalık sınıflara mahkum eden devlet, gerici motiflerle hazırladığı müfredatla çocukları baş başa bıraktı. 4+4+4 ile uygulamaya konulacağı açıklanan Kürtçe, Çerkezce, Arapça seçmeli ders aldatmacasıyla anadilde eğitim hakkı bir kez daha geçiştirilmiş oldu.

Kürt halkının yıllardır anadilde eğitim talepleri başta olmak üzere tüm haklı taleplerine kulaklarını tıkayan sermaye devleti anadilde eğitim istedikleri için öğrencileri üniversitelerden uzaklaştırmış, anti demokratik, gerici ve piyasacı eğitime karşı mücadele ettikleri için öğrencileri cezaevlerine mahkum etmiştir. Yıllardır haklı, meşru eylemliliklerinin karşısına baskı ve zorbalıkla çıkan sermaye devleti ana dilde eğitim talebi karşısında ise “tek dil, tek millet, tek bayrak” politikasından hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Hükümetler değişmiş ama bu devlet politikası kesintisiz olarak sürdürülmüştür.

TC tarihindeki bu asimilasyon politikaları Kürtçe isme sahip il, ilçe, köylere Türkçe isimler verilmesiyle, Kürtlerin kendi çocuklarına anadillerinde isim vermesinin yasaklanmasıyla, 1982 anayasasının 2932 sayılı yasası ile Kürtçe’nin anayasal ve yasal zeminde yasaklanması ile kendini dışa vurdu. Hukuki metinlerdeki yasakların ortadan kalkması başlasa da yasaklarla kodlanmış bu zihniyet halen ortadan kalkmadı.

Medyada büyük dönüşümün adımı gibi gösterilip yeni aldatmacalara soyunan AKP hükümeti 4+4+4 eğitim modelinin içinde 5. sınıftan itibaren okullarda Kürtçe, Çerkezce, Gürcüce ve Lazca seçmeli derslerin verileceğini ve bu dillerin müfredata yaşayan diller ve lehçeler ismiyle konulduğunu duyurdu. Nerden bakarsak bakalım tam bir aldatmaca olan bu model, bakanlığın ilan ettiği bir seçmeli dersin yapılabilmesi için iki öğrenci olması barajına takılıyor. Ayrıca öğretmeni olan ve yeten dersler müfredata konulabiliyor. Peki, bizde bu dillerin üniversite eğitimli, pedagojik formasyonlu öğretmenleri var mı? Bu noktalardaki sorunlar aşılsa ve Kürtçe-Çerkezce dil eğitimleri alınsa bile talep edilen anadilde eğitimi karşılamayacaktır.

Kürtçe’nin seçmeli dersler arasına girmesini, hükümetin kendi gerici zihniyetini yaymak için hazırladığı müfredatın tek yönlü görünmesini kamufle etmek için tercih ettiği çok açıktır. AKP bir taraftan baskılar, yasaklar ve inkar politikalarını sürdürürken diğer taraftan da çocukların eğitimleri üzerinden değişikliğe giderek geleceğin “dindar ve kindar” gençliğini yetiştirmeye çalışıyor. Üstüne üstük tüm bunları demokrasi adımları olarak gösterip kamuoyunda da bilinç bulanıklığı yaratmaya çalışıyor. Eğitimi kesintili hale getirerek her kademesini sermayenin çıkarlarına teslim eden devlet, bunun bedelini ailelere yüklüyor. Kamusal eğitim hakkımızı elimizden alarak, geleceğimizi hedef alan anti demokratik, piyasacı eğitimi dayatıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki haklı meşru taleplerimiz gibi anadilde eğitim talebi de bu düzen sınırları içine sığmıyor.

Biz devrimci liselilerin önünde ise 4+4+4 eğitim sistemiyle başlayan bu sürecin getirdiği piyasacı, ırkçı, gerici eğitim zihniyetine, geleceğimizi karanlığa mahkum eden bu dayatmalara karşı mücadele etme görevi duruyor.

(Liselilerin Sesi, sayı 46, 15 Ekim-15 Kasım 2012)