Anadil düzenlemeleri fos çıktı!

  • Arşiv
  • |
  • Zindanlar
  • |
  • 14 Kasım 2012
  • 16:29

(14.11.12) - Bülent Arınç’ın açlık grevlerinin taleplerinden biri olan anadilde savunma hakkı için yaptığı açıklamalar, bu düzenlemenin zaten yapılmakta olduğu yönündeydi. Üstelik Arınç bundan yola çıkarak eylemin gereksiz olduğunu dahi defalarca tekrar etmişti.

Ancak “zaten yapılmakta olan” düzenlemenin ayrıntıları basına yansıdıkça bunun iğreti ve göstermelik bir düzenleme olmaktan öteye gitmediği de anlaşıldı. Atıf yapılan Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 1. Maddesinde CMK’nın 202. Maddesinde bir değişiklik yapılması öngörülüyor. Değişiklik ifadesi ise şöyle:

"Meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen sanık,

a)İddianamenin okunması,

b)Esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilir. Bu durumda sanık, savunma yapacağı oturumda tercümanını hazır bulundurmak zorundadır. Bu imkan, yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik olarak kötüye kullanılamaz."

Önerilen düzenlemenin bir yasal güvence değil aksine keyfi uygulamaların önünü açtığı görülmekte. Zira “yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik olarak kötüye kullanılamaz” ifadesi inisiyatifin hakime bırakılması anlamına geliyor.

Bir diğer önemli nokta ise sanığın tercümanını hazır tutma zorunluluğu. Bu da ekonomik olarak ciddi bir külfet anlamına geliyor ve hakkın kullanımını ücrete tabi tutuyor.

Mahkeme aşamasında iğreti de olsa tanınan anadilde savunma hakkının mahkeme öncesi aşamalarda kullanılmasına dair herhangi bir ibare ise düzenlemelerde yer almıyor. Yine sözlü savunma dışında yazılı olarak anadilde savunma yapmak bu düzenlemeyle mümkün değil.

Taslak bu haliyle yasalaşırsa sermaye devletinin ikiyüzlü düzenlemelerinin ve açılım oyunlarının bir yenisi olarak yerini almış olacak.