(20.11.12) - Süddeutsche Zeitung gazetesinin haberine göre,'Patriot Füze Savunma Sistemleri'nin konuşlandırılması çerçevesinde Türkiye-Suriye sınırına 170 Alman askerleri gönderilecek. Alman Sosyal Demokrat Partisi milletvekili Thomas Oppermann, Birinci Alman Televizyonu’nda yaptığı açıklamada ''Böylesine önemli sonuçlar doğurabilecek bir konuda hükümetin Suriye sınırında Alman silah ve askerini üslendirmeyi düşündüğünü muhalefetin gazete haberlerinden öğrenmesi son derece hayret verici bir durumdur'' diyerek tepki gösterdi. Bu arada, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Türkiye-Suriye sınırına Patriot Füze Savunma Sistemi yerleştirilmesine ilişkin olarak, Türkiye’nin NATO’ya henüz bu yönde bir başvurusu olmadığını açıkladı..Almanya Savaş Bakanı Thomas de Maiziere ise, Türkiye’den gelebilecek herhangi bir yardım talebinin, “dayanışma düşüncesiyle” değerlendirileceğini, resmi başvurunun ne zaman geleceğinin önemli olmadığını belirtti. ''Türkiye’nin Patriot üslendirilmesini istemesi sürpriz olmayacaktır ve uçaksavar bataryaları istendiği takdirde en kısa zamanda karar verilecektir'' demeyi de ihmal etmedi.
Türkiye’nin resmi bir talebinin olmadığı yalandır. Sermaye devleti Patriyot füzelerini istemiştir, Alman emperyalistleri de bu talebi ivedilikle yerine getirmiştir. Asıl gerçek budur.
Esad yönetiminin Türkiye’ye yönelik herhangi bir füze atışı olmamasına karşın, füze kalkanlarının bölgeye yerleştirilmesi için gösterilen bu tezcanlılık elbetteki anlamlıdır. Bir kere bu girişim sadece Suriye ile sınırlı değildir, Suriye üzerinden tüm bir bölgeye dönük olarak yapılan emperyalist müdahalenin somut bir ifadesidir.,Bunun için durmadan silah ve asker yığınağı yapılmaktadır. Bunun için her gün sınır boylarına füze savunma sistemlerinin dahi önleyemeyeceği havan mermileri atılmaktadır.
Türk burjuvazisi ve devleti izlediği uşaklık ve savaş politikalarıyla ülkemizi emperyalist devletlerin asker ve silah üssü haline getirmeye devam ediyor. Görünen o ki, emperyalist devletler, önümüzdeki dönemde uşaklarının çıkartacakları davetiyeyi bahane ederek, ülkemizi silah ve asker yığınaklarıyla barut fıçısına çevirmek için yeni adımlar atacaklar.
Suriye krizi derinleşiyor. Emperyalist haydutlar ve bölgedeki taşeronu sermaye devleti Suriye’ye dolaysız bir müdahalenin bahanelerini arıyor. Deyim uygunsa emperyalist müdahale için gün sayıyorlar. Hiç kuşkusuz bu müdahale Suriye ile sınırlı kalmayacaktır. Bir bölge savaşı halinde büyüyecektir. Bu savaşın emperyalist devletlerin, özellikle de onlara uşaklıkta kusur etmeyen sermaye devletinin arzusu olduğu ve haliyle onların çıkarlarının sağlama alınması için yapıldığı biliniyor. Bu savaş açıktır ki, tüm bir bölgenin ezilen halkları için yeni ve daha büyük bir yıkım demektir.
Ucu bölgeden de öte daha büyük yıkım savaşlarına çıkma potansiyeli taşıyan bir savaşı önleyecek yegane güç, başta bölge halkları olmak üzere, ezilen dünya halklarının, emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı yükseltecekleri enternasyonal dayanışmadır.
Nerden bakılırsa bakılsın, bu durum sınıf devrimcilerine hayati sorumluluk yüklüyor. Emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı ajitasyonu yoğunlaştırmanın ve ''Her alanda devrime hazırlanıyoruz!'' şiarını hayata geçirmenin zamanıdır.
Enternasyonal-İnfo
