Açlık grevindeki Filistinli direnişçilere…. teşekkür ediyoruz... - Abdel Bariatwan

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 10 Mayıs 2012
  • 00:08

İsrail işgali altındaki Filistinli esirlerin açlık grevi 20. güne ulaştı. İlk günündeymiş gibi aynı güç, aynı kararlılık ve aynı cesaretle süren bir direniş. 1000’den fazla Filistinli esir bu onurlu direniş yolunu seçerek bedenlerini ölüme yatırdılar. Direnişçiler içinde herhangi bir geri duruş gözükmüyor.

İsrail demir parmaklıkların arkasındaki esirler ya ölümü ya onuru seçtiler. Dışarıda işgale karşı direnirken şehitliğe nail olmayanlar buna celladın karşısında işgal tabutluklarında cesurca ulaşmaya karar verdi.

Eğer Ramallah’taki Filistin yönetimi işgale karşı direnmeyecekse, Gazze’deki Filistin yönetimi ateşkes yolunu seçecekse ve üçüncü intifada hala derinliklerin rahmindeyse, onlar harekete geçmeye boş mideleriyle işgale karşı direnmeye karar verdiler. Dünya kamuoyunu kendi çektikleri acılara değil aksine zincire vurulmuş Filistin halkının çektiklerine dikkatlerini çekmek istiyorlar.

Direniş birbirini tamamlayan ve sürdüren halkalar silsilesinden oluşur. Filistin halkı bu konuda tüm yaratıcılığını gösterdi. Arap hükümetleri sınırları kapatıp 1967 yenilgisi sonrasında ordularını geri çektiğinde Filistin halkı silahlı direnişe başvurdu. İşgal altındaki Filistin topraklarında silahlı eylemler yapmak için sınırları aştı. İsrail yönetimi elektronik çitler koyduğunda planörlere sonrasında füzelere başvurdu. Bu ikisi dönem arasında el yapımı bombalar ve intihar eylemleri gerçekleştirdi.

Bugün biz İsrail işgaline destek veren başlıca unsur olan batılı devletlerin gözünde daha uygar ve akıllıca bir direnişin önündeyiz. Bu batılı ülkeler ki intihar eylemlerini şeytanlaştırdılar. İlkel Alkassam füzelerini kocaman Curz füzelerinin karşısında daha tehlikeli gördüler. Batılı ülkeler böyle demokratik uygar bir direniş karşısında söyleyecek bir şey bulamayacaklar.

Bu direniş yalnızca direnişçinin kendisine zarar verir, fakat daha önemlisi dünya kamuoyunda yanlış bir anlayış olan İsrail devletinin insan haklarına ve kanunlara saygılı ve demokratik bir ülke olduğu düşüncesini ortadan kaldırır.

Bu direniş insan kişiliğinin ezilmesine ve küstah düzene karşı mücadelenin en soylusu… demir parmaklıkların arkasında senelerce kalınmasına neden olan tutuklamalara karşı bir direniş... psikolojik ve bendesel işkenceye karşı bu ulusun ve mücadele eden gençlerinin yararına olan bir direniş.

Yalnız Arap ve Müslümanların değil bütün dünyanın davalarında haklı olan Filistinli esirlerle dayanışması ve küstahlaşan İsrail karşısında onların yanında durmaları gerekiyor. Bu esirler açlık grevleri yapmakta haklılar ve bu direnişle barış gerçekleştirmek için bir dizi tavizler verdiği halde bunu gerçekleştirmekte başarısız olan yöneticilerin ve baskıcı zorba dikta düzenlere karşı isyanla meşgul olan bütün Arap alemi karşısında unutulmaya yüz tutan Filistin sorunu üzerindeki tozları silkelediler.

Bu esirleri yüceltiyoruz, onları doğuran tüm rahimlere şükranız ve minnettarız. Direnişlerinin güzelliğinin farkındayız. Onlar bütün onurun, kerametin ve direnişin örnekleri ve timsalidirler. Bu açlık grevi Filistin baharının başlatanı olabilir.  Hapishanelerde çakan kıvılcımlar işgal altında ve bölünmüş haldeki vatanın her yerine sıçrayabilir.

http://www.alquds.co.uk/index.asp?fname=today\07qpt999.htm&arc=data\2012\05\05-07\07qpt999.htm

Abdel Bariatwan / 07.05.2012

Londra merkezli Arapça yayın yapan Al-Arabi Al-Quds Gazetesi'nden kizilbayrak.net için çevrilmiştir...

Çeviri: Musa Ağgün