52 cm'den “intihar”

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Devlet terörü
  • |
  • 19 Kasım 2012
  • 09:26

(19.11.12) – Bağcılar'da yaşayan 33 yaşındaki Hasan Latif Kaplan, eşine yönelik şiddet nedeniyle götürdüğü karakolda yaşamını yitirdi. Polis, Kaplan'ın intiher ettiğini söyledi. Ancak Kaplan'ın intihiar biçimi olarak kendisini 52 cm yüksekliğindeki masaya kemerle asması gösterildi.

20 Eylül’de Kaplan'ın eve geç gelmesi, ve içki içerek kendisini dövmesi korkusuyla Hüsniye Kaplan ağabeyinin evine gitti. Eşinin burada olduğunu öğrenmesi üzerine kayınbiraderinin evine giden H. Latfi Kaplan ise yaşanan olaylar nedeniyle gözaltına alındı. Polis, saat 01.30’da Kaplan’ı gözaltına aldı. Fezlekeye göre, “Kendini kaybetmiş biçimde apartmanın duvarlarına başını vurduğu görülmesi üzerine” kelepçelendi. Aramada, üzerinde bıçak bulundu.

Eşi ve kayınbiraderinin şikâyetçi olması üzerine üç kişi ilkin 100. Yıl Polis Merkezi’ne, saat 03.06’da da Bağcılar Asayiş Şubesi’ne bağlı Aile İçi Şiddet Bürosu’na götürüldü. Kabaca üzeri arandı. Kemer ve bağcıkları alınmadan kameralı nezarethane yerine kamerasız avukat görüşme odasına kondu. Polise göre, resmi gözaltı işlemi yapılmadığından kemer ve bağcıklara da el konulmamıştı. Ancak olayın üzerinden 3 saat geçtiği halde, polis savcılığı da haberdar etmemişti.
Polis Sinan Çan, 04.41’de savcıyı aradı. Savcı, “Gözaltına alın” dedi. Çan, 05.00’te odaya girdiğinde, Kaplan’ı “64 cm yüksekliğindeki masanın, 52 cm yüksekliğindeki bölmesine kemerini takıp intihar etmiş halde” buldu. Saat 05.28’de, Kaplan’ın öldüğü anlaşıldı.

Otopside, Kaplan'ın bedeninde 30’u aşkın sıyrık ve ekimoz izi saptandı. Kamera kaydında da baş ve sırtında darp izleri görüldü. Paçasındaki büyük bir kan lekesi dikkat çekerken, bu lekelerin karakol giriş kayıtlarında görülmediği anlaşıldı.
Şüpheli polis Sinan Çan, ifadesinde, Kaplan’ın büroya getirildiğinde taşkınlık yapmadığını, konulduğu odaya girdiğinde boğazına kemer geçirmiş halde olduğunu söyledi. Diğer bir polis ise “Taşkınlık yapan biri olsaydı, odaya konmaz, savcıyla görüşülerek nezarethaneye konurdu. Taşkınlık yapmadığı için avukat görüşme odasına konmuştur” dedi.

Hüsniye Kaplan, “İntihara ihtimal vermiyorum” derken ağabey Fatih “Resmen öldürüldü. İntihar etmiş olamaz. Karakola getirilmeden önce polislerce dövülmüş. Arabaya yatırıp copla vurmuşlar. Karakolda diz çöküp ağlamış. Bir insan masada nasıl intihar eder? Ölemez ki! Devletin içinde devlet mi var?” diye sordu.

Tüm yaşananlar, yeni bir polis cinayetinin bir kez daha “intihar” süsüyle üzerinin örtüldüğünü gösteriyor.