4+4+4’te zararın neresinden dönülse kârdır! - Abbas Güçlü

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 21 Ekim 2012
  • 05:27

Milli Eğitim Bakanlığı her ne kadar aksini iddia etse de, 4+4+4’te ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yaşanmaya da devam edecek...

Sistemin oturması mümkün değil, çünkü mantığını anlayan yok.

Oysa, lafı ve inadı hiç uzatmadan, eski sistemdeki ilk, orta ve liseyi zorunlu hale getirip, önüne de bir yıllık bir okul öncesi eğitim koyarsak, bu iş kendiliğinden oturur.

Öğretmen ve veliler gibi öğrencilerin de kafası karmakarışık.

İlkokula mı, ortaokula mı, yoksa liseye mi gidiyorlar, belli değil.

Bir türlü tarif edemiyorlar.

Birinci 4, ikinci dört ya da direk sınıf söylediklerinde, yetişkinlerin anlaması mümkün değil.

Oğlum ilkokula mı, ortaokula mı yoksa liseye mi gidiyorsun sen asıl onu söyle deyip tepkilerini ortaya koyuyorlar.

Haksız da sayılmazlar. Çünkü bugüne kadar hep öyle gördüler.

Sistem eninde sonunda tekrar o noktaya gelecek. Bu yüzden, tüm okulları 4+4+4’e dönüştüreceğiz diye yeni bir kaos yaratmanın hiç kimseye olmadığı gibi eğitime de bir yararı olmayacak.

Böylesi sistemler daha önce de defalarca denendi ve hep fiyaskoyla sonuçlandı. Gidişat gösteriyor ki, bu konuda da farklı bir yol haritası gözükmüyor!..

12 yıl hani zorunluydu?

Okula başlama yaşında tartışma olduğu için çocuğunu okula göndermeyenler konusunda bir sıkıntı olduğunu biliyoruz. Bakan Dinçer, zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen okula gelmeyen öğrenci oranının çok düşük olduğunu söylemişti. Ama CHP’li Nur Serter bu oranın yüzde 25’lere vardığını iddia ediyor. Serter TBMM’de düzenlediği, “4+4+4 eğitim modeli birinci ayında” konulu basın toplantısında, “e-okul üzerinden 2 milyon 313 bin 888 öğrencinin ön kayıt yaptırdığı ancak, bunlardan sadece 1 milyon 758 bininin kesin kaydının yapıldığı görülmektedir. 555 bin 888 öğrencinin, zorunlu eğitim çağına girdikleri halde kayıtları yaptırılmamıştır” dedi.

“Bu veriler, Milli Eğitim Bakanı’nın, rapor alıp okula kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının yüzde 3 olduğu açıklamasını yalanlamaktadır. Oranlara bakıldığında, öğrenim çağındaki öğrencilerin yüzde 24’ünün kesin kayıt yaptırmadığı görülmektedir” diye konuşan Serter, binaların yüzde 33’ünün birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu olduğunu da vurguladı. Ayrıca MEB’in, 16 bin 905 ilkokuldan mezun olacak öğrencilerin, 3 bin 558 ortaokula nasıl sığacağını hesaplayamadığını iddia ederek, sığınak, kütüphane, laboratuarların da sınıfa dönüştürüldüğüne dikkat çekti...

Zorunlu eğitim kapsamındaki asıl firenin okula yeni başlayan çocuklardan daha çok, ortaokulu yani 8. sınıfı bitiren öğrencilerin, üçüncü 4’e yani liseye başlamamalarından kaynaklandığı söyleniyor.

Peki bu konuda bir takip var mı? İkna ya da caydırıcı önlemler işletiliyor mu? Bakanlığın bu konudaki teşvik ya da cezai yaptırımları neler?..

Keşke, muhalefet gibi iktidar da bu konuda aylık basın toplantıları düzenleyerek kamuoyunu bilgilendirse. İşte o zaman doğrular, yanlışlar neler çok daha net öğrenme olanağı buluruz...

Kitapsız okullar

Okullar açılalı haftalar oldu. Sınavlar başladı. Ama hala çok sayıda okula, ders kitabı gitmiş değil. Özellikle de iddialı okullara.

4+4+4 nedeniyle, tahminin çok üzerinde öğrenci okullu oldu.

Bu yüzden, basılan kitap yetişmemiş olabilir.

Çünkü ortaokuldan liseye geçiş zorunlu eğitim kapsamına alındığı için ciddi bir öğrenci artışı var.

Ancak bunların hiçbirisi öğrencilerin kitapsız kalması için gerekçe olmamalıydı.

MEB, ihtiyaçları bir iki hafta içerisinde belirleyip, gereğini yerine getirmeliydi.

Ama gelinen son durum hiç de sevindirici değil.

İşte hemen her gün farklı okullardan gelen maillerden birisi:

“Çocuğum bu yıl Fen Lisesi 9. sınıfa başladı. E. Fen Lisesi’ni Türkiye’nin sayılı fen liselerinden birisi olduğu için birinci sırada tercih ettik; fakat büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Okulların açılışından bu yana bir ayı aşkın bir zaman geçmesine rağmen halen sınıfların çoğunda ders kitapları dağıtılamadı ve derslerin de çoğu boş geçmektedir. Siz de takdir edersiniz ki ders kitaplarının olmayışı öğrencilerin okul motivasyonunu ciddi oranda olumsuz etkiliyor, okuldan soğumalarına sebep oluyor...”

Özetin özeti: Yanlışı düzeltmek, doğru olanı sil baştan yeniden yapmaktan çok daha zordur. Bu yüzden, henüz yol yakınken, 4+4+4’ü bir kez daha enine boyuna düşünmeliyiz...

Milliyet / 21.10.12