(23.02.13) – Milli Savunma Bakanı on yılda TSK’da 965 kişinin “intihar” ettiğini açıkladı.
Mazlum Aksu’nun askerde intihar ettiği haberinin basına yansıması ile birlikte şüpheli asker intiharları yeniden gündeme geldi. Aksu’nun da tıpkı kendinden önceki benzer örneklerde olduğu gibi G-3’ü sol şakağına dayayarak “intihar ettiği” iddia edildi. Oysa ailesi ve arkadaşları Aksu’nun böyle bir eğilimi olmadığı, dahası Emek Partisi yöneticisi olan Aksu’nun askerden sonra yapacakları hakkında birçok şey anlattığını ifade ettiler. Solak olmayan Aksu’nun G-3’ü sol şakağına nasıl dayadığı ise halen yanıtsız.
Aksu ile birlikte şüpheli ölüm ve intiharlara bir yenisi daha eklenmiş oldu. Geçmişte de ermeni Sevag Balıkçı’nın “kaza” kurşunu ile öldürülmesi ve “intihar” ettiği iddia edilen kişilerin yüzde 90’ının Kürt olması, TSK’daki çok yönlü bir sorunu da ortaya koyuyor.
Sıklıkla gündeme gelen bu konu üzerine BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın verdiği soru önergesine Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın verdiği yanıt ise tablonun hayli ciddi olduğunu gösteriyor. Yayınlanan verilere göre son 10 yılda intihar ettiği iddia edilen TSK personeli sayısı 965. Sürekli yapılan “terör” ve “şehit” demagojileri düşünüldüğünde bir başka çarpıcı veri daha karşımıza çıkıyor. Zira aynı 10 yıl zarfında çatışmada ölen TSK personeli sayısı 601.
Yani militarizmin yarattığı mekanizmanın öldürdüğü “vatan evlatları”nın sayısı binbir demagojiye konu edilen çatışmalarda ölenlerden bir buçuk kat daha fazla. İntiharların bir kısmının infaz olduğu açık. Ancak geri kalanlar da bürokratik mekanizmanın, insan onurunu hiçe sayan baskının ve bizzat katil yetiştirme amacı taşıyan askerlik sisteminin dolaysız sonucu.