“Kanun Hükmü” belgeseli, Antalya’da düzenlenen Özgür Portakal Film Günleri kapsamında, yönetmen Nejla Demirci ve belgesel kişilerinin katılımıyla gösterilecekti. Ancak Antalya Valiliği, yönetmen Nejla Demirci’ye tebligat göndererek belgeselin gösterimini yasakladı.
Valilik tarafından yapılan tebligatta, örgütlerin KHK’lar üzerinden belgesel çekerek propaganda ve algı oluşturma faaliyetlerine devam ettiği ve “mağdur edebiyatı” yaptığı iddia edildi. Ayrıca belgeselin, “'milli birlik ve beraberliği zedeleyici', halkın farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer kesime karşı 'kin ve düşmanlığa tahrik eden', provokatif nitelikte bir yapım olduğu” ve bu nedenle “riskli ve tehlike arz ettiği” belirtildi.
Yasaklama gerekçeleri arasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Filmlerini Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu’nun, filmin “içeriğinde kamu düzeni, küçüklerin ve gençlerin ruh sağlığının korunması ve Anayasa ilkeleri doğrultusunda ticari dolaşıma ve gösterime sunulmasının uygun olmadığı” yönündeki kararı da yer aldı.
Antalya sınırları içinde uygulanacak yasak kararında, “farklı kesimler arasında gerilim yaratılmasının önlenmesi, halkın huzur ve güvenliğinin, genel ahlakın ve başkalarının haklarının korunması” gibi gerekçeler vurgulandı. Bu kapsamda, 2 Ekim 2024’ten 16 Ekim 2024’e kadar, “Kanun Hükmü” belgeseliyle ilgili yapılacak her türlü eylem, etkinlik ve gösterim yasaklandı. Ayrıca, “yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, pankart asma” gibi diğer protesto faaliyetleri de aynı süre zarfında yasaklandı.
“Sansür uygulamalarına sessiz kalmayacağız”
Konuya dair açıklama yayımlayan Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi şu ifadeleri kullandı:
“İki KHK mağdurunun hak arayışlarını konu alan Nejla Demirci'nin yönettiği ‘Kanun Hükmü’ henüz hiçbir yerde gösterilmemiş, hakkında herhangi bir dava açılmamış bir belgesel olmasına rağmen, bir kez daha kendilerini yargının yerine koyan mülki idare amirleri tarafından yasaklanmış oldu.
Hukuk tanımayan ve ifade özgürlüğümüzü gasbeden bu kararı kınıyor, devletin hoşuna gitmeyen her konuyu hasıraltı etmeye, resmi söylemle uyuşmayan her sesi susturmaya çalışan sansür uygulamalarına sessiz kalmayacağımızı bildiriyoruz,
Etkinliklerimizi yakından takip eden, duyurulduğu anda filmi merak edip bizi arayan idarecilere belgesel sinemaya gösterdikleri ilgi için teşekkür etmek isterdik, ancak görevlerini hatırlatmak zorunda kalıyoruz: Toplumun huzurunu asıl bozacak olan, yüz binlerce insanın hayatını kökten etkilemiş hukuk dışı uygulamaların konuşulup tartışılmasını engellemek, sinemacıları ve filmleri susturmaktır. Yetkilerinizi bizi susturmak için değil, filmlerimizi gösterip kamuyu yakından ilgilendiren konuları tartışabileceğimiz güvenli ortamlar sağlamak için kullanın.”