DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu “Mafyanın, çetelerin değil, Emeğin Türkiye’si!” başlığıyla açıklama yaptı.
Çete başı Peker’in kirli ilişki ve işleri ifşa edişine değinilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ülkemizde suç örgütlerinin yıllardır devletin çeşitli operasyonlarda kullanıldığı bir sır değildir. Özel Harp Dairesinden Susurluk’a bu ilişkiler daha önceki dönemlerde de açığa çıkmış ancak çeşitli biçimlerde kontrgerilla gerçeğini ortaya koyan tüm dosyalar kapatılmıştır. 1977 1 Mayıs katliamı, Kurucu Genel Başkanımız Kemal Türkler’in öldürülmesi ve 10 Ekim 2015 katliamı ile Konfederasyonumuz da karanlıkta bırakılmak istenen bu saldırıların hedefi olmuştur.
“Son dönemde mevcut iktidarın da bu gibi ilişkileri ve yöntemleri geliştirdiğine dair kaygılar çeşitli vesilelerle ifade edilmişti. Halkın her türlü demokratik protesto hakkı dahi gasp edilirken suç örgütü liderlerinin miting düzenleyebildiği; iktidara yönelik en ufak eleştiri yapanların kapısı sabaha karşı polis tarafından çalınırken mafya liderlerinin iktidarın bir parçası gibi davranarak muhalefet liderlerini tehdit edebildiği; gazetecilere yönelik aynı merkezden gelen işaretle gerçekleşen saldırılar karşısında etkili bir soruşturma yapılmazken gazeteciler için hapishane ve gözaltının sıradanlaştığı, mafya lideri için af çıkartıldığı ve çetebaşlarının teşekkür turlarında iktidarın ve ortaklarının en üst isimleriyle poz verdiği gerçeğine hepimiz tanığız.
“İktidar ilişkilerinden dışlandığı için intikam aldığı anlaşılan bir mafya itirafçısının beyanları, somut tanıklıklarımız ile beraber değerlendirildiğinde ortaya çıkan tablo endişe vericidir. Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz gelecek bu değildir.”
“Ortaya atılan ciddi iddiaların araştırılması ve yargının bağımsız çalışabilmesi için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Suç işleyenler ortaya çıkarılmalı ve adalet önünde cezalarını çekmelidir” talebinin öne sürüldüğü açıklama şu vurgularla son buldu:
“Mafyanın, çetelerin, darbelerin, kontrgerillanın panzehiri demokrasi ve adalettir.
Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenlerin yoksulluğu, sefaleti üzerine kurulu bir düzenin adil ve demokratik olma şansı yoktur.
Demokrasi ve adaletin teminatı da Emeğin Türkiyesi olacaktır.”