Korona günlerinde mizah: “Ben üretmiyorum, bunları yaşıyoruz”

Sosyal medya üzerinden yapılan mizahi bir paylaşımda Erdoğan’a, “Soylu’nun istifasını niye kabul etmediniz?” sorusu soruluyor. AKP şefi yanıtında oldukça sağlam bir gerekçe öne sürüyor: “Üç ay işçi çıkarmak yasak olduğu için, kabul edilmemiştir istifa...” Evet, biz bütün bunları yaşadık ve yaşıyoruz. Işıklar içinde uyu, sevgili Aziz Nesin usta...

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Nisan 2020
  • 23:55
ikon

Kriz ve baskıların yoğunlaştığı dönemlerde mizah patlama yaşar. Bugün sosyal medyanın çok yaygın kullanıldığı koşullarda mizahın bini bin para. Fıkra, karikatür, kara mizah sınır tanımadan bütün tabuların köküne kibrit suyu döküyor. 

Bugün her iki durumu da yaşıyoruz. Korona salgınının Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktığı Aralık 2019’dan beri otoriter rejimler basılı ve sosyal medyayı sansür koydu, basın mensupları tehdit edildi ve tutuklandı, bazı muhalif basın kurumları “yalan haber yapmak”, “toplumda panik yaratmak” vb. gerçek dışı gerekçelerle kapatıldı. Öte yandan bunca baskı ve tehdide rağmen sosyal medya kullanan milyarlarca insan gerçekleri ifşa eden milyarlarca paylaşımda bulundu. Bu paylaşımların bir bölümünü verili iktidarları eleştiriye tabi tutan politik mizahi anlatılar oluşturuyor. 

Bizler de mizahi bir durumla karşılaştığımızda hemen mizah ustası Aziz Nesin’in kulaklarını çınlatırız. Nitekim sevgili Nesin yurtdışında katıldığı bir söyleşinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken bir gazetecinin “Sayın Nesin, bunca şeyi nasıl üretip yazıyorsunuz?” mealinde bir sorusuna muhatap olur. Nesin’in cevabı gazeteciyi şaşırtır: “Ben üretmiyorum. Bütün bunları biz yaşıyoruz!”

Bu korona günlerinde hangi ülkede hangi mizah ustasının kulağı çınlatılır bilinmez ama biz de sevgili Nesin’in kulaklarını ebedi istirahatgahında epeyce çınlattık. 

Nesinlik ilk vaka, İstanbul Bağcılar semtinde yaşandı. Bağcılar’da korona testi pozitif çıkan bir yurttaş, hastanede yapılan ilk müdahale sonrası, evinde izolasyonda kalması şartıyla gönderilir. Komşularının evine gönderildiğini duyan konu komşu eve akın eder. Durumun duyulması üzerine ziyareti gerçekleştiren 15 kişiye korona testleri yapılır ve hepsinin sonucu pozitif çıkar. 

İkinci vaka Konya’da yaşandı. Sokak yasağını delen Konyalı bir vatandaş polis tarafından gözaltına alındı. “Hanımefendi, sokağa çıkma yasağı var, niçin dışarıdasınız?” sorusuna kalın bir sesle cevap verilmesine şaşıran polis, çarşafı kaldırdığında erkek bir vatandaşla karşılaştı. Duruma izahat isteyen polise vatandaşın cevabı Nesin hikayelerine taş çıkartır cinsteydi. “Ben ‘kokonanın’ kadınlara değil, erkeklere daha çok bulaştığını duyunca çarşafa girdim” diyordu. 

Üçüncü vaka bir çizerin eseriydi. Kitaplı üç dinin çaresiz kalışına ve sağlık emekçilerin çözümdeki rolüne atıfta bulunuyordu: Hastanede yataklarda uzanmış Yahudi, Hristiyan ve Müslüman din adamları, kendilerine kontrole gelen doktorlara, hep bir ağızdan, “Önce Tanrı gelsin” diyorlar. Doktorların cevabı “Madem ki bu kadar eminsiniz, biz o zaman sıramızı bekleyelim” olur. 

Son vaka ise salyalı hali ile bilinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa etmesi ve sonrasında Cumhurbaşkanı ve AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın bu istifayı kabul etmemesiydi. Olay sosyal medyada bolca mizah konusu edildi. Sosyal medya üzerinden yapılan mizahi bir paylaşımda Erdoğan’a, “Soylu’nun istifasını niye kabul etmediniz?” sorusu soruluyor. AKP şefi yanıtında oldukça sağlam bir gerekçe öne sürüyor: “Üç ay işçi çıkarmak yasak olduğu için, kabul edilmemiştir istifa...” 

Evet, biz bütün bunları yaşadık ve yaşıyoruz. 

Işıklar içinde uyu, sevgili Aziz Nesin usta... 

M. İmran