Sermayenin vurucu gücü AKP-MHP rejimine karşı mücadeleye!

Kapitalistler istedi diye esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştıran, işçi sınıfının elinde bulunan kırıntı haklara dahi göz diken ve her fırsatta gasp etmek için gündeme getiren AKP-MHP rejimi, en ufak hak alma mücadelesini dahi yasaklarla, kolluk kuvvetlerinin şiddetiyle boğmaya çalışmaktadır. Bu nedenle işçi sınıfı hak alma mücadelelerinde, kapitalistlerin demir yumruğu olan rejimi de karşısına almalıdır.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Aralık 2020
  • 21:21

Kapitalistler, yarattıkları krizinin faturasını her defasında işçi sınıfı ve emekçi kitlelere ödeterek çürümüş sistemlerinin devam etmesini sağlıyorlar. İçinden geçtiğimiz dönemde ise sınıf ve emekçi kitlelerin yaşam ve çalışma koşulları pandemiyle birlikte daha da ağırlaşmış bulunuyor. İşsizlik, ücretsiz izin, yaşanan hak gaspları, uzun çalışma saatleri, sefalet ücreti, esnek ve güvencesiz çalışma gibi koşullar dayatılan işçi sınıfının, bu boğucu atmosferden çıkış yolu arayarak, mücadele bayrağını yükselten bir kesiminin karşısına bu kez de sermaye devletinin kolluk güçleri çıkmaktadır. 

AKP- MHP rejimi pandemide kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin gibi kapitalistleri ihya eden düzenlemelerle sermayeye adeta cennet koşulları yarattı. Kuralsızlığın kural olduğu fabrikalarda, kapitalistler ücretsiz izin saldırısını mücadeleci işçilerin üzerinde sopa olarak kullanmaktadır. 

İşçilerin en temel hakkı olan sendikalaşmaya bile tahammül edemeyen kapitalistler, Türkiye’nin birçok yerinde işçileri ücretsiz izine çıkarttı. Sinbo, Systemair HSK, Baldur, Özer Elektrik ve Termokar fabrikalarında çalışan metal işçileri ise ücretsiz izin dayatmasını kabul etmeyerek mücadele bayrağını yükseltti.

Bununla birlikte tazminat haklarını almak için aylardır direnen Soma ve Ermenek maden işçileri ortaya koydukları direnme iradesi ile işçi sınıfına güç ve moral vermektedir. Maden işçileri, sermaye devletinin kalbi olan Ankara’ya yürüyüş gerçekleştirmek istemiş ama her defasında jandarma barikatıyla ve sonrasında şiddetiyle karşılaşmıştır. Maden işçilerinin iradesini kıramayan AKP- MHP rejimi işçilerin taleplerini hep başka bahara ertelerken, yandaş Uyar Madenciliği koruyup kollamaktadır.

Geçtiğimiz haftalarda Gebze’de direnişte olan Systemair HSK, Baldur ve Özer Elektrik işçileri de Ankara’ya yürüyüş yapma kararı almışlardı. Hemen akabinde ise Kocaeli Valisi pandemiyi gerekçe göstererek bir ay boyunca il sınırları içerisinde eylem ve etkinlik yapmayı yasakladı. Yasağa rağmen eylemlerini ve yürüyüşlerini yapmak için toplanan Birleşik Metal İş sendikası üyesi işçilere polis saldırdı. Onlarca metal işçisi gözaltına alındı. AKP iktidarı, yasalarıyla, valisiyle, polisiyle bir cümle devletin tüm kurumlarıyla sermayedarların yanında yer almaktadır. Yandaş sermayesini devletin tüm imkanlarını seferber ederek palazlandıran, koruyan Saray rejimi, TÜSİAD üyesi kapitalistlere ve yabancı sermaye gruplarına da aynı tutumu sergilemektedir.

Çünkü AKP iktidarı bir sermaye partisidir. Başta TÜSİAD olmak üzere, büyük sermayenin ‘sözcülüğünü’ üstlenmekle kalmamış; MÜSİAD ve TOBB çatıları altında kümelenen irili ufaklı sermaye gruplarının da hem sınıfsal çıkarlarını hem de yatkın oldukları ideolojik-kültürel çerçeveyi temsil etmiştir.

Kapitalistlerin vurucu gücü olduğunu her defasında hatırlatan gerici faşist rejim, işçi sınıfına tam kölelik dayatmaktadır. “Yerli ve milli” safsatasını kullanan rejim, TÜSİAD, MÜSİAD ve yabancı sermayedarların istekleri doğrultusunda hareket etmektedir. Dini istismar ederek, şoven propaganda yaparak emekçi kitleleri uyuşturmaya çalışan iktidar, kapitalistlerin programını sorunsuz şekilde hayata geçmesi için azami çaba sarf etmektedir.

Gelinen yerde ağırlaşan ekonomik krizi yönetme kabiliyetini yitirmeye başlayan rejim, kapitalistlere güven tazelemek için adımlar atmak zorunda kalmıştır. Bütün sorumluluğu damat bakana yükleyen Erdoğan, emekçilere “acı reçeteye” hazır olmalarını söylerken, piyasaya ise tatlı dil kullanarak yapacağı reformların müjdesini vermiştir.  

Kapitalistler istedi diye esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştıran, işçi sınıfının elinde bulunan kırıntı haklara dahi göz diken ve her fırsatta gasp etmek için gündeme getiren AKP-MHP rejimi, en ufak hak alma mücadelesine dahi tahammül etmeyerek yasaklarla, kolluk kuvvetlerinin şiddetiyle boğmaya çalışmaktadır. Bu nedenle işçi sınıfı hak alma mücadelelerinde, kapitalistlerin demir yumruğu olan rejimi de karşısına almalıdır. İşçi sınıfı, sermayeye ve sermayenin diktatörlüğüne karşı kitlesel, militan ve birleşik mücadele hattı ile ancak yaşadığı karanlık tablodan kurtulabilir.